18

1.3K 175 119
                                    

"Ah, sanırım çok fazla yedim."

Dudaklarını büzerek karnını ovuşturan çocuğa gülümsedi Changbin. Felix'le yaptığı her aktivitede şirinlik krizine giriyordu. 17 yaşında bir erkek çocuğunun böylesine masum ve saf olacağına asla inanmazdı.

"Aslında az yedin, sanırım miden çok küçük Lix."

Felix'in çıkardığı mırıltılara karşılık kıkırdamış ve masayı toplamak adına ayağa kalkmıştı. Felix de ona yardım ettiğinde hızlıca bitirdiler işlerini ve televizyonun karşısına yerleştiler.

"Hyung, beni seviyor musun?" Demişti Felix ona yandan sarılırken. Changbin'in kafa sallamasıyla gözlerini kıstı. "Ne olarak seviyorsun?"

"Neden soruyorsun?"

"Merak ediyorum hyung. Yani beni küçük bir kardeş olarak mı, gerçek bir arkadaş olarak mı seviyorsun? Ya da daha farklı bir şekilde? Çünkü ben seni çok farklı seviyorum hyungie~"

Felix'in aegyo dolu konuşmasına sırıtmıştı. Ama sonra dediği şeyi fark etti. Kendisine karşı bir ilgisi olduğunu zaten anlamıştı. Fakat söylemesini beklemiyordu.

"Sen nasıl sevmemi isterdin, Lix-ah?"

"Hm," düşündüğünü belli eden sesler çıkararak Changbin'in karnını okşadı. Ona dokunmayı gerçekten seviyordu. "Benim seni sevdiğim gibi."

"O zaman öyle seviyorum."

Felix'in parlayan gözlerini gördüğünde içinde tutamayarak yanağını öptü. Bu küçüğün hoşuna gitmiş olacak ki kıkırdayarak yüzünü Changbin'in göğsüne gömmüştü.

"Anneni merak etmiyor musun?" Felix'in suratının bariz bir şekilde asıldığını görünce kendi salaklığına göz devirerek kumandayı eline aldı.

"Film izlemek ister misin?" Diye sormuştu saçlarını okşayıp konuyu değiştirmeye çalışırken. Felix'in onayını aldığında ise rastgele bir film açmıştı.

Filmin ortalarındayken birden Felix, Changbin'e sıkıca sarılıp "senden ayrılmak istemiyorum," demişti.

"Böyle bir şey olmayacak Felix, düşünme bunları." Onu rahatlatmaya çalışsa da kendisi de huzursuzdu. Annesi yüzünden endişeleniyordu. Felix henüz reşit olmadığı için onu elinden alsa hiçbir şey yapamazdı. Felix'i kolayca istediği yere sürükleyebilirdi.

"Annem bana hala sinirli. Bu yüzden kötü bir şey yapacağından korkuyorum."

Changbin de aynı duyguyu yaşıyordu. Fakat bunu Felix'e belli edip henüz olmayan bir şey için üzmek istemedi. Bebeği zaten yeterince üzülüyordu.

"Sana bunları düşünmemeni söyledim. Böyle bir şey olmayacak, Lix. Seni bırakmayacağım."

Changbin'in verdiği güveni ve sevgiyi Felix iliklerine kadar hissediyordu. Daha fazla uzatmayarak kafasını göğsüne sürttü. Saçlarını okşayan eller sayesinde mayışmıştı. Kısa bir süre sonra göğsünde uyuyakalan çocuğu uyandırmamaya özen göstererek kucakladı. Yatak odasına girip ayağı yardımıyla kapıyı örtmüştü.

"İyi geceler meleğim." Diye fısıldadı yavaşça yatağa yatırıp üzerini örterken. Felix ise sadece mırıltılar bırakıp arkasını dönmüştü.

Changbin yanına yatmayı düşünse de henüz uykusu yoktu. Bu yüzden üzerine değiştirip Felix'in uyuduğuna emin olarak dışarı çıkmaya karar verdi. Gece yürüyüşlerini severdi. Ayrıca biraz da hava almaya ihtiyacı vardı. Felix'in annesi canını çok sıkıyordu.

_________________

Bu kitabı unutmuşum 👁️👄👁️

~Maria'

Just Kidding | ChangLix ✔Where stories live. Discover now