"Niye bakmıyorsun?"

Giyinik olduğuna emin olsam ona döner ve gözlerimi devirirdim. "Bakma dedin. Ve ayrıca görmek isteyeceğim en son şeylerden birine neden bakacağım?"

Bunu dememe rağmen iki kez görmüştüm ve şuanda kızarmamamın sebebi yüzümü elimle kapattığım için nefes alamamam falan değildi. Kendi kendimi kızartmada, Ayaz'ın yolundan gidiyor gibiydim.

"Vücudumun değeri görülmüyor." dedikten sonra birkaç kez dilini şaklattı. Parmaklarımı aralayıp korkarak ona baktım. Üstü çıplaktı ama altında gri eşortman vardı. Rahatlayarak sırt üstü döndüm. "Değer görülmek istiyorsan Hindistan'a git Ayaz. Orada öküzlere tapılıyormuş."

Havluyla saçlarını kurularken birkaç saniyeliğine durup gözlerini kıstı. "Sen Damon'a adam, bana 'öküz' dersin ama tabutunun yanına benim tabutumu koyarlar."

Bir dizi karakterini bu kadar çok kıskanması ilginç ve tatlıydı. Ama Ayaz'da benim Damon'a olduğum gibi Elena'ya fan olsa üşenmem kadının bütün çirkin fotoğraflarını bulamazdım. Lanet olsun ki kadının çirkin fotoğrafı yoktu! En kötü ihtimalle bir fotoğrafını çıktı alır martı kaş, bıyık, ben üçlemesi yapardım. Sonra hayranlığı kalıyor mu bakalım.

Kendi kendimi sinirlendirmede de sınır aşıyordum. O saçlarını kurulamaya devam ederken sağ ayak bileğimi sol bileğime yaslayıp ellerimi enseme götürdüm. "Damon'a adam demiyorum, senden daha yakışıklı diyorum."

Havluyu geniş ekran televizyonun üzerine attıktan sonra işaret parmağıyla yüzünü gösterip, parmağını birkaç tur yüzünde döndürdü. "Suudi Arabistan da olsam aşırı yakışıklılığım yüzünden sınır dışı edilirim senin dediğin şeye bak."

"Damon daha yakışıklı." diye bastırdım. Hangi sitelerde hangi fotoğraflarının olduğunu bile biliyorken şimdi bana 'Kanıtla lan' dese hemen laptopu elime alırdım. Sonuç olarak hala direnen bir Ayaz olurdu ama sonuçta ona en yakışıklı fotoğraflarını göstermiş olurdum. Ayaz hem inatçı, hem de ukalaydı.

Kaşları çatılırken işaret parmağıyla beni gösterdi. "Zaten dünden kalma sinirliyim beni daha da hasta etme."

Güldüm. Dünü pek hatırlamıyordum ama yüz ifadesine bakılırsa onun için pek iyi geçmiş gibi durmuyordu. "Ne oldu?" dedim uyuyamayacağımı anlayıp da yatakta oturur vaziyet aldığımda. Dolaba yönelirken bana ters bakışlar atıyordu.

"Ediz Çağıran desem anlar mısın?"

Gözlerim irileşti. Ediz Çağıran gibi birinin ismini ağzına alma hakkını nereden buluyordu kendinde? "Sen kimsin de onun ismini söylüyorsun ya?"

Dolaba varmasına birkaç adım kala durdu. Ağzına Hayriye Teyze'yi koymuşuz gibi açılmıştı. Muhtemelen beni hangi duvara fırlatacağını düşünüyordu. Tercihen solumdaki duvar çok cazip gelmişti.

"Asıl o kim ulan?" diye bağırdığında hemen ellerimi kaldırıp saymaya başladım. Her özelliğini söylediğimde baş parmağımla bir parmağımı kavrıyordum. "O yakışıklı, katil, acımasız, soğuk, yeşil gözlü, seksi..."

"Saymanı kastetmemiştim." dedi gözlerini şaşkınlıkla kırpıştırırken. Devam edememenin verdiği buruklukla onu anlatırken ayağa kalktığım yatakta tekrar oturdum. "Sana yasak." dedikten sonra iki elini birbirine sesle sürttü. "Bitti. Wattpad de yok pezevenk Ediz de yok the vampire diaries adını siktiğimin dizisi de yok."

"Kocam hakkında ileri geri konuşma." diye bağırdım şaşkınlıkla. Şöyle bir düşünüyordum da, Ayaz inat ettimi yanımdan ayrılmaz yinede diziyi izlememe, wattpade girmeme engel olurdu. Korku bütün vücudumu sararken yataktan indim. Çıplak ayaklarımı sürte sürte yanına gitmeye başladım.

BENİMLE YAN (2.kitabı geliyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin