BİLİNÇALTI

2.5K 977 74
                                    


Mert bu kavga olayından belki bu kez kurtulmuştu. Ancak başının ağrımasını istemiyorsa bir daha böyle bir şey kalkışmamalıydı. Bu defa müdürü ve Ümit'i soy isim benzerliği sayesine kandırmıştı. Bir dahakine bu kadar şanslı olamayabilirdi. Çünkü adamlar kendisine Ahmet Çağan hakkında bir soru sorsalar cevap veremezdi. Tek bildiği kendisi ile aynı soy ada sahip olduğu ve milliyetçi partinin genel sekreterliğini yaptığıydı. Nereli olduğunu bile bilmiyordu. Bu yüzden bu yalana bir daha başvurmaması gerekirdi. Çünkü her yalan eninde sonunda bir gün gün yüzüne çıkıyordu.

Mert odaya tekrar çıktı ve uykusunu devam ettirdi. Bir ara odaya birinin şarkı söyleyerek girdiğini duydu. Ümit onu hemen susturdu. Sonra da kısık sesle bugün olanları anlattı. Erdem hemen sesini kesti. Mert bu yalanın bir süre daha işine yarayacağını anladı. Ama bunun uzun bir süre devam etmemesi gerekirdi. Çünkü o zaman herkesin kulağına giderdi. O zaman da illaki biri onun yalan söylediğini fark ederdi.

Mert tekrar uyumaya çalıştıysa da olmadı. Yataktan çıktı. saatine baktığında yedi olduğunu gördü. Karnı acıkmıştı. Mert odadakilere "Aç olan var mı? Birlikte yemeğe gidelim." Dedi. İkisi de aç olmadıklarını söylediler. Mert kıyafetlerini değiştirdi ve tek başına yemeğe gitmeye karar verdi. Bunlardan ne hayır geldi ki dedi kendi kendine.

Yemekte bir güzel karnını doyurduktan sonra aşağı kafeye indi. Orada bilardo oynayan Berk ve kız arkadaşını gördü. Berk ona el etmese yanına gitmeyecekti ama o gelmesini işaret etmişti. Berk kız arkadaşını göstererek "Kız arkadaşım Banu." Dedi. Bu kez de Mert'i göstererek "Bu da Mert. Benim oda arkadaşım. Bizim bölümde birinci sınıfta okuyor." Dedi. Kız nazik bir ses tonuyla "Memnun oldum." Dedi. Mert "Ben de." Dedi gülümsemeye çalışarak. Berk hemen bombayı patlattı. "Biliyor musun Mert aşık olmuş." Dedi gülerek. Kız şaşkınlıkla yüzüne baktı. "Bu gerçek mi?" diye sordu Mert'e. Mert "Sanırım doğru." Dedi. utanmıştı. Yüzü hafiften kızardı. "Bu ne hız." Dedi kız şaşkınlıkla. Mert cevap verecek bir şey bulamadı. "Hangi ara tanıştın da aşık oldun?" diye sordu Banu. Mert "Aslında hala tanışmadık. Sadece bir kez gördüm ve sonra olanlar oldu." dedi. Banu bu cevaptan tatmin olmadı "İlk görüşte aşk mı yani? Öyleyse seninki tanışınca hemen biten aşklardan." Dedi. Mert bu cevaba kızsa da bunu Banu'ya belli etmedi. "Öyle olduğunu sanmıyorum." Dedi. Berk kız arkadaşına destek çıktı "Çünkü daha kızla tanışmadın." Dedi gülerek. Mert "Tanışsam da duygularım değişmez." Dedi. Banu "Sen öyle san." Dedi dertli bir ses tonuyla.

Mert gülerek "Sanki bu konudan muzdaripsin." Dedi. Banu "Her erkek sevgili olmadan önce çok romantik oluyor. Ama tanışınca sıradanlaşıyorsunuz." Dedi. Berk "Nasıl yani?" diye sordu. Mert onların birbirine düşmesini fırsat bilerek oradan uzaklaştı. Onlar muhtemelen gece boyu bu konuyu tartışırlardı. Zaten kızlar bir konuya taktığında erkek için "Allah yardımcısı olsun." Demekten başka yapılacak bir şey kalmazdı. İlla dediklerini yaptırırlardı. Yaptırmadan susanı daha görmemişti Mert.

Mert kafenin arkasındaki sigara içme yerine çıktı. Orada Mustafa'yı yanında bir kızla sohbet ederken buldu. Mert ona eliyle selam verdi. Ancak Mustafa onu görmezden geldi. Bu Mert'in çok zoruna gitti. Ne karaktersiz biriymiş dedi içinden. Kızın yanında bizi tanımadı bile diye düşündü. Evet gerçekten de böyle karaktersiz insanlar oluyordu. Yanlarına bir kız aldıklarında egoları tavan yapıyor ve kimseyi tanımıyorlardı.

Mert sigarasını yaktığında acaba kızıl saçlı kız şuanda ne yapıyordur diye düşündü. Saçlarının orijinal rengi kızıl değildi. Ama bu yıl kızlar arasında saçlarını kızıla boyamak gibi bir trend vardı. bir sürü kız bu şekilde saçlarını kızıl renge boyamıştı.Ama hiçbirine Mert'in aşık olduğu kıza yakıştığı kadar yakışmamıştı. Mert onun bugün yanından geçerken nasıl gülümsediğini hatırladı. İnşallah ona açıldığımda da böyle gülümser diye dua etti içinden. Mert onun kendisini reddetme ihtimalinden çok korkuyordu. O yüzden ilk konuşmayı çok iyi ayarlamalıydı.Kızı korkutmadan onun yüreğine dokunmayı başarmalıydı. Söylediklerini kızın yüreğinde hissetmesi gerekirdi. Öteki türlü bu kadar yoğun duygular içinde olmasına rağmen kız onun yalancı olduğunu düşünürdü. Bir kez o konuma düştükten sonra da toparlama şansı olmayabilirdi.

ÖZGÜR-TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin