10

142 7 5
                                    

- Çok büyük bir hata yaptın. Nasıl bir bulanık için bana saldırırsın!

- Kimseye böyle bir büyü yapmamalıydın.

- Bulanık kızla bir ilgisi olmadığını mı söylüyorsun?

- Evet, artık senin gibi biri olmayacağım. Artık senden korkmuyorum baba!

Oğluna hızlıca yaklaşıp tutarak asasını yanağına bastırır. Draco boyun eğmemekte kararlı olup:

- İmmobulus!.. Sen beni gerçekten sevdin mi? Annem dışında biri beni sevdi mi!

Draco oradan uzaklaşır...

*O sıra Harry ve Hermione*

Hermione yavaş yavaş gözünü açmaya ve kendine gelmeye başlamıştı. Sandalye de oturan Harry'i görünce gülümseyip  ne olduğunu hatırlamaya çalışıyordu. Çiçeği görünce görevi başarıyla tamamladıklarını anladı ama bir adamın ona saldırdığını hatırlıyordu. Harry beni kurtarmış olmalı diye düşünüp sonraki malzemeyi nerde bulabileceğine baktı.

* 2 saat sonra *

Harry hala uyanmamıştı. Sessizliği bozan kapının çalınmasıydı. Hermione asasını alarak kapının önüne gelip kimin geldiğine baktı ve gördüğü kişi onu mutlu edip direk açtı.

- Burada olmaman gerekirdi. Seni yanlış anlayabilirim.

- Bir hoşgeldin yok mu? Sana zaten kötü davranıyorum bulanık. Bu yüzden bu büyü benim için işe yaramaz.

- Aa, hoşgeldin ama sen neden geldin?

- İksirin bir sonraki malzemesi için detaylar burda.

Draco elindeki kağıt parçasını uzatıp ona gülümser.

- Potter nerede?

- Uyuyor.

- Sana bakması gerekmiyor mu?

- Ben iyiyim. Sanırım çok yorulmuş. Orada bir şey bize saldırdı ve sanırım o beni kurtardı. Biraz dinlensin.

Draco, Harry'nin daha hiç bir anlatmadığını anlayarak bozuntuya vermeden:

- İyi, ben gitmeliyim. Şimdi bir bulanık beni yanlış anlarsa düşmanı olduğumu düşünür.

Hermione gülerek:

- Seni hiç bir zaman bir düşman olarak görmeyeceğim Malfoy.

Bu cümle Draco'nun hoşuna gittiği için sırıtır ama büyü ona zıt bir tepki verir diye iyi bir şekilde cevap vermemeye çalışır.

- Peki, bulanık. Sonra görüşürüz.

Draco ordan uzaklaşırken Hermione gülümseyerek kapıyı kapatır. Arkasını döndüğünde bir çift zümrüt yeşili gözlerinin ciddi bakışlarına maruz kalır.

- Ne kadar da mutlusun. Bu mutluluğunuzu neye borçluyuz?

- Iıı, Draco geldi ve bir sonraki malzeme için detayları verdi.

- Neden bir başkası getirmedi?

- Nerden biliyim ben Harry.

- Anladım...

Harry arkasını dönüp odaya geçerek iksir hakkında bilgi toplamaya çalışıp kitapları karıştırır. Hermione onun kıskandığını düşünüp yanına giderek kucağına oturur.

- Biri kıskanmış.

- İşlerim var, Herm.

- İksirle ilgili pek bir bilgi olmayan kitaplarda mı?

- Evet.

- Kıskanmanı anlıyorum ama beni kendinden uzaklaştırma. Benim tek hazinemsin.

- Şuanlık için.

- Anlamadım?

- Büyüye karşı bir iksir yaptığımız da daha rahat olacaksın. Draco...

- Saçmalama Harry! Ben bu büyüyü bahane ederek sana yaklaşıyorum. Bu büyü aslında o kadar da kötü değil. Seninle yakınlaşmamızı sağlayan bu büyü. Birbirimize açılmamızda bize cesaret verdi.

Harry, Hermione'ye sarılarak:

- Evet, iyi yönleri de var ama bunun sonunun ölüm olduğunu unutmamamız lazım. Ölmeni istemiyorum. Bu yüzden bunları hemen halletmeye çalışalım.

Hermione, Harry'nin dediklerine gülümseyip gözlerine bakmaktan konuşamayıp öylece durur. Harry onun bu durumuna gülmeye başlar.

- Gözlerine sonsuza kadar bakabilirim.

- Gözlerimi bu kadar çok seviyorsan benimle biraz daha ilgilen. Yoksa sana küsecekler.

Hermione gülümseyerek:

- Demek öyle...

...



İmmobulus: Hedefi donuklaştırır ve hareketsiz kılar.

Bana sorarsanız bunları Draco kendi için yapıyor. Belkide hem kendi hem Hermione için. Bilemeyiz...

İksirin bir sonraki malzemesi eskisi kadar tehlikeli mi yoksa kolay mı ama unutmayın normal de zehirli ormanda kolaylıkla çıkabilirlerdi. Lucius Malfoy gelmeseydi...

Harry Potter: Bilinmeyen Lanet Where stories live. Discover now