44

1.2K 85 13
                                    

Doğa gördüklerinin şokuyla ağlayarak bana bakıyordu. Umursamadan yanıma gidip kolundan tuttum.

"Yürü."

Peşimden sürükleyerek ateşin dibindeki itin önünde durdurdum.

"Şimdi son bir kez şansın varken özür dile."

"Asla!"

Yüzüne tekme atıp kaşlarımı alayla kaldırdım. Doğa elimden kurtulup korkuyşa bir adım geriye çekildi.

"Özür dile."

"Bence dilemelisin." diyen ortağına bakıp sırıttım.

"Seni öldüreceğim!"

Alayla kollarımı kaldırarak kahkaha attım. Hala intikam alabilme gibi bir düşüncesi olduğuna inanamıyordum.

"Bunu yapacak bir hayatın kalacak mı ki?"

"Göreceğiz! Ve sen Doğa! Küçük piç!"

Doğa hiç beklemediğim bir şey yapıp Özgür'ün yüzüne tekme atmıştı. Kaşlarımı kaldırarak ona bakmıştım. Bunu yapacağını asla tahmin etmiyordum.

"Bir daha konuşursan bu sefer o dilini ben keserim anladın mı beni pislik!"

"Ooo yetim kız da acımasız olmuş. Kalbimi kırdın ama."

Doğa daha fazla bakamayarak bana sarıldığında hiç beklemeden sağlam kolumla beline sarıldım. Adamlara ateşe atmaları için işaret verdim.

Özgür bağırıyor ve bırakmaları için tehditler savuruyordu. Adamlar onu kaldırıp ateşe attıklarında o acı dolu ses bana daha çok zevk verirken Doğa başını göğsüme daha çok bastırarak gömleğimi sıkıyordu.

Dakikalar sonra o inleme ve acı ses kesilmişti. Yerini kızarmış et kokusu aldığında ortakları burnunu tutarak başka tarafa döndüler. Doğa'nın bu görüntüyü görmesini istemediğim için oma sarılmaya devam ederek eve doğru yürütmeye başladım.

İçeriye girip kapıyı kapattığımda benden ayrılıp şişmiş gözleriyle bana baktı.

"N-Neden yaptın bunu?"

"Seni benden alacaktı."

"Yüreğin sızlamadı mı?"

Kalbimi gösterek gülümsedim.

"Burayı sızlatabilecek tek kişi sensin. Gerisi umrumda değil."

"Buna inanamıyorum. B-Ben bütün bu olanlara nasıl izin verdim ona da inanamıyorum!"

Eliyle yüzünü kapattıp bana arkasını dönmüştü. Kolundan yakalayıp kendime çevirmek istemiştim. Ama ters tepip beni itmişti.

"Dokunma bana!"

"İstediğin kadar bana kız öfkelen ve benden nefret et! Ben buyum ve hep de böyle olacağım!"

"Sen bu değilsin tamam mı!"

Sesini yükselterek tekrar bana döndü.

"Sen iyi biriydin! Neden onu öldürdün!"

"Sende buna izin verdin unutma!"

"İyi de ben sana öldür demedim ki!"

Son kelimelerinde ağlamaya başlamıştı.

"İyi biri olmaya çalışmaktan sıkıldım Doğa. Ben her zaman buydum. Ve böyle olmaya devam edeceğim. İstediğin kadar kabullenme. Bu zamana kadar senin için sustum."

"O zaman benim için susmaya devam etseydin Kartal! Allah bize yaşattıklarını ona yaşatırdı elbet."

Cevap vermeme engel olan o kapı sesiyke yumruklarımı sıkarak kimin geldiğine baktım. Özgür'ün ortakları gelmişti. Tartıştığımızı gördüklerinde tekrar çıkmak istediler.

"Durun."

"Biz yanlış bir zamanda geldik sanırım. Yenge ile-"

"Yenge demeyi kesin! Ben kimsenin kaısı ya da sevgilisi değilim lütfen!"

Doğa'nın bu itirazından sonra yorgun gözlerle ona baktım. Artık bazı şeyleri zorlamak beni yormuştu.

"Pekala. Biz gidiyoruz. Ayak bağımuzın yok oluşunu kutlayacağız. Gitmeden önce sana söyleyelim dedik."

Başımı sallayıp gitmelerini işaret ettim. Onlar gidince kapıyı kapatıp tekrar Doğa'ya döndüm.

"O konuşulan her şey asıl bendim Doğa. Kimseye acımayan, sadece çıkarınu düşünen acımasız kalpsiz Kartal Artuğ. Benim doğamda bu var."

"Sus duymak istemiyorum."

"O senin değer verdiğin insanların katili."

"Sende omun katilisin. Şimdi ondam ne farkın kaldı söyler misin bana?"

Sinirle ellerimi yüzümden geçieip derin bir nefes aldım. Her şeyi onun için yaptığımı hala görmemesi artık beni delirtiyordu.

"Doğa yeter. Artık seni bir şeylere inandırmaya çalışmayacağım. Yaptığım onca şey senin içindi. Ama bunu göremeyecek kadar körsün. Ve artık senin gözlerini açmak için çabalamayacağım."

İşaret parmağını bana sallayarak yaklaşmıştı. Gözlerindeki o acı içimi parçalasa da hiç bir şey yapmayacaktım.

"Sen benim için hiç bir şey yapmadın. Az önce yaptığın o zalimlik benim için değildi. O pisliğin bedeninde bıraktığı öfkeydi."

Pes ederek başımı olumsuz anlamda salladım.

"Kimseye beni öfkelendirebilmesi için değer vermedim. Ve gözlerimde gördüğün o öfke sadece sana karşı. Ben sadece sana sevgi vermek istedim. Ailen olmak istedim. Seni mutlu etmek ve hayalini benimle paylaşmanı istedim."

Delirmiş gibi gülerek göz yaşlarını sildi.

"Bir söz vardır bilir misin? Seni dünyaya getirenler sevmediyse eğer tüm dünya seni sevse sevgisiz hissedersin. Sen beni istediğin kadar sev bu içimdeki o koca boşluğu hiç bir zaman doldurmayacak. Ve biliyor musun? İlk aşkımdın. Şimdi düşünüyorum da acı ve işkenceden zevk alan adamın ilk aşkım olması beni gerçekten utandırıyor. Keşke seni hiç sevmeseydim! Keşke hiç karşıma çıkmasaydın!"

Sözleri kalbimi acıtırken gözlerimin yandığını hissediyordum. Ben bunların hiç birini haketmemiştim. Eğer bir hata yaptıysam o da yanlış kadınları sevmemdi. Elimle kapıyı işaret ederek sıktığım dişlerimin arasından öfkemi dindirmeye çalışarak konuştum.

"Çık..."

"N-Ne?"

"Çık dedim! Sen benim sevgimi zerre haketmiyorsun! Defol git lan evimden!"

Doğa inanamayarak gözlerime bakarken kolundan tutup yürütmeye çalıştım. Elimi itip kolunu bırakmamı sağlamıştı.

"Bırak beni. Kendim giderim."

"Defol lan!"

ZEMHERİ (Kırık Hayaller Serisi I)Where stories live. Discover now