"Bilmiyorum Jungkook. Bunun plan olduğu ve adamı takip ettiğin anlaşılırsa iyi rezil olursun. Ayrıca muhtemelen seni sapık sanarak senden iyice uzaklaşır. Gerçi zaten modern bi sapıksın, rüya sapığı ama neyse. Hem planın gerçeklikten uzak olan bir noktası daha var o da şu ki adam muhtemelen adını sadece instagramdan görebileceğimiz mağazalardan alışveriş yapıyor sen pazardan giyiniyorsun ulan. Senin neyine pahalı mağazalara gitmek?"

"Of Eunwoo salak salak konuşma giydiğim markaya bakmak için kıyafet etiketlerime bakacak hali yok. Alnımda da Gucci giymez yazmıyor. Belki zengin biriyim nereden bilebilir ki? Hem şu an tam zengin ve ünlü gibi duruyorum."

"Nasıl zengin ve ünlü gibi durduğunu merak ettim doğrusu. Annenin altın kolyelerini takıp bileziklerini mi çaldın ne yaptın?"

Bugün kaçıncı olduğunu bilmediğim bir şekilde göz devirdim.

"Hayır salak simsiyah giyindim siyah bir şapka ve siyah bir maske taktım. Ünlüler dışarı çıkarken kamufle olmak için benim gibi sade giyinirler. Gerçi şu an bir ünlüden fazlasıyım kıyafetlerim üzerime tam oturduğundan beni gören dönüp bir kere daha bakıyor. Onlar da haklılar mankenlere taş çıkartırım bendeki fizik kimde var be?"

"Bunu bana mı söylüyorsun?"

"Ne?"

"Fiziği diyorum. Fiziğim senden iyide malum."

"Lan yürü git. Enişteni tavladığımda ve onunla randevuya çıktığımda tekrar ararım bayyy."

Bir şey demesine izin vermeyip telefonu yüzüne kapattım. Heyecanla yanlış bir şey yapmamaya çalışarak her zaman girdiğim bir mağazaymış gibi Gucci'ye girdim. Yanıma gelen çalışana gülümsedim.

"Nasıl yardımcı olabilirim efendim?"

"Genel olarak bakacaktım, hoşuma giden bir şey bulursam sizi çağırırım."

Yanıma gelen kadını nazikçe kovduğumda kazaklara bakıyormuş gibi yaptım ve cidden müşteri gibi gözüküyor olduğuma emin oldum. Şüphe çekmeyecek kadar zaman harcadıktan sonra reyonlara bakma bahanesiyle etrafta göz gezdirmeye ve Taehyung'a bakmaya çalıştım. Hırkaların orada gördüğüm bedenle kalbimin atma hızı değişti ve anlık olarak yüzüm sıcakladı. Arkası dönüktü onun olduğunu çoğu kişi anlamazdı fakat ben şeftali gibi olan poposunu nerede görsem tanırdım.

Kim Taehyung buradaydı. Hayatımın aşkı birkaç metre ötemdeydi.

Heyecanımı üzerimden atmak için başımı salladım ve emin adımlarla yanına gidip baktığı reyona bakıyormuş gibi yaptım. Aramızda bir metre vardı. Beni fark etmemişti. Taehyung dış dünyaya karşı her zaman böyleydi. Bir şeye odaklandıysa çevresinde olanları fark etmez oradan soyutlanırdı.

Bu yüzden kendimi belli edebilmek adına uzandığı hırkaya ondan önce uzanıp elime aldım ve dikkatini çektim. Elimdeki hırkayı dünyadaki en nadide parçaymış gibi inceleyip yanımdaki adamın farkında değilmişim gibi davrandım.

"Beyefendi yalnız sizden önce ben uzanmıştım ona."

Kaşlarımı havaya kaldırarak şaşırmış bir ifadeye büründüm.

"Hiih öyle mi üzgünüm, buyurun lütfen."

Ona döndüğümde daha da şaşırmış gibi yaparak kalbimin atış hızını umursamadan oyunculuğumu konuşturdum.

"Aaa Bay Kim?! Siz miydiniz?"

O da şaşırmış olacak ki dudakları aralandı.

"Jeon Jungkook?"

Dream Glow 2 | Taekook ✓Where stories live. Discover now