2.BÖLÜM

146 8 0
                                    

"Pembe sür pembe."

"Pembe oje az kaldı ama Gül yetmez."

"Banane ben pembe istiyorum. Pembe daha güzel."

Gül Neneye pembe oje aramak için bodruma indim. Kadın sabah erkenden kalkıp şehire gitmiş. Yaşlı falan ama baya akıllı. Seviyorum aslında çok tatlı. Kozmetikçiye girmiş. Ona yakın oje almış. Aseton da almamış. Sürmesini bilmediği için her yere damlatmış. Pembesi de bitmiş. Şimdi de pembe istiyor.

"Ben sana eflatun süreyim mi? Pembe gibi oda."

"Pembe yok mu?"

"Bitmiş pembe."

"Dur ben bir koşu gidip alayım. "

"Ya yok. Olmaz öyle biraz bekleyelim ablam da vardır belki. Gelince ondan alırız. "

"O anca gelir. Ben ona yığınla iş verdim. Öğlene kadar belki biter işi. O da belki."

"Ne işi bakayım ?"

Ablam kapıyı zar zor açıp kendini yatağa attı. Hani öğlene kadar amca gelirdi ya. Ben daha dışarı çıkacaktım. Ablam çalışırken ne güzel onun odasına girip benim habersiz çekilmiş fotoğraflarımı alacaktım. Hem aklımda ablamı ziyarete gidip rezil etmekte vardı.

"Uf çok yoruldum. Gül bana bir daha verme böyle işler. Belim kayacak ya!"

"Sende bir daha beni kandırma o zaman."

"Ya ben seni kandırmadım ki! Kim ne dedi sana benim hakkım da bilmiyorum. Ama ne seni kıskanıyorum, ne de sana yalan söyledim. "

Gül bana bakıp gözlerini kıstı. Al işte ben ablamı khratarayım, o gelsin beni deşifre etsin. Oh ne ala memleket.

"Sen Güle Nene derken iyi oluyor ama dimi abla!"

"Sen dedin dimi? Niye kandırıyorsun Gülümü!?"

Gül Nene sahte bütün çekmelerine başladı. Ya anlayamıyorum. Ben ablamı kurtarayım o beni ele versin. Bundan sonra kimseye yardım etmemeye karar verdim ben.

"Aşk olsun ve Nisan. Senden hiç beklemezdim. Gel buraya Güneş. Bundan sonra sen benim bff'msin."

İnanamıyorum. Nisan dedi! Ama Bff de dedi. Ama ablamı yanına çağırıyor. Hayat çok zor.

Evden çıkıp dün Gül Nene ile gezdiğim yerlere uğradım. Her halde bir kere gidince hep uğramak gerekiyormuş. Yoksa darılıp küsüyorlarmış. Bir dakika titriyorum şuan. Ay yok mesaj gelmiş.

Dumlu ;
Sana güzel bir sürprizimiz var. Sıkılmışsındır diye Yalçın ve Günceyle köye geldik. Ablamdan adresi aldık şu an yoldayız. Bir saate kadar geliriz. By...

Hemen eve doğru koşmaya başladım. Anlamın haberi vardı demek. Kesin bilerek söylemedi. Ortada kalma mı istedi. Eve gelince direk duş aldım. Saçımı kuruturken elektrikler kesildi. Ben diyorum. Her şeyin benimle kastı var. Elektriklerin kesilmesini istediğim zamanlar da hiç kesilmezdi. Şimdi kesilecek zamanı buldu.

"Ablaa! Saçımı kuruturmusun?"

Ablam yukarıya çıkıp odanın dağınıklığını görünce daha çok sinirlendi. Bi de odayı toplamaya başladı. Ben saçımı kurut diyorum o odamı topluyor. Neyse ki odamı toplaması daha iyi.

En sonunda elektrikler gelince tüm hazırlıklarımı yaptım. Aşağı indigim de ablam da hazırlanmıştı.

"Gül Nenem nerde abla?"

Kısık bir sesle konuşmaya başladı. "Ay sus nene falan deme gözünü seveyim. Yine deliricek."

Gözlerimi devirip koltuğa oturdum. "O bana Hasan derken iyi oluyor ama. Daha adımı bile söylemiyor üstelik. Mayıs diyor Eylül diyor Temmuz diyor ama Nisan demiyor!"

Acemi KöylülerWo Geschichten leben. Entdecke jetzt