3. BÖLÜM (Nakil Öğrenci)

49 12 83
                                    

Multimedia: Akgün

KZ'nin 3. bölümüyle karşınızdayıım 🤗
İnanın yazdıkça yazasım geliyor ama finallerim yeni bittiği için anca paylaşabildim.

Çok fazla uzatmadan sizi 3. bölümle baş başa bırakıyorum.

İyi okumalar ❤️

•••

" Öyle oldu işte."

Olaylı akşam yemeğinin üzerinden iki gün geçmişti. Esra her söylediğim cümlenin sonunda tarif bile edemediğim türlü şaşkınlık sesleri çıkartırken, "Çok ağır konuşmuşsun," dedi. "Bu söylediklerinden sonra bence daha fazla üstelemez."

Köşedeki moda dergilerinden birkaç tanesini alıp yatağımın üstüne yerleşirken "Ben de öyle düşünüyorum," dedim ve onu onayladım. "Zaten eve geldiğimizde annem ve babam soru yağmuruna tuttular. Ben de olan biteni kısaca anlattım onlara."

"İyi yapmışsın. Bilmeleri iyi olmuş," dedi Esra. Önüme aldığım bir derginin kapağını açıp sayfalarını karıştırmaya başladım. "O zaman Hale Hanım'ın dediği gibi yeni bir özel hocaya hazırlansan iyi edersin."

"Sorma ya!" dedim sitemle. "Eğer özel hoca kabul etmeseydim, Hülya Hanım'la annemin arasında kalıp Doruk'a haftanın üç günü katlanmak zorunda kalacaktım."

Esra karşıdan koca bir kahkaha attı. Hatta öyle bir güldü ki telefonun cızırtısından dolayı kulağımdan uzaklaştırmak zorunda kaldım. "Eğer öyle olsaydı ne gülerdim var ya!" dedi hala gülmeye devam ederken.

"Gülmekten kastın tam olarak böyle mi?" dedim alayla. Sıkıntıyla kapattım derginin kapağını. İlgimi çeken bir şey görememiştim.

Esra nihayet gülmeyi kesti ve, "Peki ne zaman gelecek hocamız?" dedi o da benim gibi dalga geçerek. Omuz silktim.

"Annem okulun ilk haftasından söz ediyor. Birisini bulmuş bile," dedim ilgisizce. "Yani bu hafta içi."

"Ahh!" diye inledi Esra. "Ciddi ciddi yarın okullar açılıyor öyle mi?"

"Ne yazık ki," dedim yanıt olarak. Aslında bir yandan sevinmiyor değildim, dersler başlayınca en azından kafa yoracak bir şeyim olacaktı. Ama daha sonra Doruk'la aynı sınıfta olduğum gerçeği aklıma geldiğinde tüm bu düşüncelerimin üzerinden yeller esti. Esra'yla telefonu kapattıktan sonra saatin geç olduğunu fark ettim ve ışıkları kapatıp yatağıma girdim.

Doruk'la o akşam konuştuklarımızdan sonra bir daha ne arıyordu ne de mesaj atıyordu. Sonunda ondan kurtulduğum için seviniyordum, ve tabii eteklerimdeki taşları döktüğüm için de.
Annem ve babama olanları anlattığım gün, yani o akşamın dönüşünde annemin surat ifadesi aklımdan çıkmıyordu. Babam konuyu fazla uzatmadan bana bıraktığını söyleyip her kararımda arkamda olduğunu belirterek kenara çekilmişti. Annem ise sanki ihanete uğrayan kendisiymiş gibi şoka girmiş ve konu hakkında tek tük kelimeler dışında yorum yapmamıştı. Doruk'a fazla güveniyor olmalıydı.

Göz kapaklarımın ağırlaştığını hissettiğim için üzerinde yoğunlaştığım düşüncelerimi bir kenara süpürüp komodinin üzerinde duran telefonumdan istemeye istemeye sabahın 7'sine alarm kurdum ve gece lambasını kapatıp kendimi uykunun huzurlu kollarına bıraktım.

•••

Şu ses...

Kulaklarımı tırmalıyordu. Okulda gitmek tamam da, şu saatleri bir düzene mi koysak acaba? Bakanımıza sesleniyorum!
Sabahın 7'sinde kalkıp gittiğimiz bir yeri nasıl sevmemiz bekleniyordu?

Kırılan ZincirlerWhere stories live. Discover now