¬Crisis

1.4K 163 198
                                    

Öncelikle bu hikayeyi öylesine yazdığımı bilmelisiniz yani uğraşmıyorum bitirdiğim zaman düzenleyeceğim ❤️

~~~~~~~~

"Yunho nerede?" Mingi omuzuna astığı çantasını yaklaştığı masaya bıraktı ve bir sandalyeye oturdu. "Arkadaşları onları boşladığını söyleyince Yunho onların yanına gitti." Wooyoung telefonundan kaldırdığı gözlerini Mingi'ye dikti.

"Anladım..." sessizce fısıldadığı zaman HongJoong uğraştığı biyoloji kitabını bırakıp ona baktı. "Mingi iyi misin? Duygunsun biraz."

"Hayır ben... Dün geceden beri beni bir numara arıyor. Biliyorsunuz bilmediğim numaraları açmam, sonra engelledim. O beni gerince de HwanWong ile kavga ettim. Sabahtan beri yüzüme bakmıyor." Mingi derin bir nefesle ilerideki masada oturan sevgilisine baktı.

"Bu çok kötü olmuş... Numarayı ver bana araştırayım neymiş derdi öğreneyim." San elini uzatınca Mingi telefonunu ona verdi. San şifresi olmayan telefonun numara listesine girerek engellenmiş numaraya baktı. Numarayı görmesi ile yanında ekrana eğilmiş olan Wooyoung gözlerini açmıştı. Mingi'nin başı eğikken ikili hızla HongJoong'a baktılar.

"Tamamdır Mingi ben aldım numarayı. Sen git Hwanwong'dan özür dile hadi." Wooyoung elini sallayarak onu dürttüğü zaman Mingi kafasını sallayıp kalktı.

"Hyung Mingi'nin annesi aramış..." San hızla konuşmaya girince Hong içtiği kahveyi püskürtüyordu. "Ne?!"

"Shhh sessiz ol... Yunho'yu söylemeliyiz. Bay Song' un numarası sadece onda var ve Hyung sen onu ara derdi neymiş öğren." Wooyoung ayağa kalkarak ileride gülüşen grubun yanına gitti. "YunYun"

Yunho SeongHwa'nın kendisine anlattığı şeye gülerken yanına gelen beden ile sustu. "Mingi'ye bir şey mi oldu?"

"Annesi dün geceden beri arıyormuş. Hongjoong Hyung annesini arayıp onun yanına gidecek tek gitmesin diye San'ı göndereceğim ama onun işi var sen gider misin? Bir de babasını arayıp haber vermeliyiz artık." Sessiz olmaya çalışarak konuşsa da masadakilerin hepsi duymuştu.

"Ben gidebilirim bir işim yok?" SeongHwa konuşunca Wooyoung gözlerini kısıp ona baktı. "Senin Hyung'uma yaklaşmanı istemiyorum giderim BangChan'dan isterim." dil çıkarmayı da unutmamıştı.

"Sakin tamam dur. Ben halledeceğim." Yunho onun elini tutup gülümseyince Woo geri çekildi. "Evli bir adamın elini tutmamalısın San seni döver bak."

"Ya tabi. Bizde Jongho var hatırlatırım." Yunho çaktırmadan gözlerini kitap okuyan Yeosang'a dikmişken sesini duyunca doğruldu. "Efendim Hyung?"

"Boşver Jong, hadi git Woo ben Hyung'u hallederim." O giderken el salladı. "Ben gideyim işte."

"Hyung kafayı mı yedin sen? Hongjoong Hyung'u Red eden sen değil miydin? Hala Yeosang ile çıktığını sanıyor." Yunho kaşlarını çatarak ona bakınca SeongHwa derin bir iç çekti.

"YeoSang'ın kuzenim olduğunu neden ona söylemiyorsun?" Yunho gözlerini kitap okumaya devam eden bedene çevirdi. "Gidip kendin söylemelisin. Bunca zamandır sizi sevgili biliyor ve seni sevmeye yine de devam etti."

"SeongHwa Hyung ne zaman yanına gitse HongJoong Hyung kaçıyor çünkü." JongHo elindeki bölünmüş elmayı yanında oturan güzellik kraliçesine yani YeoSang'a uzattı.

"Doğru, bırak da ben gideyim sen de babasını halledip Mingi'ye git." Onun gözlerindeki yalvarmayı görünce YunHo derin bir nefes alıp kafa salladı. "Tamam pekala git."

Saçlarında gezen eller ile gülümsedi. "Eee bana şimdi HongJoong'u anlatsana biraz." SeongHwa sırıtınca YunHo göz devirdi.

-----------

𝐌𝐚𝐝 𝐋𝐨𝐯𝐞 § 𝐘𝐮𝐧𝐆𝐢 ✔︎Where stories live. Discover now