1.BÖLÜM: YIL DÖNÜMÜ

Começar do início
                                    

"Beni kaldırma lütfen," dedim sadece, aklımdan geçirdiklerimi Nejat'a söylememin bir anlamı yoktu. "Lütfen Nejat,"

Anlamsız birkaç homurtu çıkardıktan sonra hızla yerinden kalktı ve arkasını döndüğü gibi büyük adımlarla benden uzaklaştı. Rahatladığımı hissederken kollarımı masaya yerleştirmiştim ki mikrofondan geldiği belli olan rahatsız edici bir cızırtı kulaklarıma doldu. Müzik kesilip ışıklar tek bir yönü hedef alınca o yöne doğru döndüm ve balo salonunun en sonuna konmuş olan, bir metre kadar yükseklikteki sahnede bir adamın elinde mikrofonla insanlara bakındığını gördüm. Buradan bile gülümsediğini net bir şekilde görebiliyordum.

"Değerli misafirlerimiz," diye söz başladı beyaz frak giymiş olan konuşmacı. "Bu güzel ve özel güne, sevgili çiftimizin beşinci evlilik yıldönümü kutlamasına geldiğiniz için hepinize teşekkürlerimi sunuyorum." kısa bir alkışlanma sonrasında devam etti: "Bu güzel kutlamayı tam anlamıyla başlatmak için çok değerli çiftimizi alkışlarla birlikte, açılış dansını yapmak üzere sahnemize davet ediyorum!"

Oldukça güçlü bir alkış sesi tüm salonda yankılanmaya başladı. Aynı anda bedenimde de bazı hisler yankılanmaya başladı ama bunlar kesinlikle olumlu hisler değildi. Oturduğum yerde derin bir nefes verirken bakmasam da bütün yüzlerin bana döndüğünü hissettim, gerginlikle yutkunarak ayağa kalktım. Boş sahnenin zemininden çekmediğim gözlerimle masadan ayrıldım, uzun elbisemin eteğini kaldırarak yerde serili olan kırmızı halı üstünde ilerlemeye başladım. Sanki ben adım attıkça alkış sesleri daha da artıyordu, bu da gerginliğime gerginlik katıyordu.

Kısa bir süre sonra krem rengi, sadece mermerle kaplı olan zemine geldim ve birkaç adım daha attıktan sonra salonun ortasında durdum. Artık herkesin beni tam anlamıyla gördüğü gerçeğini unutmaya çalışarak gözlerimi yerden aldım ve karşımda bana doğru gelmekten olan Nejat'a odaklandım.

Benim aksime oldukça rahat ve kendinden emin adımlarla birlikte yanıma geldi, tam karşımda durduğu anda salonun ışıkları karardı ve sadece bizim olduğumuz yer aydınlık kaldı. Kendimi düşüncelerden uzak tutmaya çalışarak elimi kaldırıp Nejat'ın omuzuna koydum, diğer elini de tuttuğumda dans için uygun bir pozisyona gelmiştik.

"Biraz gülümse," dedi Nejat kulağıma doğru. "Gemilerin batmış gibisin,"

O pek de içten olmayan gülümsemesine karşılık dudaklarımı kıvırdım, kulağıma dolan şarkıya odaklanmaya çalışarak Nejat'a ayak uydurmaya başladım.

"Çok güzel bir gece, değil mi?" diye sordu, gerçekten de bu sorunun cevabını merak ediyordu. "O kadar uğraştığıma değdi sanırım?"

"Değdi," dedim çünkü duymayı istediği cevap buydu. "Her şey çok güzel gözüküyor,"

"Senin de seveceğine emindim zaten," sesine ve yüzüne yansıyan bir böbürlenmeyle göz kırptı. Bu hali bana tuhaf geldiği için bir an güleceğimi sandım ama neyse ki böyle bir şey olmadı.

Burada sevebileceğim tek bir şey bile yoktu. Her yeriyle abartı kokan bu mekanda her şey fazlaydı benim için; tavandan sallanan koca koca avizeler, büyük yuvarlak masalar, duvarlara asılmış büyük tablolar, yerdeki halı, zeminin kendisi... Her şeyiyle üzerime geliyordu sanki.

Bakışlarımı Nejat'tan alarak çenemi omzuna yasladım ve sadece müziğe odaklanmaya çalışarak dansın bitmesini bekledim. Dakikalar sonunda müzik durduğunda salon yeniden aydınlandı, insanlar yeniden alkışlamaya başladı. Nejat'tan ayrıldığım sırada o rahatsız eden mikrofonun gıcırtısını yeniden duydum.

"Harika!" dedi sunucunun o tanıdık sesi. "Muazzam bir uyum!" sesin geldiği yere bakmak için dönecekken sunucu hemen Nejat'ın yanında bitiverdi. O gülümsemesi o kadar gerçekçi duruyordu ki sanki bu gece için bizden daha mutluydu.

MESELOnde histórias criam vida. Descubra agora