-Eylül neredesin sen endişeden öldüğümü mü söyleyeyim yoksa toplantıya geç kaldığını mı bilemiyorum. 2 saattir ulaşamadım sana bir türlü.

+ İnşaat alanında şefle karşılaştım bir sorun var mı diye bir de ona sordum. Zaman orda geçti. Sanırım orada çekmedi telefonum. Şimdi şirketin karşısındaki restorana gelmiştim yemek yemek için. Siparişimi paketlettirdim geliyorum 2 dakikaya. derken bir yandan da koşturuyordum.

-sevindim bir sorun olmamasına. Acele etsen iyi olur toplantı başlayacak.

+şu toplantıda nerden çıktı bir anda anlamıyorum. Sabahtan öyle bir şey yoktu.

-gelince görürsün.

+neyi?

-kapatmam lazım kardeşim diyip telefonu kapatmıştı.

asansöre binmiş, en üst kata çıkıyordum. Buraya ilk geldiğim zamanı hatırlamıştım. Çok karışık gelmiş yolumu bulamayınca Fehime'yle ilk o zaman konuşup tanışmıştık. O zamandan bu yana hala konuşuyorduk. Şimdi tekrardan şirkette çalışmaya başlayınca eskisi gibi görüşmeye de başlamıştık.

Sonunda Fehime'nin yanına varmış.

+Fehime başladılar mı? Şunları sana emanet ediyorum. InşaAllah toplantı uzun sürmez yoksa açlıktan bayılabilirim.

-Henüz müdürler girmedi. Yapacak bir şey yok kardeşim. Bir misafirimiz var hem de temelli gelmiş. Sende tanıyorsun.

+anca meraklandır. Sorsam da inat edip söylemeyeceksin yine. Neyse gidiyorum ben...

İçeriye girmiş her zamanki koltuğuma oturmuştum. Benden hemen sonra şirketin başkanı yani müdürümüz Ejaz bey gelmişti. Toplantılarımıza başkan hiç katılmazdı. Kesinlikle ciddi bir şeyler olduğu belli oluyordu. Herkes şaşkınca birbirine bakarken başkan konuşmaya başlamıştı.

×projenizi yöneten müdürünüz Fikri bey yerine burada beni görünce şaşırdınız biliyorum. Ama artık sabah da göremediğiniz gibi Fikri bey bazı nedenlerden dolayı artık şirketimizde olmayacak. Yerine yarım bir projeyi yabancı birisine emanet edemeyeceğimiz için hepinizin tanıdığı birisini getirdim. Kendisi birazdan burada olur. Sorusu olan var mı?

Benim sorum vardı. İki şirket arasında köprü görevi gördüğüm için projenin daha bitmesine çok varken Fikri beyin neden projeden çıkarıldığını merak ediyordum. Ve izin alarak da sormuştum. Bana cevap veremeden kapı çalmış, başkanımızda kapıdaki kişiyi içeri çağırmıştı. Müdürümüz bana dönerek "toplantıdan sonra benim odama gel" demişti. Peki Ejaz bey diyerek, herkes gibi bütün dikkatimi kapıya vermiştim. İçeriye kim girecekti çok merak ediyorduk...

Ve beklenen kişi nihayet içeriye girdiğinde hepimiz şaşkınlıkla birbirimize bakıp kalmıştık.


Gelen kişi Akif beyden yani Akif'den başkası değildi. Onunla en son aynı uçakta Fahri ile Türkiye'den dönerken karşılaşmıştık. Dubai'deki aktarmayla binmişti. O zamandan beri ne konuşmuş nede görmüştüm. Çünkü; bizim Fahri ile evlendiğimiz hafta Akif de Dubai'deki yeni açılan şirketin başına müdür olarak gitmişti.

-selamun aleyküm, herkese yeniden merhaba diyip tüm herkesin yüzüne gülümseyerek tek tek bakıp başıyla selamlamıştı. Bana sıra geldiğinde hiç bir tepki vermeden geçmişti. Kendimi çok tuhaf hissetmiştim. Yoksa beni hatırlamıyor muydu. Olabilirdi. Onunla diğerleri kadar uzun zaman geçirmemiştim...

Kısa bir şaşkınlıktan, hoş geldiniz ve hoşbulduklardan sonra Akif yani artık Akif bey demeliydim sanırım. Beni unutmuştu. Akif bey tam karşımdaki boş olan sandalyeye oturmuştu...

AŞK / Hayallerin Ötesinde Kde žijí příběhy. Začni objevovat