"Uyuyacaksan odana git, misafirim geldi." İyi bana ne, dediğimde "Seni burada yalnız bırakacağımı mı sanıyorsun, yalnız iyi uyuma numarası yapıyorsun." Diyerek söylenmişti. Esneyerek kalktığımda ona karşılık verecektim vermesine de esnemekten gözlerimden yaş gelmişti. Hadi diyerek kolumdan tutup çekiştirdiğinde karşı koymadan yürümüştüm. Salona geldiğimizde o durunca bende durup ona baktım. Ellerini üstümden çektiğinde baktığı yöne baktım. Kendimi bir anda sarışın kadını süzerken bulmuştum. Bukleli saçları mavi gözleriyle şahane görünüyordu. İçimden vay be derken yanımda ki adam hiç vakit kaybetmeden kadının yanına giderek hoş geldin diyip öpmüştü. Kadında bana bakarken hala açıklama bekliyor gibi görünüyordu.

"Aylin seni misafirimle tanıştırmak istiyorum Mavi, kendisi kısa bir süre burada benimle kalacak. Mavi misafirimize hoş geldin demek istemez misin?"

"Tabi derim Şahin Bey, emriniz başım üstünedir. Hoş geldiniz Aylin Hanım evimize neşe getirdiniz. Şahin Beyin gözleri yollarda kalmıştı."

"Hoş bulduk tatlım... Şahin bana evde misafirinin olduğunu söyleseydin seni daha sonra ziyaret edebilirdim." Tabi beni görünce keyfi kaçtı, sen şimdi çıkta odanın halini gör, gözlerin kan ağlayacaktır. "Ne rahatsızlığı canım ben yabancı falan sayılmam biraz zorlasak Şahin Beyin akrabası bile çıkabilirim." Ne saçmalıyor diye düşünebilir çünkü bende aynı şeyi düşünüyordum, acaba ben ne saçmalıyordum.

Şahin Bey bahçeye çıkalım mı diye sorduğunda kadın bana gülümsemeye çalışarak çıkalım demişti. Ne kadar da zarif çıtkırıldım görünüyordu. Onlar giderken arkalarından baktım. Onların direkt odaya falan çıkması lazım değil miydi? Yine de bunun hesabını ona soracaktım, evinde bir kadın varken ne demeye birilerini evine davet ediyordu. Bu denli mi ar damarı çatlamıştı. Tabi ya diyerek dışarıya çıktım. Ben çıktığımda kel kafalı koşarak yanıma geldi. "Mavi Hanım bir arzunuz mu var?" Evet, beni zincire vuran adamları bulup onları dövmek istiyorum. "Adın ne?" Etrafına bakıp sessizce Rıdvan demişti. "Rıdvan ben kış bahçesinde bir çiçek gördüm, seninle onu oradan alıp odama çıkarabilir miyiz?"

"Siz hiç zahmet etmeyin ben hemen hallederim."

"Bana nazik davranmam her ne kadar beni mutlu etse de sana çiçeği illa göstermem gerekir değil mi? Bu yüzden beraber gidelim." Beni onayladığında beraberce arkaya geçtik. Şahin Beyi ve şahane misafirini görünce sırıttım. Uzaktan pek bir sıkı görünüyorlardı, ben hala nende oturmak yerine odaya çıkmadıklarını merak ediyorum. "Rıdvan bir sorun mu var?"

"Hayır, Şahin Bey bir sorun yok. Mavi Hanım yardımımı istedi, gösterdiği çiçeği odasına götüreceğim." Başını salladığında korumaya gülümsedim. "Rıdvan nende hanım diyorsun seni anlamıyordum. Ben herkes gibi üst tabakadan değilim. Hanım demene inan hiç gerek yok." Kış bahçesine girerken sözlerim bu olmuştu. Kendim için bir çiçek seçtiğimde şu dedim. Hemen kucağına alıp gideceği zaman gülmüştüm. Bu ne büyük bir korkuydu sanki iki saniye daha yanımda dursa patronu onu öldürecek zannediyordu. Sinir etme planım işe yaramayınca kış bahçesinden çıkıp ikiliye baktım. "Size eşlik etmemin mahsuru var mı?"

"Elbette yok ben de seni soruyordum, gel otur biraz sohbet edelim."

"Aylin bize biraz müsaade eder misin, Mavi gel..." Şahin Bey ayaklandığında doğruca evin köşesine doğru gitti. Bende kadına gülümseyerek peşine takılmıştım. Evin köşesini döndüğümüzde kollarımı göğsümde birleştirip ne var diye sordum "Sen ne yaptığını sanıyorsun?" Ben ne yapıyormuşum ki "Bak kızım misafirimden uzak dur, senin patavatsızlıklarına ne ben ne de o katlanabilir."

"Ben sana iki dakika ne yaptım ki hemen küplere biniyorsun, burada esaret altında olduğumu unutma, canım sıkılıyor bende yanında oturup iki çift laf etmek istiyorum. Ama yok ben onu geceye hazırlıyorum dersen o başka..."

