¬Don't Ask Questions

1.4K 152 112
                                    

Babalarımı koyayım bu bölüm;

-------------
(Mingi kriz geçirmeden önce yemekhanede konuştukları yer)

HongJoong, Woo ve San'ın yanından kadın ile konuşmak için kalktı. "Ben kadını kafeye falan çağıracağım. 2 saat bana ulaşamazsanız polise gidin." Şaka ile karışık konuşunca Wooyoung hızla ayağa kalktı. "YAH Hyung!"

"Tamam be şaka yaptım." El sallayarak yemekhane çıkışına ilerledi. O psikopat kadın ile birkaç kere konuşmuştu, bazen gerçekten korkuyordu. Bay Song ve Mingi bu kadına nasıl dayandı bilmiyordu.

Mingi'nin o küçük bedeni ile evden kaçıp yanına koştuğu günleri hala hatırlıyordu ve sırf bu yüzden o kadını sevmiyordu. Yunho ve Wooyoung ile onu uzak tutmaya çalışmışlardı ve bu ana kadar başardıklarına seviniyordu Hong. Tabi bu miras işi olmasa yüz yıl daha görmek istemiyordu.

Sıkıntı ile iç çektikten sonra kadınla sabah konuştukları parka yürümek için okuldan çıktı. Açık alanda kalmaları ve kalabalık yerde olmaları can sağlığı için iyi olurdu. Kadın onu öldürmezdi biliyordu ama neden olmasın?

"Hong!" karşıya geçecekken arkasında duyduğu ses ile kafasını çevirdi. Ona doğru hızlı adımlarla gelen beden ile şaşırmıştı. "Hwa? Neden buradasın?"

"Wooyoung ve Yunho tek başına gideceğini söyledi. Seninle geliyorum." Yakışıklı genç koştuğu için bozulan saçlarını tek eli ile düzelttiğinde Hongjoong geriye adım attı. "Hayır gelmiyorsun."

"Evet geliyorum hadi gidelim." Seonghwa elini öne doğru uzatıp kolunu tuttuğunda geriye çekildi tekrar. "Bana neden dokunuyorsun? Hwa bu kaçıncı oldu benden uzak dur demiştim. Sevg-"

"Ne sevgilisi bunu kimden duydun Hong? Yeosang benim kuzenim." Seonghwa onun sözünü kesip hızla konuştu. Bu konuyu nasıl açacağını düşünüyordu gerek kalmamıştı. "Kuzenim o, uzak bir akraba olsa da kuzenim. Bunu kimden duydun?"

HongJoong yaşadığı bir iki saniyelik şoktan kafasını sallayarak çıkıp ona baktı. "Ne kuzeni? Nasıl? Neden beni reddettin o zaman!" ellerini onun göğsüne koyarak ittirdi. Trafik ışıklarına baktı ama yaya tarafına kırmızı yanıyordu. Geçerse ceza yiyeceğini bildiği için arkasını dönüp ilerideki ışıklara doğru yürümeye başladı.

SeongHwa'yı Yunho'nun gönderdiğini tahmin ediyordu. Onu bir güzel dövecekti ne kadar kırgın olsa bile. "Hong duracak mısın artık?!" yanına gelip elini tutana karşı sert olduğunu düşündüğü bir bakış attı. "Sert baktığını düşünüyorsan hayır."

"Git işine!" Ona tatlı mı demişti? Çirkin mi demişti? Sinirle itti elini de. "Kore dizilerinde kaçan kızı omuzuna alan erkek rolüne girmek istemiyorum dur da dinle beni kaç yaşına geldik." Hwa'nın dedikleri ile adım atmadan duraksadı. "Tanrım... Çabuk anlat o psikopat kadının yanına gideceğim."

"O zaman ilk önce o kadının yanına gidelim daha sonra seninle konuşalım?" SeongHwa'nın dedikleri ile saatine baktı. Az zamanı kalmasa çabuk anlat diye beklerdi. "Pekala."

Onunla beraber sonunda yeşil yanan ışıktan karşıya geçti. Okulun yanındaki parka gelmesini söylediği kadınla sola döndüğü zaman karşılaşacaktı. Derin bir nefes aldı. O kadının annesine 'Oğlumu verin' diye bıçak çektiğini hatırlıyordu ondandı bu korkusu.

"Ben buradayım." Hwa'nın sesini duyduğu zaman kafa salladı ve bankta 'Masum' bir şekilde oturan kadına yaklaştı. "Merhaba Bayan Lee." Mingi'nin babası ile ayrıldıkları için soy adı farklıydı.

Kadın keskin gözlerini ona dikip ayağa kalktı. "Mingi nerede?" düz sesi ile sorduğu zaman Hong ona korkusunu belli etmedi. "Onu evine yolladım Bay SONG. İle yani babası ile eve gittiler."

𝐌𝐚𝐝 𝐋𝐨𝐯𝐞 § 𝐘𝐮𝐧𝐆𝐢 ✔︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin