4.0

5.1K 209 40
                                    

Keyifli okumalar( ꈍᴗꈍ)

Bölüme geçmeden önce oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!

~

"Sevdim seni bir kere, başkasını sevemem. Deli diyorlar bana, desinler değişemem..." Kulağımda kulaklıkla bir yandan önümdeki Yıldız Tilbe'nin portresini çiziyor bir yandan da Teoman dinleyerek depresyonumu emin adımlarla sürdürüyordum. Geçen hafta Sezen Aksu'nun portresini bitirmiştim. Birinci dönem bitmek üzereydi ama biz ancak otuz ünlü sanatçıdan on tanesini bitirebilmiştik. Bir ara Sibel hoca ile konuşup birine daha ihtiyacımız olduğunu söylemeliydim. Bu iki hödük ile aynı ortamda bir ay kadar tek başıma bulunmam ödül verilecek hareketti doğrusu.

Sevgi anlaşmak değildir, nedensizde sevilir.

Sinirle elimdeki kurşun kalemi fırlattım. Teoman dinlemem tehlikeliydi bu günlerde. İkisi de bana baktığında yerden kalemi aldım. "Sorun yok, yanlışlıkla oldu."

Sorun var ve yanlışlıkla olmadı.

Yan tarafımda o sessizce boyama yaparken Teoman dinlemem aptallıktı. Üstelik bu duruma artı olarak onun birini seviyor olduğunu bilmemde eklenmişti.

Batu'nun birini seveceğini daha önce hiç düşünmemiştim. O duygulara önem vermez, kafasına estiği gibi takılırdı. Duygusal bağlar pek onluk değildi. O yüzden bu zamana kadar olan sevgililerini çok düşünmez, sorun etmezdim. Fakat benimle konuşmayı kestiğine göre bu benim kalbim için büyük bir sorundu.
Onun güzellik takıntısına göre ben çok mu çirkindim? Aptal mıydım? Sohbetim mi kötüydü?

Neden o sevdiği kıza kıyasla ben fark edilmemiştim?

Başkasını seviyor.

İçimden hem Portekizce hem Türkçe aynı cümleyi kurdum. Bir süre sonra Teoman'ın sesini duymayacak kadar kendimi kaptırdığımı fark etmiştim. Üstelik farkında olmadan gözlerim dolmuştu. Bu süre zarfında da Yıldız'ın gözlerinde farkında olmadan çok oyalanmıştım. Bir gözü hafif belliyken diğer gözü simsiyahtı.

Gözlerindeki yaşları gidermek için kafamı hafif öne eğdim ve uzun kollu tişörtümün koluyla sildim. Sonrada arka cebimden telefonu çıkardım ve şarkıyı kapattım.

"Egemen! Silgiyi atar mısın?" Egemen avucunda tuttuğu silgiyi bana fırlatırken sırıttı ve göz kırptı. Ben silgiyi yakalarken de sırıttı.

"Sen iste yeter ki fıstık." Batu'nun bomboş bakan gözleri Egemen'e göz ucuyla dönse de ifadesi değişmedi ve tekrar önündeki çizime döndü. O da geçen hafta sanatçısını bitirmiş şimdi ise Zeki Müren'i çiziyordu. Batu'nun üzerinde olan gözlerimi Egemen'e çevirdim.

"Her şeyi geçtim fıstık ne ya? Sen yirmine ayak basmış koskoca adamsın. Yakışıyor mu bu yılışık laflar?" Dedim adam kısmını vurgulayarak. Az öncekine kıyasla daha çok sırıttı.

"Ben senin güzelliğin karşısında ergence mi davransam olgun mu davransam karar veremiyorum ki. Dilim tutuluyor." Dediklerine ilk başta şaşırsam da bozuntuya vermedim ve az önce attığı silgi ile Yıldız'ın gözündeki koyuluğu yumuşattım.

Utanmış mıydım? Kesinlikle hayır. Sadece alışık değildim.

O sırada Batu'nun Egemen'e ters ters bakarak konuştuğunu duydum. "Birde bu herife yavşak deyince terbiyesiz oluyorum." Diyen Batu'ya belli etmemeye çalışarak güldüm. Geçenlerde Egemen her zamanki gibi bana yürüyor ve Batu'dan 'kötü' laflar yiyordu. O sırada sınıfa giren Sibel hoca o lafları duyunca Batu'ya nutuk çekmişti. Fakat herkes biliyordu ki Sibel hoca trafikte Batu'nun ettiği laflardan daha beter şeyler söylüyordu. Bunu nasıl öğrendiğimi hatırlamasamda bir ara okulda bu saçma şey üç gün boyunca konuşulmuştu. Bitmeyen dedikodular yüzünden aklımda kalmış olabilirdi.

Gerçi her seferinde Batu'nun neden bu kadar sinirlendiğini anlayamıyordum. Sonuçta ne sevgilim ne babamdı? Sevdiği kızı kıskansın o!

Siktir.

Acaba...

O sevdiği kişi ben olabilir miydim?

Yok canım, daha neler!

Boş yere mi umutlanıyordum şuan. Çünkü eğer öyleyse bu sefer fena çakılırdım yere. Bu yüzden biz kızlar bu tür şeylere ihtimal dahi vermiyorduk. Sonunda üzülen biz oluyorduk çünkü. Ben hayatımın hatasını yaparak az önce ihtimal vermiş bulunmuştum. Tanrım, ne kadar da salağım!

Aptal olmam ve böyle saçma bir fikri aklıma sokmamam gerekiyordu.

Bu saçma fikri aklıma sokmam aptallıktı zaten.

Titreyen elim ile beraber kalemi sesli bir şekilde koydum hangisi olduğunu bilmediğim masanın üstüne. İkisinin de bakışlarının bana döndüğünü hissettim ama ona bakamadım. Bakarsam umutlanır ve sonra dağılışımı bir iş makinesi izler gibi izlerdim.

"Sen iyi misin? Betin benzin atmış gibi." Diyen Egemen'e bakmadan üstüme kalın okul sweatimi geçirdim. "İyiyim, sadece biraz karnım ağrımaya başladı. Eve gidip dinlenmek iyi gelir. Beni bugünlük idare edersiniz değil mi?" Diye sordum Batu'yu muhattabıma almadan

"Ederiz etmesine de benim pek içime sinmedi bu durum. Bende geleyim diyeceğim ama az sonra deneme sınavına gireceğim. Arkadaşlarının dersten çıkmasını bekle istersen. Biri illaki gelir seninle." Hızla kafamı onaylamazca salladım.

"Hayır, gerek yok. Derslerinden etmeyeyim şimdi onları. Ben eve gidemeyecek kadar kötü değilim." Dedim yerden çantamı alırken ve onların bir şey demesini beklemeden sınıftan çıktım. Okulun kapısında bekleyen güvenilikçiyi de çok uzun olmayan boyum sağolsun atlattıktan sonra okulun bahçesinden de çıktım. Okulun önünde durmuş ne yapacağını düşünüyordum kara kara.

Batu ben giderken bir şey dememişti. Eğer sevseydi benim için endişelenir ve söyleyemese de hissettirirdi. Ben az önce gereksiz telaş yapmış, galeyâna gelmiştim. Hayal kırıklığı ile omuzlarımı düşürdüm ve ağaç gibi dikilmek yerine küçük adımlarla yürümeye başladım. İşte bu yüzden hayal kurmak yasaklanmalıydı. İşin sonundan bok varmış gibi hayal kırıklığına uğruyorduk çünkü. Umutlanmış, gereksiz üzülmüştüm şimdi de. Ben kim onun sevdiği kız kim sonuçta. Değil mi?

Fakat o sırada donup kalmamı sağlayacak tanıdık bir ses duydum.

"Kaç saattir sana sesleniyorum Buse. Beni bekle!" Diye bağıran tabii ki Batu Erkuran'dan başkası değildi.

Siktiğimin klişeleri.

Ama sonra o an az önceki teorimin gerçekleşmiş olma ihtimali aklıma geldi ve ben tutunacak bir yer bulmaya kalmadan Batu yanımda bitti. Az daha düşecektim çünkü dizlerim tutmuyordu.

Ve kolumdan tutmuştu.

Kaçsam sorun olur muydu?

~
Haftasonu bölüm atamadım kusura bakmayın. Bu bölümde geç oldu biraz gerçi ama artık neyse...

Birde ben bundan önce yazdıklarımı unutmuş olabilirim galiba. Her şey birbirine girmiş gibi. Final yapınca ufak tefek değişiklikler yapacağım ama tekrar okumanızı gerektirecek büyüklükte değişiklikler olmayacak.

Birde Wattpad'de ki kızların aptallığı çok meşhur jdjjdkdkdkdk İşte dedim bizimki aptal olmasın ama uçuk hayallerde de yaşamasın.

Ya birde bazıları var onlardan hoşlandıklarını hemen anlıyorlar. Nasıl yapılıyor o ya? Sırrını verin bana. Ben 'senden hoşlanıyorum' lafını duymadıkça konduramıyorum. Kondursam üzülüyorum falan. Çok riskli mevzular yahu!

Neyse, çok konuştum yine. İyi geceler ve bu bölümü sabah yeni görenler için de günaydınlar.

Sağlıklı kalın ve kendinizi sevin.

Oy vermeyi unutmayın 🤗

ABİS//TEXTİNG (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin