1.Bölüm

1.2K 88 0
                                    

Seni Bekliyordum

Bölüm 1.

Yazan:Hilal

Gecenin bir vakti elindeki içki poşetiyle evine doğru yürüyen adam, boş sokakta sigarasını içiyordu.Sigarasından yükselen duman gökyüzüne doğru uçuşmaya başlamışken açık mavi hırkasının yakalarını kaldırıp boynunu örttü.Hafif hafif esen rüzgar içini ürpertmişti.

Evine giden yolda çöp tenekesinden fırlayan siyah kedinin varlığını fark ettiğinde korkuyla kendi kendine küfretmişti.Çöp konteynırlarının yanındaki kedilere yaklaşıp kedilere bakmaya başladı.Yavru kedi annesine sığınmış ısınmaya çalışıyordu.

YiFan poşeti yere bırakıp sigara dalını dudaklarının arasına sıkıştırdıktan sonra eğilip kedilerin başını okşadı.Kedilerin başını okşarken birkaç karton kutunun altında kalmış eski bir radyoyu gördü.Kediyi okşamayı bırakıp radyoya elini uzattığında yıpranmış yüzeyinde ellerinde gezindirdi.Bazı yerleri kırılmış olan radyoyu kucağına alan YiFan içinde garip bir heyecan hissettiğinde evine doğru adımlarını hızlandırdı.

Yüzündeki sebebini bilmediği gülümsemeyle adımlarını atarken geri bıraktığı içkileri tamamen unutmuştu.Evinin kapısının önüne geldiğinde dudaklarında kalmış izmariti yere atıp ayakkabısıyla ezdi.Cebindeki anahtarı çıkartıp kapıyı açtı ve içeri girdi.Ayakkabılarını çıkarıp ayağını geriye uzatarak kapıyı ittirdi.

Radyoyu yemek masasına koyup incelemeye başladı. “Eski dostum benim için çalışır mısın?” deyip düğmeyi çevirdiğinde duyduğu şeyler birkaç basit cızırtıdan ibaretti. “Eski dostumuz biraz nazlı sanırım.” deyip hırkasını sandalyenin üzerine bırakan YiFan kollarını sıvayıp tamir çantasını getirdi.

Radyoyu bağlantılarını kontrol edip ellerini sıvazladıktan sonra sol elini düğmeye uzattı. “Hadi eski dostum.” Gözlerini kapatıp düğmeyi çevirdiği an bir ses yükseldi eski dosttan.Bir erkeğin sesiydi bu.Gür ve kalın bir tınısı vardı sesin ve insanı tutsak ediyordu.Düşünemez ve nefes alamaz bir şekilde.

“Bana kanatlar ver ki sana uçabileyim.Bana kanatlar ver ki sana uçup seni yanıma alayım.Ve bana kanatlar ver ki sana uçup seni yanıma aldığımda seni yaşayabileyim.Hoşça kal aşkı paylaşmak istediğim adam.Ben buradayım ve seni bekliyorum.”

Radyo yayının sonuna yetişip o tapılası sesi sadece birkaç cümle için duyabilen YiFan elini kalbinin üzerine kapatıp gözlerini açtı.Kalbi o sesi duyduğu andan beri delice atmaya başlamıştı.O kadar güçlü atıyordu ki kalbinin göğsünü delip çıkacağını zannetti YiFan.

 “Dostum sakin ol.” Kalbine sesleniyordu YiFan gözleri radyoya takılmışken. “Merak etme seni onunla tanıştıracağım.Zaten daha ne kadar beraber olabilirim ki seninle.Bari gitmeden önce seni heyecanlandıran o kutsal sesle tanışalım.”

Masanın üzerinde 1950’li yıllardan kalma yarısı içilmiş şarap şişesinin ucundaki mantar tıpayı çıkardı.Sağ elini yüzüne yaklaştırdı önce.Orta parmağının ucunu emip parmağını şişenin uç kısmındaki çemberde gezdirdi.

Mutfağa doğru elindeki şişeyle ilerleyip tavandan kalın halatlarla asılmış olan tahta rafın üzerinden bir kadeh aldı diğer eline.Kadehe biraz şarap döküp bardağı burnuna yaklaştırdı.Şarabın kokusunu içine çekip öyle içmeye başladı şarabını.Radyoda duyduğu sesten sonra çalan jazz müziği dinlerken evinin penceresine yaklaştı.Başını kaldırıp gök yüzüne yükselen hilali selamladı göz kırparak.

“Onun kim olduğunu bulabilir miyim dersin?”

YiFan şarabından bir yudum daha alıp elini gökyüzüne uzattı. “Demek kulağıma fısıldamak istiyorsun.Fısılda bakalım.” YiFan konuştuğu aydan cevap beklerken jazz şarkıdaki geçen sözleri duydu.

“Seni bekliyor.”diyordu şarkıyı söyleyen kadın.

                                                                 

/2 Yıl Sonra/

 "Bak ben geldim."

Seni BekliyordumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin