8

1.8K 226 297
                                    

Yazar'ın anlatımından;

"Hyung, bu çok tatlı."

Felix kucağındaki bebeği severken, Changbin onu izliyordu. Onu gördüğünden beri gözlerini üzerinden çekemiyordu.

"Senin gibi."

Felix gelen iltifatla utanarak ona şaşkın bakışlar atan bebeğe döndü. "Teşekkür ederim hyung." Bebeğin yanaklarını okşadıktan onu koltuğa oturtmuş ve az önce soğuması için masaya bıraktığı biberonu almıştı.

"Hyung bunu ben içirebilir miyim?"

Büyüğü gülümseyerek kafasını sallamış ve onların olduğu koltuğa oturmuştu. İkisinin arasında kalan bebek kendi kendine bir şeyler mırıldanıyor ve sonra gülüyordu.

"Oppa, sen çok güzelsin. Ben de büyüyünce senin gibi olabilir miyim?" İkili çocuğun düzgün olmayan tatlı telaffuzuna gülerken Changbin eğilip yeğeninin saçlarına öpücük bırakmıştı.

"Minnie, ben güzel değilim. Ve Evet büyüyünce çok güzel bir kız olacaksın."

"Hayır oppa, sen güzelsin. Eğer güzel olmasaydın Changbin oppa sana bakmazdı."

Changbin çocuğun saçlarını okşayıp ayağa kalkmış ve dikkatleri üzerine çekmişti. "Evet Felix güzelsin ve Minnie sen de mükemmel bir kız olacaksın. Ben de şimdi sizi doyurmak için yemek yapacağım."

Küçük çocuk Changbin'e eliyle yaklaşmasını işaret etmiş ve Changbin onun dediğini yaptıktan sonra dudaklarını yanağına bastırmıştı.

"Oppa, sen de Felix oppamı öp."

Bunu bir oyuna çevirmek isteyen minik kız abilerini zor duruma soktuğunu bilmeden alkış yapıyor ve bulduğu oyun için seviniyordu.

"Minnie, bu güzel bir oyun değil. Başka bir şey oynamak ister misin?"

"Hayır, bunu oynayacağız!" Küçük kız inatla bağırmış ve elindeki biberonu Felix'in yüzüne atmıştı. Felix acıyla burnunu tutarken Changbin hızla acı çeken çocuğun yüzünü elleri arasına aldı.

"İyi misin?"

Felix gözleri kapalı bir şekilde kafasını sallamış ardından acının dinmesiyle yavaşça açmıştı. Yakınında ona endişeyle bakan yüze gülümsedi.

Changbin anında moraran burun kemerini nazikçe okşadıktan sonra küçük kıza dönmüştü. "Minnie, hemen Felix'den özür dile."

Abisinin sert çıkan sesine karşılık gözleri dolan küçük kız oturduğu yerde ayağa kalkmış ve kendini Felix'in kollarına bırakarak ağlamaya başlamıştı.

"Özür dilerim oppa, yanlışlıkla oldu."

Felix sorun olmadığını söyleyerek kızı sakinleştirmiş ve Changbin'e yeniden sıcak bir gülümseme sunmuştu. Kalbinin teklediğini hisseden Changbin, ikiliyi salonda bırakarak mutfağa gelmişti.

"Küçük bir çocuktan hoşlanıyor olamazsın, değil mi?"

Kendi kendine konuşarak yemeği hazırlamıştı. Masayı da kurduktan sonra diğer iki bebeği de çağırmak için salona adımladı. Ancak gördüğü görüntü kalbinin erimesine neden olmuştu.

Birbirlerine sarılarak uyuyan ikiliye yaklaşmış ve küçük kızın alnına öpücük bırakmıştı. Uyumasından istifade ederek Felix'in de alnına bıraktığı öpücükle gülümsemişti.

"Felix, yemek hazır."

Felix'i uyandırma çabası başarı ile sonuçlanınca kucağındaki minik kızı alarak odaya götürmüş ve kendi yatağına yatırarak üzerini örtmüştü. Tekrar salona döndüğünde Felix'in uykulu bir şekilde etrafa baktığını görerek güldü.

"Hadi gel, yemek yiyelim. Sonra seni evine bırakalım."

"Hyung, gitmek istemiyorum. Burada birlikte yaşasak olmaz mı?"

Changbin şaşkınlığını belli ederek kaşlarını kaldırmış ardından ona yavru kedi bakışları atan çocuğun saçlarını geriye itmişti.

"Benim için sorun olmaz, zaten tek yaşıyorum. Ama ailen kızabilir, henüz reşit değilsin."

"Bir an önce büyümek ve seninle aynı evde yaşamak istiyorum hyung."

"Bu istek nerden çıktı?" Konuşa konuşa mutfağa gelmiş ve Changbin'in servis etmesiyle yemeye başlamışlardı.

"Bilmiyorum hyung, birden çok istedim. Ama senin hoşuna gitmedi galiba bu fikir."

"Hayır, sevdim. Ailen izin verirse gelip burada yaşayabilirsin."

Felix oflayarak yüzünü avuçlarına yaslamıştı. Bu Changbin'in dikkatini dudaklarına vermesini sağlarken kafasını iki yana salladı. Yanlış bir harekette bulunmak istemiyordu.

"Ama büyük bir sorun var hyung, ailem buna asla izin vermez. Benimle ilgilenmiyorlar ama her şeyime karışıyorlar."

Anladığını belirterek kafasını salladıktan sonra teselli edici birkaç şey söylemişti. İkili yeniden yemeklerini yerken Felix aklına gelen şeyle birden kafasını kaldırdı.

"Hyung, beni yiyecektin. Şimdi olur mu?"

Changbin öksürük krizine girdiğinde Felix ona su uzatmış ve sırtına vurmuştu. "İstiyor musun?" Anında kafasını sallayan çocuğu yan bir şekilde kucağına oturttuktan sonra yanağını okşamıştı.

"Çok masumsun Felix, bu çok hoşuma gidiyor."

"Teşekkür ederim hyung. Sen de çok tatlısın, iyi birisin, yakışıklısın."

Gülümseyerek çocuğa yaklaşmış ve bir elini sarışının ince belime dolamıştı. Diğerinin kendi gibi küçük kalbi heyecandan hızlı atarken yüzüne de kan pompalanıyordu.

"Boynunu yiyebilir miyim?"

~~~

Felix: Hyung bu renk bana çok yakıştı bence
Sen ne düşünüyorsun?

Changbin: Arabada gelirken de aynı şeyi 1000 defa sordun zaten Felix
Ve ben de sana çok beğendiysen hep yapabileceğimi söyledim
Ve sen de her görüşmemizde yapmamı söyleyerek kabul ettin

Felix: Ne olmuş yani hyung?
Çok sevdim ben
Çok güzel bir histi hyung
Bir daha istiyorum

Changbin: Tamam bebeğim yaparım
Boynunu biri gördü mü?

Felix: Hayır hyung
Neden ki?

Changbin: Görmesin kimse tamam mı?
Güzelce sakla onu

Felix: Ama hyung arkadaşlarıma göstersem olmaz mı?
Çok sevdim bunu 😝

Changbin: Olmaz bebeğim
Bu ikimize özel bir şey kimse bilmemeli

Felix: Tamam hyung
Ne dersen o

Changbin: Uykun gelmedi mi senin?
Uyu artık saat geç oldu

Felix: Birazdan yatarım
Sen eve gittin mi hyung?

Changbin: Şimdi geldim

Felix: Bıraktığın için teşekkür ederim hyung❤️

Changbin: Önemli değil Lixie

Felix: Ben şimdi yatıyorum hyung
Sabah konuşuruz tamam mı?
Okula giderken yazacağım

Changbin: Tamam Felix
İyi geceler

Felix: İyi geceler hyung 💞💖💗💕

_________________

Jajajajaja

~Maria'

Just Kidding | ChangLix ✔Where stories live. Discover now