2.6

6K 314 5
                                    

Texting de sıralamaya girmek ve daha fazla kişinin kitabımı okumasını istiyorum sadece...
Bölümün sonunda yazdıklarımı okumayı unutmayın!

~

Müzik sınıfına girdiğimde kimsenin olmadığını görmem tuttuğum nefesimi dışarı bırakmama sebep oldu. En azından bir süre düzenli nefes alabilirdim.

Öğleden sonrayı burada geçireceğim için haftasonu eksik bir kaç malzeme almıştım kırtasiyeden. Çantayı yerdeki kahverengi gitarın yanına bıraktım ve küçük detayları için aldığım fırçaları çıkardım.

Havalar soğuk olduğundan dolayı okulun sweatlerinin içine de boğazlı kazağımı giymiştim. Sweatim kirlenirse ve annemin çenesini çekmek zorunda olurum diye üzerimdeki sweati çıkarıyordum birkaç gündür.

Müzik odasının küçük bir enstrüman odası daha vardı bitişiğinde ve biz oraya boya kovalarını koymuştuk. Birkaç gündür Sezen Aksu'yu ağız dolusu gülerken çiziyordum ve dün taslak çizimim bitmişti. Boyarken keskin detaylarını vermeyi planlıyordum.

Kovaların üzerine rastgele fırlatılmış olan küçük kovayı ve ana renklerden sarı ve kırmızıyı aldım. Ana renkler ile istediğimiz çoğu rengi yapabileceğimiz için ara renkleri almaya gerek duymamıştık. Beyaz boyayı da elime aldığımda Sezen'i çizdiğim duvarın önünde durdum. Boş olan küçük kovaya kırmızı ve sarı renkten azar azar ekleyip bolca beyaz ekledim. İstediğim renge ulaştığımda aldığım ince uçlu fırça ile kenarlarını düzelttim. Boyanın bir kısmını neden orda olduğunu bilmediğim masanın üzerinde duran palete döktüm. Amacım biraz daha koyulaştırıp gölge vermekti fakat istediğim rengi tutturamıyordum. Sinirle kırmızı boyayı fazla fazla ekledim.

Kalemle topuz yaptığım saçımdan birkaç tutam dökülmüştü ve önüme geliyordu üstelik. Sınıfın içerisi birden sıcak gelmeye başladığında oflayarak arkamı döndüm. Fakat görmeyi beklediğim şey Batu değildi.

Beklemediğimiz şeyler olur zaten genelde.

Kapının orda dikilmiş bana garip bir ifadeyle bakıyordu. Yüzündeki ifadeyi çözmek için kaşlarımı çattığımı fark edince geri düzelttim.

Orda birbirimize bakmanın saçma geldiğini anladığımda bakışlarımı kaçırdım ve pencerelerin oraya yürüdüm. "Oradan aval aval bakmak yerine sende bir şeyler yapsan hiç fena olmayacak." Pencereyi açtım.

"Hataları ve güzel şeyleri izlemeyi severim." Dediği şey ile heyecanlandım. Fakat belli etmedim.

"Güzel olduğumu mu söylüyorsun?" Diye sordum umutla. Fakat verdiği cevap yerin dibine girmeme sebep oldu.

"Hayır, hata yaptığını söylüyorum." Kıkırdadı sonra. Kıkırtısının çok sevimli olduğunu hiç söylemişler miydi ki?

Kesinlikle.

Yinede içimdeki aptal tarafımı yok sayıp kırılan gururumun üzerinde durmayı ve yüzüne bakmamayı tercih ettim.

Onun gururunu bende hoş görebilirdim. Benim gururuma dokunmamış olsaydı.

Aklıma gelen satırla gülümsedim. Bu kısmı okuduğunu biliyordum.

"Viviana'nın güzel olmadığını söylüyorsan acilen bir göz doktoruna gitmelisin. Fıstık gibi kız." Diyerek sınıfa girdiğini belli eden Egemen ile bıyık altından gülümsedim. Batu ise sabit bir ifade ile ona bakıyordu. Eğlenen yüzü düşmüştü. Bu duruma keyiflensemde Egemen'in cümlesine yanıt vermedim.

"İstediğimi söylerim. Sanane kime güzel diyip demeyeceğimden. Yavşak herif." Derken homurdanmayı ihmal etmedi. Egemen ise ona hakaret edilmemiş gibi sırıtıyordu. Çocuk gibi atışmalarına alışmıştım bir haftada.

ABİS//TEXTİNG (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin