"Hamza Alkoçoğlu, şimdi sus ve sesini sakın çıkarma."

Alkoçoğlu mu? Malkoçoğlu gibiydi. Adamın soyadında bir asalet vardı. Ona bakmaktan çekinsem de ara sıra göz ucuyla bakıyordum. Bir anda öyle bir şey oldu ki onca mesafeye rağmen yaşlı adamla gözlerim buluştu. O anda bakışları bir şahinden farksızdı. Ona olan bakışları hemen yakalamıştı. Anında önüme dönerek yemeğe odaklandım. Yemek işkenceden farksızdı. Yemek uzun bir süre devam ettikten sonra yine o adamın sesini duymuştum. Misafirlerine bir şeyler derken bir anda gözleri bizden tarafı buldu. Ağzından Şahin döküldüğünde yanımda duran adama baktım. Adamın varlığı bile beni geriyordu. Belki de Şahin'in onu mafya babası olarak tanıtmasından dolayı ona fazla anlam yüklemiştim. Şahin tereddütsüz kalktığında kulağıma doğru eğilerek toplulukla hareket diyerek gitmişti.

O giderken aptal gibi arkasından baktım. Sanki o da bunu beklemiyormuş gibi gerilmişti. Acaba ona baktığım için mi yanına çağırmıştı. O adam gözlerime baktığında içimi okumuştu. Yaşlı kurt ne olacak... Herkes kalktığında bende onları takip ettim. Bulduğum alandan daha büyük bir alana geçtiğimizde çala müzik çok şeffaftı. Bir köşede durup onun dönüşünü beklerken kalabalıktan gülüşme sesleri geldiğini fark ettim. Ben buraya ait değildim. Benim burada ne işim vardı. Bir Mavi dediği anda irkilerek sesin sahibine baktım. Bana böyle neler oluyordu. Hayatımda hiç bu kadar hassas olmamıştım.

İbrahim bir süre bana sorular sormuş bende kısa ve öz cevaplar vermiştim. Uzakta Şahin'i gördüğümde onunda beni aradığını fark ettim. Tanıdık bir yüz görünce üstümden yükler kalmıştı. Bana doğru hızla yürürken yanımdaki sesle irkilmiştim İbrahim bir elini arkasına götürmüş bir elini de bana uzatmıştı. Sonradan bana dans edelim mi diye sorduğunu anladım. Onunla dans edersem Şahin ikimizi birden vururdu. Bir kez daha bana Mavi lütfen, dediğinde belimde tanıdık bir sıcaklık hissettim. "İki dakika yanında yoktum etrafını çakallar sarmış... İbrahim oltanı başka yere at, Mavi benimle dans edecek." İbrahim gülerek ellerini kaldırmakla kalmamış, affet patron demişti. "Mavi..." Şahin yürümem için beni kendine çekiştirdiğinde dans edenlerin arasına girdik. Ortada durduğumuzda elini belimden çekmeden diğer elimi tutarak dans diye vurgulamıştı.

"Ne? O adam sana ne söyledi? Yoksa başa sen mi geçeceksin?" O gittikten sonra tek düşüncem bu olmuştu. O başa geçerse neler oldu hiç bilmiyordum. Neden korktuğumdaysa zerre anlamıyorum. Beni kendine çektiğinde hiç bu kadar içten bir gülüş atmadığını düşündüm. "Bu gece herkes seni bana övüyor, Hamza Baba eğer genç bir delikanlı olsaymış kesinlikle seni elimden alırmış..."

"Ne?" Biraz yüksek söze girdiğimden sakin ol demişti. Beni kendine çekiştirdiğinde sıcaklığında kaybolmak istedim. "Bunu sana gerçekten söyledi mi? Peki sen ne söyledin? Yani ona ne cevap verdin?" Aklımda milyonlarca soru vardı. Bıyık altı bir kez daha güldüğünde onu bu defa ben örmek istemiştim. Aramızda bir çekim vardı ve ben bunun sebebini anlamıyordum. "Seni kolay bulmadığımı kolayca da bırakmayacağımı söyledim. Bunun karşılığında bir aferin aldığımı söyleyebilirim." Ya dediğimde yine gülmüştü. Biz dans ederken orta yaşlı bira dam yanımıza gelerek eş değişelim mi siye sordu. Onun kollarındaki kadını gördüğümde yüzüm düştü. Kadın fazla güzeldi. Sebepsizce kıskandığımda Şahin ona adıyla hitap ederek "Tercihim her zaman tek eşlilikten yana olmuştur," demişti. Yüzümde aptal bir ifade belirdiğinde gözlerimiz buluştu. Onun gözlerinde ani bir geçiş olduğunda gözleri neredeyse kin bağladı diyebilirim. Ondan sonra da dans bitmiş sonrasıysa sıkıcılıktan öteye gitmemişti. Şahin sürekli bazı adamlarla içli dışlı olup anlamadığım şekilde diyalog kurmuştu. Ben kıvranarak yeter artık demiştim. Gitmek istiyordum. Bunu sonunda anladığında geri dönüşümüz kaçınılmaz son oldu. Yolda bu defa yeler değişmiş bende televizyona bakmıştım o da bir şeylerle ilgilenmişti.

AŞKA TUTSAK 🚬 BİZE SEN KALA 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin