19

1.3K 173 136
                                    

Felix: Hyung
Hyung neredesin?
Beni neden bırakıp gittin?
Korkuyorum lütfen gel

Changbin: Lix sadece yürüyüşe çıkmıştım
Korkma hemen geleceğim
Neden uyandın?

Felix: Kapı çalıyordu bu yüzden uyandım
Ve gelen kişi annemdi
Kapıyı açmadım ama hala çalıp duruyor
Yine beni götürecek hyung
Senden ayrı kalmak istemiyorum
Lütfen çabuk gel

Changbin: Annen mi?
Gecenin bu saatinde neden gelmiş olabilir?
Bebeğim sakin ol ve sakın kapıyı açma
Alt sokaktayım

Felix: Tamam
Sakinim
Ya beni götürmek isterse?
Gitmek istemiyorum
Seninle çok mutluyum beni bırakma olur mu? 😞

Changbin: Seni hiç bırakmayacağım
Şu konuda bir anlaşalım sen nereye gidersen ben de oradayım

Felix: Avustralya'ya bile mi?

Changbin: Avustralya'ya bile
Dünya'nın neresi olursa
Artık sensiz olamam Lix
Sen benim diğer yarımsın
Gece ve gündüz ayrılamaz

Felix: Bwni aplatnantan muröu mı oluyoraun
Senş öok çpk swvigorun
❤️❤️❤️❤️❤️❤️

Changbin: Dediklerini anlamadım ama iyi bir şey söyledin sanırım
❤️
Geldim aç kapıyı

~~~

Koşarak kapıya gitti Felix. Dışarıdan konuşma sesleri geliyordu. Changbin'in geldiğine emin olduktan sonra araladı kapıyı. Annesinin gözleri onu bulmuştu. Bakışları düzdü, kızgınlık belirtileri yoktu.

"İçeri geçelim isterseniz."

Changbin'in daveti üzerine kadın gözlerini oğlundan ayırmadan içeri geçmişti. Onların içeri geçmesiyle Felix de, Changbin'in peşine takıldı. Koltukta yanına oturarak gergince yutkundu. Hayatında hiç bu kadar korktuğunu hatırlamıyordu.

"Yalnız konuşabilir miyiz?"

Felix kadar Changbin de şaşırmıştı. Bu cümlenin kime gittiği belliydi. "Odaya geçer misin?" Demişti ses tonunu oldukça yumuşak tutmaya çalışarak. Felix ise ikiletmeden kalkmış ve birlikte kaldıkları odaya geçmişti.

"Felix'in henüz küçük olduğunun farkındasın, değil mi?" Usulca kafasını salladı Changbin. Diyeceklerini merak ediyor, sessizce onu dinliyordu. "Ayrıca ne kadar saf ve masum olduğunu da anlamışsındır."

Yine onayladı.

"Bak, ben kötü bir anne değilim. O, benim her şeyim. Felix'e zarar gelmesine asla izin vermem."

"Elbette kötü biri değilsiniz. Onu sevdiğinizi ve korumak istediğinizi görebiliyorum. Ancak onu benden uzaklaştırmanıza gerek yok. Nasıl düşünüyorsunuz bilmiyorum ama düşündüğünüz gibi biri değilim."

Kendini savunacak bir durum yoktu henüz. Kısaca açıklamıştı sadece. Bayan Lee buna karşılık iç çekti. Oğlunu korumaya çalışmış fakat başaramamıştı.

"Doğrusunu söylemek gerekirse sana hala güvenmiyorum ama Felix'in seni nasıl sevdiğini görebiliyorum. Sen onu mutlu ediyorsun. Baksana sana gelmek için evden kaçtı."

Kadının gülümsemesini yakaladığında Changbin de sırıttı. Gerçekten de bunu yapmıştı Felix.

"Onu senden uzaklaştırmayacağım. Mutlu olmasını istiyorum ve sanırım burada seninle mutlu. Yaşı küçük, evet ama o da büyüyecek. En azından güzel duyguları tadarak büyümeli. Acı çekecek, ağlayacak, sevinçten havalara uçacak... Tüm bunlar olurken yanında ol."

Uzatmaya gerek duymadan sıraladı cümlelerini ve Changbin'in bir şey söylemesine izin vermeden ayağa kalkarak odada merakla oradan oraya yürüyen oğluna seslendi. İsmini duyan Felix hızla odadan çıkıp salona gelmişti.

"Ben gidiyorum. Eski evimize yeniden taşınıyoruz, istediğin zaman gelebilirsin."

Felix annesine kırgın olsa da söyledikleri onu heyecanlandırmıştı. Dolu gözlerini kırpıştırıp annesine baktı. Birkaç gün uzak olmaları onu özlemesine neden olmuştu.

"Anne..."

Mırıldanarak annesine adımlamış, kollarını sıkıca boynuna dolamıştı. Kokusunu derin derin soluyor ve kısık sesle özür diliyordu. Annesini üzmüştü.

"Ağlama." Demişti Bayan Lee de gözyaşlarının akmaması için kafasını hafifçe yukarı kaldırırken.

İkili bir süre daha sarılarak ayrıldı. Ardından Bayan Lee, evde yalnız bırakmıştı onları. Koltukta sessizce oturuyorlardı. İkisinden de çıt çıkmıyordu. Bunun sebebini bilmiyorlardı. Sevinmişlerdi ama neden bunu paylaşmak yerine duvara bakıyorlardı?

"Çok mutluyum." Diyerek ağlamaya başlamıştı Felix birden. Changbin ona dönerek elini tuttu ve göğsüne çekti. Saçları suratına dediğinde burnuna gelen kokuyla gülümsedi. Kendi şampuanı kokuyordu.

"Eğer mutluysan neden ağlıyorsun?"

"Mutluluktan!"

_________________

Bir önceki bölüme bakmayı unutmayın! Ayrıca Felix çok şirin

~Maria'

Just Kidding | ChangLix ✔Where stories live. Discover now