36. Bölüm

188 16 2
                                    

~~~~~~

kapı çalınmış cevabımı beklemeden içeriye Fehime gelmişti.
~~~~~~

-canım müsait misin? Bir kaç dakikan var mı?

+tabi ki gel canım, diyip gülümsemiştim. O ise gergin görünüyordu

+sen iyi misin Fehime?

-Eylül ben galiba, diyip susmuştu.

+iyice meraklandırmadan söyle Fehime?

-Ben galiba.. aşık oldum..

+ne sen ciddi misin? Ya çok sevindim, kime aşık oldun? Çıkıyor musunuz yani?

-tek tek sor Eylül zaten utanıyorum. Diyip başını yere indirmişti. Evet konuşuyoruz ama sadece konuşuyoruz, yani yakın davranıyor oda seviyor mu bilmiyorum. Nasıl anlayacağım onu da bilmiyorum.

+senin adına çok mutlu oldum. İnşaAllah seni gerçekten hak edecek bir insandır. Kim peki tanıyor muyum enişte adayımızı?

-yaa deme öyle utanıyorum. Eliyle yüzünü kapatmıştı. Evet tanıyorsun, oda burada çalışıyor. Tahmin et kim olabilir?

+Gerçekten mi, iyice merak ettim şimdi. Hımmmm, Jefri mi yoksa?

-hayır

+Yusri ?

-hayırrr.

+buldum galiba, yoksa Akif bey mi? Demiştim şaşkınca

-hayır Eylül saçmalama ne Akif beyi, o da değil.

+Allah Allah, kim kaldı söylemediğim. Aaa sanırım şimdi gerçekten buldum "Harris " değil mi?

-evet o, diyip sıcacık bir şekilde gülümsemişti. Onun adına sevinmiştim. Çünkü, Harris tanıdığım kadarıyla gerçekten iyi bir insandı.

+çok sevindim onun olmasına. Çok da yakışırsınız. Dökül bakalım aranızda olanları?

Fehime ile yarım saatten fazla konuşmuştuk. Haftaya pazartesi akşam buluşup daha detaylı konuşmak içinde anlaşmıştık. Sevdiğim insanlardan biriydi Fehime. Sahte olmadığına inandığım, içi dışı bir olan sayısız insanlardandı. Bu ülkede bu şehirde mutlu olmasını istediğim birisiydi. Birilerinin gerçekten mutlu olduğunu görebilmek benim mutsuzluğumu birazda olsa unutmama sebep oluyordu.


Çıkış saatimiz gelmiş eve gelmiştim. Fahri yine saat 10'a doğru geleceği için ben kendime göre yemek hazırlayıp yemiş bulaşıkları makinaya doldurduktan sonra çalıştırmıştım. Iki gün evde olmayacaktık, makinadaki bulaşıklar öyle kalmazdı. Sonrada duş aldıktan sonra çamaşır makinasını da çalıştırmıştım. Bu işler bittikten sonra asıl işe sıra gelmişti. Kendim için küçük valizime iki gün giyebileceğim rahat kıyafetler ayarlamıştım. Bir tane gecelik ve 2 şer tane de iç çamaşır koyduktan sonra, yüz yıkama jelim ve gece kremimi de koymuştum.
Ayakkabı olarak da nadirende olsa giydiğim spor ayakkabımı giderken giyinecektim. Şarj kablom, bilgisayarımı da koymuştum çantama. Bütün hepsi küçük bir çanta için bile fazlaydı. Benim işim tamamdı. Telefonumun çalmasıyla aklıma ilk gelen kişi Sofia ablaydı, bilet saatleriyle ilgili hala aramamıştı. Telefonumu elime aldığımda arayanın Fahri olduğunu görmüştüm,

-selamun aleyküm ne yapıyorsun?

+aleyküm selam çantamı hazırlıyordum, sen ne yapıyorsun ne zaman geleceksin? Kaçda gideceğiz Sofia abla aradı mı seni ?

AŞK / Hayallerin Ötesinde Where stories live. Discover now