Kızıl saçlı kız bu mesajları okuyunca çok üzülüyor, ağlamaya başlıyordu. Oğuz'un kendisi yüzünden işkence çekmesi onu çok yaralıyordu. Oğuz'a e-mail atmaya karar veriyordu ama Mert onu bunun çok tehlikeli olduğuna inandırarak vazgeçiyordu. Hala bütün bu yazılanların yalan olma ihtimali vardı. Sonuçta Mert de siteye kendi kafasından kurduklarını yazıyordu. Aynısını Oğuz da yapabilirdi. Belki de onu yakalatmak için onun duygularını kullanıyordu. Ne de olsa herkes bir müsteşarın kızıyla evli olmak isterdi. Mert her ihtimali göz önünde bulunduruyordu. Ama içten içe "Nereye kadar böyle gizli, saklı yaşayacağız?" diye de düşünüyordu.

Elbet bir gün buradan çıkacaklardı. Çıkmak zorunda kalacaklardı. İşte o zaman kızıl saçlı kızın babasının adamları onları yakalayacaktı. Belki de kendileri teslim olmalıydı. Kızıl saçlı kıza bunları söyledikçe kız sinirden köpürüyor, bağıra çağıra karşı çıkıyordu. Babasının belki de Mert'i öldürebileceğini anlatıyordu ona. Mert o an korkup susuyordu ama birkaç gün sonra yine söylüyordu. Çünkü bu hapis hayatından sıkılmaya başlamıştı. İnsan çok fazla kapalı kaldığında yaşamayı unutuyordu. Bir gün yine kız bağırıp çağırırken aşağı kattaki emekli bankacı Asiye teyze kapıya geldi. Onun kim olduğunu sonradan öğrendiler.

Asiye teyze zili çalmak yerine sert sert kapıya vuruyordu. Mert kapıyı açtığında karşısında ufak tefek bir kadın bulunca bu kadın nasıl böyle kapıya vuruyordu diye düşündü. Sonra elindeki bastonu fark etti. Asiye teyze "Ne oluyor?" diye sordu. Boynunda gözlükleri asılıydı. Mert onların yakın gözlüğü olduğundan emindi. "Bir şey olmuyor." Dedi Mert. Hatta yüzüne öyle bir ifade takındı ki sanki ne olduğundan kendisinin bile haberdi yoktu. Asiye teyze "Evladım sürekli bir bağırış çağırış var. Ne oluyor?" diye sordu tekrar. Mert bu meraklı teyzeden kurtulmanın sandığı kadar basit olmadığını anladı. Hemen bir yalan uydurdu "Film izliyordum. Sesini çok açtım galiba. Kusura bakmayın rahatsız ettiysem." Dedi.

Hazır güzel bir yalan bulmuşken kapıyı kapatayım yoksa bu kadının gitmeye gönlü yok diye düşündü. Kapıyı kapatmaya çalıştı ama kadın bastonunu araya koyunca kapı kapanmadı. Mert bu kadına sinir olsa da onun yaşına olan saygısından sesini çıkarmadı. Asiye teyze "Seni tek yaşıyorsun diye biliyoruz biz. Yoksa sen kız falan mı kaçırdın?" burada biraz durup kafasını içeri uzattı. "Sende bir şeyler var. Girip içeri bakacağım." Dedi. Mert kadındaki cesarete hayret etti. Eğer kendisi bir kızı kaçırıp evinden saklayacak kadar gözü dönmüş biri olsa pekâlâ Asiye teyzeye de zarar verebilirdi. Ama kadın sanki bu ihtimallerin hiçbirini umursamıyordu.

Karadeniz kadınlarının sert olduğunu biliyordu ama bu kadarını hiç görmemişti. Kadın içeri girmeye çalışırken Mert önünü kesti "Evime böyle giremezsiniz. Ben burada tek yaşıyorum. Hiç kimseyi kaçırdığım falan da yok. Sadece film sesleriydi onlar." Dedi. Ama kadın hiç ikna olmadı. "Film sesi falan değildi onlar. Burada bir kız var ve o bağırıyordu. Kesin kaçırdın kızı. Onu bu evde hapis tutuyorsun değil mi?" diye sordu. Mert artık sinirlenmeye başlamıştı. "Evde hiç kimse yok. Şimdi gitmezseniz polis çağırırım." Dedi. Kadın bastonuyla onu göğsünden ittirip içeri girdi.

Mert onun ne kadar güçlü olduğuna şaşırdı. Kendisini geri ittirmişti. "İstediğini çağır. Bu evde bir kız olduğundan eminim." Dedi. Mert onu içeri girerken kolundan yakaladı. "Bu evde benden başka kimse yok." Dedi dişlerini sıkarak. Ama artık çok geçti. Asiye teyze çoktan kızıl saçlı kızın ayakkabılarını görmüştü. Belki başka renk olsa durumu kurtarırdı ama pembe olunca yakayı ele verdi. Kadın bir ipucu yakaladığından dolayı ağzı kulaklarına vardı. Elindeki bastonuyla ayakkabıyı işaret ederek "Bunu sen mi giyiyorsun o zaman?" diye sordu sırıtarak.

Mert ne söyleyeceğini bilemedi. Kızıl saçlı kız olayların çığırından çıktığını görünce dışarı çıktı. "Evet, teyzeciğim doğru tahmin ettiniz. Evde bir kız var. Ama kaçırma falan yok. Ben kendi rızamla burada kalıyorum." Dedi. Asiye teyze onu görünce zafer kazanmış komutan gibi dik durdu "Biliyordum." Dedi. Mert "Tamam işte duydun duyacağını bak kaçırma falan yok. Hadi çık artık." Dedi. Asiye teyze bastonuyla Mert'in ayaklarına bir tane geçirdi. Mert acıyla geri çekildi. "Saygısız köpek. Ben hiçbir yere gitmiyorum." Dedi ve gidip L koltuğa oturdu. Kızıl saçlı kıza "Bana bir çay yap da yanıma gel." Dedi. Kızıl saçlı kız ve Mert şaşkınlıkla birbirlerine baktılar. Mert "Çık git bu evden yoksa polis çağırırım." Dedi bağırarak. Asiye teyze hiç istifini bozmadan "Çağır da müsteşarın kayıp kızının burada olduğunu söyleyeyim." Dedi.

Mert ve kızıl saçlı kız şok oldular. Mert güldü. Durumu kurtarmaya çalıştı "Sen birine benzettin herhalde. Ne müsteşarı ne kızından bahsediyorsun?" diye sordu. Asiye teyze güldü "Bütün kanallarda, gazetelerde bu güzel kızın fotoğrafları var. Babası ortalığı ayağa kaldırdı bir aydır. Her yerde onu arıyorlar. Babası bulana da para ödülü verecekmiş." Dedi. Mert sinirden köpürdü. Onu kolundan tutup dışarı atmak istiyordu ama bir yandan da korkuyordu. Ne yapacağını bilemez halde evin ortasında kalakalmıştı. Kızıl saçlı kız gitti Asiye teyzenin yanına diz çöktü.

"Teyzeciğim lütfen beni ihbar etmeyin. Mert beni kaçırmadı. Ben kendi isteğimle çıkıp buraya geldim." Dedi. Teyze bir anda ciddileşti "Kendi isteğinle mi geldin?" diye sordu şaşkın bir ifadeyle. Kızıl saçlı kız "Evet kendi isteğimle geldim." Diye tekrar etti. Asiye teyze "Ama baban "Kızım kaçırıldı." Diyor da başka bir şey demiyor." Dedi kıza inanmadığını belli ederek. Kız Mert'i işaret ederek "O beni çok seviyor. Ben de onu çok seviyorum. Ama babam beni ille de başkasıyla birlikte olmaya zorluyor. Söz de beni çok seviyormuş. Onun yanında olmamı istiyormuş. Böyle sevgi mi olur? Hem beni kaçırmış olsa bir aydır burada saklar mıydı? Şimdiye kadar ne isterse onu yapardı. Hem baksana ellerim kollarım bile bağlı değil." Dedi

. Asiye teyze şaşkınlıkla kızın sözlerini dinledi. Bir süre sessiz kaldı. Ellerini bastonun üstünde birleştirip düşündü. Sonra bastonuyla Mert'i işaret ederek "Şimdi sen bu uşağı sevey misin?" diye sordu. Mert onun birden böyle şiveli konuşmasına şaşırdı. Kızıl saçlı kız "Evet, hem de çok seviyorum." Dedi. "Madem seviyorsun neden çıkıp babana söylemiyorsun? Adam harap oldu seni aramaktan." Dedi. Kızıl saçlı kız ofladı "İzin verir mi sanıyorsun?" dedi. 

İnstagram:bzkrtmslm1

ÖZGÜR-TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now