BÖLÜM 18:" DENİZ KABUĞU"

3.4K 779 63
                                    

3 saat önceki gördüğüm kötü şeyin sadece bir rüyadan ibaret olduğunu yeni idrak etmiştim dogrusu," O neydi öyle?"
Çok korktuğum belli oluyordu bu Jerry nin gözünden kaçmamıştı ben uykudan bağırarak uyandığımda bi on dakika sonra kapıyı açıp " ne oldu neden bağırdın öyle Luke " diye sordu.

Ben yok birşey dediğimde ise gozlerimin içinde olan korkuyu görmüş ve bana bir bardak su uzatmıştı " ve sadece bu kadar "
Daha fazlası değil.
Bu duygu karmaşıklığı içindeyken birden düşüncelerimi yoğunlaştıran bi zaman gelmişti aklıma ,
" büyük annem ve ben "

Buyuk annem bana arasira kısa ancak etkileyici hikâyeler anlatmaya bayılırdı
" Eğer bir gün aşık oldum dersen bi deniz kabuğu  tut ve denize fırlat meraklı gözlerle ona neden diye sormuştum. Çünkü demişti büyükannem, deniz sonsuzluktur, okyanus ise sonsuzdur " attığın deniz kabuğu sonsuzluğundan gelen aşkın olsun.
" peki dedim "

O ise bi kaç şey daha ekledikten sonra büyükbabamin çerçeveli fotoğrafına aşk ve özlem dolu bakışlarıyla bakmaya devam etti
" bizde daima sonsuz aşkın için de olucaz Luke "
Ben ve büyük baban Henri winston.

Dayanamayıp yumuşak beline salıvermiştim o anda " söz büyükanne dedim,
Bir gün aşık olunca sizinle aynı yerde aşkımı sizede göstereceğim."

"Orda olacağız Luke"

Çenemden akan gözyaşı kucağımdaki açık sayfayı ıslattiginda en güzel hatıralarımın içinden cikivermistim,

" nede güzel demişti "

Okyanus sonsuzluk tu deniz kabuğu  ise sonsuzluktan gelen askim olacaktı, gozyasimin islattigi sayfayı kapatmadan önce kalemimi bulup şu sözleri yazdım;

" gerçek aşk sonsuzluktan gelir okyanus sonsuzluğun, aşkın deniz kabuğu  olsun.
Ondan milyonlarca var diyenlere cevabın; " benim aşkım geldiği yerde var! Milyonların içinde değil olsun.
El yazım ile altına adımı yazıp defteri kapatıp yerine bıraktım.

Kapiya yöneleceğim sırada Jerry ilk kez gördüğüm endişeli surat ifadesi ile ve kan çanağına dönmüş gözlerle odanın kapısını araladı "benim ne oldu?" Dememe bırakmadan" toparlan çabuk dedi"
Abim bir saate burda olur!
"Jack Day buraya mı gelecekti? Demiştim usulca ve birazda endişeli.

Bir saat çok çabuk geçmişti doğrusu üstümdeki askılı elbiseyi değiştirip daha salaş beyzik bir t- shirt giydim hem altımdaki tayt ile daha uyum sağladı gibi,
Jerry kumsala inmiş ağabeyini orda bekliyordu, bende son dakikalar geçsin diye pencerenin önündeki tül perdeleri bi sağa bir sola cekistiriyordum.

" offf!
Neden endişe ediyorum ki ? Jack Day geliyor diyemi?
" hahh saçmalık "

Odamın kapısına yöneleceğim sırada on kapı büyük bir gürültü ile açılmıştı irilesmis göz bebeklerin ile arkama döndüğümde yerde sadece ondan fazla eşya torbası duruyordu.

" ne bu şimdi " Daha ne kadar kalıcaktik burda?
Torbalara doğru ilerlemek istediğimde elim karnıma gitmiş ve tehlikeli olduğunu düşündüğüm için vazgeçmiştim, hem 4. Aya kadar düşük tehlikeli vardı.
" öyleyse oturucaktim bende "
Ortada ki masadan altima bir sandalye çekip oturdum gözüm tekrar yerdeki poşetlere kayınca neden hala kimse gelmedi diye merak ettim.

Açık ta kalan kapının ardına baksamda kimseyi göremedim...., diye düşünürken uzaktan Jerry ve Jack in sesini işitmiştim gözlerimi sıkıca kapayıp derin bir nefes aldım, endişe ettigim tek şey; karnimda olan masum can idi ." Başkada birşey değil"
Ve evet Jerry ile Jack birbirlerine bakina bakina yanıma kadar gelmislerdi, önlerine çıkan torbaları birlikte kaldırıp mutfağın on duvarınin üstüne bırakmışlardı.
Jack ile göz göze geldiğimde bakışlarıni hızlıca ellerimle tuttuğum karnıma çevirdi,

"GİZLİ CEHENNEM: ADA"Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum