Kızıl Öfke / 5

10K 1.7K 841
                                    

Merhaba,

Uzatmadan hemen girişleri yapıyorum. Bölüm ithafı fsunay'a geliyor. 

Bu haftaki doğum günü listemiz ; 17 ekim eebawary - 17 Ekim nejlaecn - 17 Ekim idpaele - 18 Ekim miracledmL   ***  Ayrıca geçen hafta eklemeyi atlamışım :(  geçmiş doğum günü kutlu olan biri de 8 Ekim'de tugcesevde'nindi.  Hepinize nice seneler olsun.  Mutlu yaşlar dilerim. Kucak dolusu sevgiler xoxoxo

Herkese iyi okumalar...





Berin bütün geceyi sinirden kudurarak geçirmişti.

Eve vardığında aklına yeni gelmiş gibi içeri girmeden evvel X5'in önünü kontrol etmişti. Sinirden gözü dönmüştü ve ne yaptığını idrak etmesi biraz zaman almıştı. Gerçi asla pişman değildi. Hatta çok daha şiddetli çarparak o hurda yığınını parçalamalıydı fakat yoldan çekmekle yetinmişti yalnızca. Neyse ki X5'in uğradığı zarar Bugatti'den azdı. Yerden yüksek olan aracın ön tamponunda çizikler vardı yalnızca. Geçmeyen siniriyle ayaklarını yere vura vura içeri girmiş, babasına otoparkta aracı vurduğunu söylemişti.

Tahmin ettiği gibi babası durumu hiç büyütmemiş, ertesi gün asistanının konuyla ilgileneceğini söylemişti. Evdekilerle fazla zaman geçirmeden odasına kendisini atmıştı ve sabaha kadar da doğru düzgün uyumamıştı.

Hangisinin daha ağır bastığını bilemiyordu. Esat'ın akıl almaz kabalığına olan öfkesi mi daha çoktu yoksa ima ettiği ve çokça zaman da açık açık dile getirdiği hakaretlerine olan kırgınlığı mı?

"Kabahat sende!" demişti kendi kendisine. "O kadar peşinde koşarsan o da kendisini bir bok zanneder tabii. Erkek peşinde koşan kadına ne gözle bakıldığı belli, hak ettin kızım sen bunu."

Yine de ağrına giden durumu sindirmekte zorlanıyordu. Hayatında ilk defa bir adamın peşinden koşmuştu, gerçi koşmuş olsa da kendisini kontrol ettiğini de düşünmüştü her zaman. Tek istediği sürekli karşılaşmalarının ardından doğal bir arkadaşlığın doğmasıydı.

İlk karşılaştıkları gecenin bir hafta sonrası aynı restaurantta karşılaştıklarında nazikçe selam vermişti Esat'a. Bunun nesi yanlıştı ki? Bir sonraki karşılaşmada yine selamlaşmışlardı. İnsanlar sürekli karşılaştıkları kişilerle selamlaştıktan sonra kısa da olsa sohbet ederlerdi öyle değil mi? Üçüncü karşılaşmada da selamlaşmışlardı ve Berin o zaman hal hatır kısmına geçebilmişti. Esat'ın kestirip atar gibi verdiği karşılıklar, biraz şaşırmasına neden olsa da, üzerinde durmamıştı.

Ortaklıkları başladıktan sonra daha çok görüşür olmuşlardı fakat Esat'ın kabalıkları ve ters tavırları doz aşarak artmıştı. Ailelerin bir arada kutladığı yılbaşını didişerek geçirmişlerdi. Sonraki süreçte de sürekli tersleme ve didişmelerle geçmişti. Berin nihayet yorulduğunu hissetmişti. Nerede yanlış yaptığını bir türlü çözemiyordu.

Birkaç kez yurt dışından gelen arkadaşlarını ağırlarken dışarı çıkmışlardı ve yine Esat'la karşılaşmışlardı. Fakat bu seferkiler tamamen tesadüftü. Terslemeler hakarete dönüşmeye başladığında Berin de kendisini sorgular olmuştu. Esat aptal değildi, mutlaka ondan hoşlandığını anlamıştı. Didişirken kısmen flört eder gibi olduklarını hissettiği zamanlar olmuştu. Belki de Berin öyle düşünmek istediği için o şekilde hissetmişti. Şimdi düşününce kesinlikle yanlış hissettiğini anlıyordu. Flört falan etmiyorlardı. Açıkça Esat onu acımasızca eleştirerek her tavrına hakaret içeren tanımlamalar yapıyordu.

BUKALEMUN - YamanDağlı - Yaman - Ateş (Kitap oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin