Mavi

13.4K 591 479
                                    

Lanet olasıca herifler, ben buradan kurtulunca canınıza okumayacak mıyım? Siz kiminle uğraştığınızı bilmiyorsunuz... Bir kez daha ellerimi çekiştirdim. Bir kadını zincirlere vurmakta neyin nesiydi? Siz adi adamların tekisiniz... Sizin canınıza okuyacağım... Ağzıma tıkadıkları bez parçasının izin verdiği kadar homurdanmıştım. O ıssız yere tek başıma gitmemeliydim Hasan haklıydı, o mafya bozuntusuyla tek başıma uğraşamayacağım belliydi. Ekibi beklemem gerekiyordu. Pişmanlıklarım kursağımda tıkandığın da daha çok ses çıkarmaya başladım. Önümde ki iki kumarbaz pişti oynayıp duruyordu. Sinirden titreme alınca hareket etmeyi kestim. Neredeyse gücüm tükenmişti. Bilmem kaç satir burada hapis hayatı yaşıyordum...

Nerede kalmıştı soysuz patronları? Az önce aralarında birkaç dakikaya kalmaz gelir diyorlardı. İkisi aninden kalktıklarında ayak seslerine kulak kabarttım. Bir değil birden fazla ses geliyordu. Demir kapı tiz bir sesle açıldığında ikisi el pençe vaziyete gelmişlerdi. Sokak köpekleri, nasılda paranın kölesi olmuşlardı. Öfkeyle başımı kaldırdığımda onu fark ettim. Şahin Korhan... Bir doksan boyuyla içeriye havalı bir giriş yapmıştı. Kasıntı herifin teki olduğu nasılda belliydi. Benden tarafa bakmadan doğruca köpeklerine gidip rapor verin demişti. Adamların ilk söylediği kadın komiser yardımcısıymış olmuştu... Tabi bir de köpeklerinden birini vurduğumu söylemişlerdi. Bunu söylerken sırıtmıştım. Elimden gelse daha fazlasını vuracaktım. Arkamdaki sinsi herifi fark etmekte geç kalmasaydım onları da çoktan vurmuştum. Patronları bana göz ucuyla öylesine bakıp tekrar önüne dönecekti ki o şahin bakışlarını gözlerime dikti. Bana tuhaf bakışlar atmakla yetinmeyerek üzerime doğru yürüdüğünde yüzümdeki sırıtışı azaltmamıştım. "Demek kadın halinle mekânıma baskın yaptın? O da yetmedi bir adamımı vurdun?" Alkışlamanı bekliyordum neden alkış tutmuyorsun, ben daha seni vuracağım.

Yanında duran adam baş hareketiyle bir şey yapmasını istedi. Adam bana doğru eğildiğinde kaşlarımı çatmıştım. Yanlış bir şey yaparsa kemiğine kadar dişlerdim. Her durumda kendimi savunmalıydım. Sonunda ağzımdaki bez parçasından kurtulunca saçlarımı sağa sola savurttum. Az kalsın terden ölecektim, kaşıntımı bir kenara bırakırken "Son bir arzun var mı?" diye sorduğunda belinden silahı çıkarıp namluyu başıma doğrultmuştu.

"Canın cehenneme!" Ondan gözlerimi tek bir saniye dahi ayırmadan gözlerinin içine bakmıştım. Yüzümde yalnızca tiksinti... O kansız adi adamın tekiydi. Ölmeyi beklerken sessizlik uzamıştı. Ben ona gözlerimi kırpmadan bakarken bir anda sırıtarak silahını beline soktu. "Onu çözün!" dediğindeyse arkasına bakmadan hızlı adımlarla gitmişti. Neden beni öldürmemişti. Gördüklerimden sonra beni sağ mı bırakacaktı. Kansız! Kesin bir planı vardı. Yoksa onun beni sağ bırakması mucizeydi. Adamlar yanıma geldiklerinde sanki bana ürktükleri bir hayvana bakar gibi bakıyorlardı...

Mavi, bu senin şansın... Bu itlere hayatlarının dersini verebilirsin. "Bırakın!" Diyerek doğrulup bileklerimi ovdum. Etrafımda onlarca adam varken ne bağırırdım ne de kaçmaya çalışırdım. O kadar da ahmak biri değildim. Bu sabah büyük bir aptallık yapsam da şu anda hatamın bedelini ödüyordum. Koridor gibi uzanmış adamların arasından başım dimdik yürüdüm. Çıkışa geldiğimde önümü bir kesti, elindeki siyah kuşağa bakıp iç çekmiştim. Durup gözlerime bağlamalarını beklerken dişlerim zangırdıyordu. Ne yapıp edip bunların elinden kurtulmalıydım, tabi öncesinden birkaç delil toplasam hiç fena olmazdı... Kolumdan biri tutunca irkilerek yürümeye devam ettim. Basamaklardan çıkıp düz bir yolsa ilerlediğimizde çıkışa yaklaştığımızı fark ettim. Adam önce basamak var demiş basamakları indiğimizdeyse başımı eğmem konusunda komut vermişti. Adamın direktifleriyle oturduğumda derin bir nefes aldım. Sürgülü kapı sesini işittiğimde yakınlarımda birinin nefes aldığını fark ettim. Arkama yaslanıp kollarımı göğsümde kavuşturduğumda "Acaba senin aptal korumaların neden ellerimi bağlamadı. Hayır, ellerim bağlı değilken gözümü kuşak bağlamalarının ne gibi bir anlamı var bilmiyorum." Diyivermiştim. Karşımdaki her kimse basit biri olmadığı kesindi. Cevap gelmeyince düzenli nefes alışverişini dinlemek zorunda kaldım. "Acaba cevap vermeyi düşünüyor musun, yoksa çözeceğim."

AŞKA TUTSAK 🚬 BİZE SEN KALA 3Where stories live. Discover now