"Ne gecesi ne hazırlaması kızım sen yine ne saçmalıyorsun?" Hem söyleniyor hem de bir yandan kadını kontrol ediyordu. "Bana kızmanı gerektirecek bir durum yok, bana dokunmadığın sürece istediğin kadını koynuna al yalnız bunu gözler önünde yapma yeterli tamam mı?" Son bir kez daha kadına bakıp kolumdan tutmuştu. Beni duvara doğru yasladığında fazla yumuşak olduğunu fark etsem de yüz ifadesi hiçte yumuşak değildi. "O kadının kim olduğunu biliyor musun sen?" Nerden bilebilirdim, başımı olumsuz anlamda salladığımda devam etti. "O benim çocukluk arkadaşım, hiçbir zaman aramızda özel şeyler olmadı olmayacakta. Yanımda göreceğin her kadına sürtük sıfatını yakıştırma, senin düşündüğünün aksine Aylin zarif bir kadındır."

"Tabi ya öyledir, odada gördüklerim neydi? Yoksa hepsini sen mi giyiyorsun?"

"Bazen küçük beyinli kadınlar gibi davranıyorsun, bu eve gelen pek çok kadın oldu olmaya da devam edecek. Yalnızca sen gidene kadar o tarz kadınları evime sokmam. Siz kadınlar hemcinslerinizi tehdit olarak görürsünüz, onları eve getirip varlığını tehlikeye atmak gibi niyetim olamaz." Sen ne kadar tatlı atışıyorsun, sırf o kadın duymasın diye kısık sesle tane tane anlatıyordu. "Sen o kadından hoşlanıyorsun." Kolumu bıraktığında bu seni alakadar etmez, diyerek çekip gitmişti. Kadının yanına giderken köşede durup düşündüm. Demek ben burada olduğum sürece eve kadın atmayacaktı. Bu iyi bir haber değildi, umarım işini dışarıda görürdü, aksi takdirde katil falan olmak istemiyordum.

Bir süre durup düşünürken başımı uzatıp oraya baktım. Şahin orada görünmüyordu. Zaman kaybetmeden kadının yanına giderek ağzını açmadan konuşmaya başladım. "Şahin beni kaçırdı, beni burada zorla alı koyuyor ben polisim. Senden ricam buradan çıkınca hemen polislere haber vermen..." Kadın bir süre ağzı açık baktıktan sonra şuh bir kahkaha attı. Öyle ki gülmesi bir hayli devam etmiş bende sinirlenerek oturmuştum. Kadının gülmekten gözlerinden neredeyse yaşlar geliyordu. Şahin Bey görününce kadın ayağa kalkıp gülmeye devam ettim. "Ben bir lavaboya gidip geleceğim, Mavi geçekten çok komik biri..."

O giderken Şahin bana ölümcül bakışlar attı. "Sen ona ne dedin?" Bana neden sürekli kızıyordu bu yaptıklarım anormal değildi, hatta az bile yapıyordum.

"Sen benim kanatlarımı kırıp beni bir köşeye attın, şimdi çırpınıyorum diye bana kızmaya zerre hakkın yok. "



ALINTILAR KONU BİR NOKTAYA VARANA KADAR DEVAM EDECEKTİR

KESİT

Can acımla boş duvarlara bakıyordum ki kapının çalmasıyla doğrulmaya çalıştım. Şahin geri geldiğini düşünürken içeriye adamları doldu. Adamları etrafımı kuşatırken neye uğradığımı şaşırmıştım. Bugüne kadar hiç böyle yapmamışlardı. Ben henüz ağzımı açamadan Rıdvan söze girdi. "Mavi Hanım yardımınıza ihtiyacımız var, Şahin Bey gitti." Nereye gitmişti, hem ne yardımı bu halimle kime ne gibi bir yardımım olabilirdi. Nereye diye fısıldadığımda dikişli yerlerim sızlamıştı.

Rıdvan bir anda diz çökünce diğerleri onu takiben dizlerinin üstüne çöktü. Bu hareketle küçük bir şok geçirmeye fırsat bulamadan daha büyük bir şok geçirmiştim. "Ölmeye... Şahin Bey ölmeye gitti. Giderken yanına ne bizi aldı ne de silah! Size yalvarıyoruz Mavi Hanım patronumuzu affedin. Aranızda her ne yaşandıysa oğlunuzun hatırına affedin. Şahin Bey sizin sandığınız kadar kötü kalpli değildir, size söz verdiği gibi hayatınızdan sonsuza kadar çıkmak istiyor."

Yalan söylüyor olabilirler miydi, ona olan sevgimi kullanıp beni kandırmaya çalışıyor olabilir miydi? Ama hayır Şahin yalan söylemezdi, onun bu küçük oyunlara hiçbir zaman ihtiyacı olmadı

Beynim uğuldarken sözlerini toparlamaya çalıştım. Diğerleri aynı anda affedin dediğinde yüreğim parçalara ayrılmıştı. Şahin kafasına bir şey koyduysa beni onu geri döndürmeye nasıl gücüm yeterdi... "Öl... Ölemez... İzin veremem. Yardım et! Kalkmama yardım et peşinden gideceğiz. Nereye gittiyse bizde gideceğiz..." Korumalar yardım etti etmesine de oğlum ne olacaktı, henüz çok küçüktü onu burada yalnız bırakıp nasıl babasının peşinden giderim. "Hayır... Durun! Yapamam!"


YENİ BÖLÜM İÇİN KALPLERİ ALALIM

İnstagram: Sldakser





AŞKA TUTSAK 🚬 BİZE SEN KALA 3Where stories live. Discover now