Jeongin'den birkaç santim kısa olduğundan bu görüntü çok şirin gözükmüştü.

"Minho hyungları uyandırmayacak mıyız?"

"Birazdan uyandırırız. Jiho'nun ameliyatı için Bay Park ile konuşacağım. Bugün ameliyatların çok yoğun olmadığını hatırlıyorum. Zamanımız kalacaktır."

"Hyung istersen şimdi ara. Bay Park bizden de erken uyanıyor. Şu an kahvesini yudumlarken son durumlara bakıyordur kesin."

Jeongin, kendisine sarılan sevgilisinin izin verdiği kadarıyla Changbin'e dönerek söylemişti. Bay Park şirin bir adamdı. Hayatı çok düzenli ve güzeldi. Hastanenin en başarılı ve en eski doktorlarından biriydi ve herkes tarafından çok sevilirdi.

"Doğru diyorsun."

Changbin onların yanından telefonla konuşmak için ayrılırken Jeongin karnının üzerinde birleşmiş ellere baktı.

"Hadi masaya otur hyung. Bak eline yağ sıçrayacak diye korkuyorum."

"Bir şey olmaz bana."

Jeongin ocağın altını kapatıp arkasını dönmüş, Chan'ı gıdıklamaya başlayarak kendinden ayırmıştı.

En büyük olan gözleri kısılarak gülerken Jeongin de onun gibi gülümsüyordu. Çocuk yumurtayı tabağa koyarak masaya bırakmış, meyve sularını koyacakken Changbin girmişti içeriye.

"Bay Park izin verdi. Beraber yapacağız ameliyatı. Bayan Ro'nun da bizimle olacağını söyledi."

Changbin masaya oturmadan önce Minho ve Jisung'u uyandırmaya gitmişti. İkisi de itiraz ede ede sonunda uyanıp mutfağa girebilmişlerdi.

Changbin'in yokluğunu hisseden Felix de kalkarak sevgilisine yapıştığında uyuyan tek çift Hyunjin ve Seungmin olmuş, ikisine kimse dokunmamıştı.

_____

Jiho'nun üzeri güzelce giydirilmiş, Jisung'un elini tutarak hastaneye doğru yol almışlardı.

Chan, Jeongin, Changbin, Jisung, Jiho arabayla giderken, Minho motora binmişti. Son anda Felix de onlara katılmış, arabada yer olmadığından Minho ile motora binmişti.

Hastaneye geldiklerinde Changbin ve Jeongin önden girmişler, beklemeleri gerektiğini söylemişlerdi.

On dakika kadar sonra iki beyaz önlüklü yanlarına geldi.

Jiho ve Jisung'u içeriye aldıklarında, Bay Park onları bekliyordu.

"Jiho sen olmalısın." diyerek gülümsemiş, ağrıyan dizlerine rağmen eğilerek çocuğun saçlarını sevmişti.

Onu takip ederek bir odaya girdiklerinde Bay Park hızlıca kontrol etmişti çocuğun ensesini. Ardından birkaç test yapıldığında gerçekten de cihaz olduğu ortaya çıkmış, çocuğu ameliyata almışlardı.

________

Changbin, Bay Park, Bayan Ro ve birkaç hemşire eşliğinde Jiho'nun ameliyatı atlatılmıştı.

Bay Park, Changbin'in küçük çocuğa kendinden iyi bakacağını bilse de bir gün hastanede kalmasının iyi olduğunu söylemişti.

Zaten Changbin ve Jeongin onun yanında kalsa bile Jisung da ısrar ettiğinde küçük çocuk ile birlikte üçü kalmışlardı hastanede.

Chan, Minho ve Felix onlara veda ederek geri döndüler. Felix bu sefer abisiyle gitme kararı almış, Minho önden hızla giderken Felix ve Chan onun arkasından ilerlemişlerdi.

Henüz hastaneden çok uzaklaşmadan, Felix kafasının içinde bir ses duydu.

"Geri dönün ve Jeongin'i alın. Çabuk ol Felix!"

"Ne? Minho hyung ne oluyor? Hyung arabayı çevir çabuk. Jeongin'i almaya gidiyoruz."

"Ne, neden?"

"Bilmiyorum! Minho hyung'un sesini duydum. Hemen alıp gelmemizi söyledi."

Chan arabayı döndürüp gaza bastığında hastaneye dönerken Felix Jeongin'e dışarıya çıkması için mesaj yollamıştı.

Hastaneye hemen vardıklarında Jeongin arabaya binmişti. Ama yanında Jiho da vardı.

"Jiho'nun ne işi var Jeongin!"

"Birden izi iyileşti. Ben de seninle geleceğim dedi. Engel olamadım."

Jeongin ve minik Jiho arkaya otururken Chan son hızla eve sürmüştü arabayı.

Ama evden yükselen dumanlar, dördünün de ağzının açık kalmasını sağlıyordu.

Minho gözyaşları içinde yanlarına gelmiş, hıçkırıklar eşliğinde evin yandığını anlatmaya çalışmıştı.

"Hyunjin ve Seungmin nerede!"

"Bilmiyorum, çıktılar mı görmedim!"

Jeongin, gözlerini hızla gezdirerek su kaynağı aramaya çalıştı. Sonunda bir musluğa bağlı hortum gördüğünde suyu kontrol ederek yangını söndürmeye başlamıştı.

"Sana yardım edebilirim."

Jiho, Jeongin'in elini kavradığında suyun akışı artmış, yangın sönmüştü.

O sırada Jiho Jeongin'in elini bırakıp eve doğru ilerlediğinde Chan öne atılacak olsa da Felix onu tutmuştu.

"Bekle hyung."

Çocuk, yanan evin duvarına dokunduğu gibi evin eski haline dönmesi ile üç büyük de ağzı açık kalmıştı.

"Abim çürütme gücünde. Ben de eski haline döndürebiliyorum." diyerek masum gözlerine baktığında, Chan ona 'aferin!' diyerek saçlarını okşamış, kucağına almıştı.

"İçeriye bakalım."

İçeriye girdiklerinde, Hyunjin ve Seungmin'i görememişti hiçbiri.

Felix, Hyunjin ve Seungmin'e mesaj yollamayı deneyerek ellerini kulaklarına kapattı.

bölüm sonu

mirror ✔Where stories live. Discover now