BY -57-

1.4M 40.6K 32.9K
                                    

Ayazdan;

"Hay ananı." diye sızlandım subway surf de ki tipsiz karakterime. Lanet olsun ki buradaki en yakışıklı karakter bile beni temsil edemeyecekken ben oyunun başlarında verilen tipsiz, kaşı gözü ayrı oynayan karakterle oynuyordum. Paranın gözü kör olsun, lafını ilk defa bu oyunda kullanmıştım.  O yakışıklı karakteri, yada şu biçimli kızı almak için senelerdir oynuyordum.

Pekala, oyunu yeni indirmiştim.

Ama on dokuz yaşında reşit olmanızı umursamadan şirketten çıkma ihtimalinize karşı tehditler koyan bir babanız varsa, telefona matematik testi bile yüklerdiniz. Dışarıdan babamın sesini duyduğumda ayaklarımı masadan indirip telefon ekranını kapattım ve elime bir kalem alıp dosyaları okuyormuş gibi yaptım.

Kapı açıldığında bilerek başımı kaldırmadım. Çalışkan, başarılı, çekici iş adamı imajı yapmaya çalışıyordum. Sadece takım elbise giyerek de pekala çekici olabiliyordum ama diğer kalan iki sıfat bana fazla geliyordu.

"Oğlum?"

Anan, demek istesem de başımı kaldırıp sahte bir gülümseme yerleştirdim yüzüme. "Baba?"

Bu adam yüzünden aklım esince Masal'ın yanına gidip onu öpemeyecektim. Yada aklım esince gidip birini de yumruklayamayacaktım. Bana sunduğu lüksler şirketteki odama yatak koymak ve Hüsno servislerini ödemekti. Hafta da bir servise götürdüğüm Hüsno'yu her akşam servise bırakma kararı almıştım bunu duyunca.

"Çok yorgun gözüküyorsun." deyip kapıyı kapattı ve her gün lanetler okuduğum iş masamın karşısındaki koltuğa geçti.

"Evet. Çok meşgulüm." deyip kalemle saçımı kaşıdım. Gözlerim dosyada geziniyordu ama dosyada Anıl'ın çıplak fotoğrafı olsa bile fark edeceğimi sanmıyordum.

"Anlaşmaları inceliyorsun ha?"

Başımla onayladım. Öyle bir şey yapıyormuşum demek ki.

Açıkçası ne yaptığımı bilmiyordum.

"Pekala. Ben seni yalnız bırakayım da başarılı oğlum biraz daha dosyayı tersten okusun." dedikten sonra kalkıp kapıya yöneldi. Ben arkasından bakarken kaşlarım çatıldı ve kalemi dudaklarıma bastırdım. Babam kapıdan çıkarken göz kırptı. Bu hareketini sadece annemin çekici bulduğunu anlamalıydı artık.

O odadan çıktığında tekrar dosyaya baktım ve anında yüzümü buruşturup dosyayı masada ileriye doğru fırlattım. Elimle yüzümü sıvazlarken "Aptal." Diye tısladım. Öyle başarılıydım ki, dosyayı ters tutarak inceliyordum.

"Sokuk." diye mırıldandım. . Kendime değildi tabii ki. Öncelikle subway de ki karakterime sonra telefonlarımı açmayan Masal'a son olarak da ters duran dosyaya. Benim suçum değildi. O ters durmuştu.

Başımı masaya yaslayıp gözlerimi yumdum. Bir uyusam fillerle insanlar aşk yaşayacağı zaman uyanırdım herhalde. Bütün gece bugün ki ihale için çalışmıştım ve elime geçen Egemen'le aylar sürecek bir proje de ortak olma şansıydı. Hay şansımı sikeyim.

"Ayaz oğlum öldün mü lan?"

Başımı kaldırdım ve ellerimi çenemin altında kavuşturdum.  Kapıyı tabii ki de çalmadan açan Anıl'ın kapıyı Bihtermiş de Behlül'ün odasına gizlice girmiş gibi kapattı ve masanın üzerine zıplayıp gözlerini gözlerime dikti. Bende onun götünü arka bahçeye dikmek istiyordum.

"Ne işin var burada?"

"Ay nasılda özlemiş." Dediğinde hareket çekemeyecek yada yumruk atamayacak kadar yorgundum. Tek yaptığım yavaşça gözlerimi kapatıp açmak olmuştu. O yavşaklığından ödün vermeden "Sana bir şey söylemem gerek, spaydi." dedi. Ona, spaydinin neler yapabildiğini göstermemi engelleyen tek şey yorgunluğumdu.

BENİMLE YAN (2.kitabı geliyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin