ŞÜPHE

150 115 30
                                    

BÖLÜM ŞARKISI - G4 - YERİMİ GİZLERİM


Soğuk bir ses, istediği cevabı alamayacağını bile bile soran bir ses. "Sen neden kaçmadın?" o sesi duymanın beni bu kadar çok korkutacağını düşünmemiştim. Gerçi o sesin o an orada olması da garipti. Gerçi neden garipti ki bir hastanedeyim ve oda o hastanenin bir doktoru ama sahte doktoru...  Korkudan çenemin titrediğini farkettiğim anda Güçlü'nün de kafamın içinde "Liz!!!" diye yankılanan sesini işitmiştim. Hafif adımlarla arkama dönmüştüm ,ve doğru tahmin o revirdeki sahte doktordu. üstümden bütün korkuyu, stresi ve tedirginliği atarak kafamı dik bir şekilde kaldırıp sanki o an oradaki olaydan haberim yokmuş gibi " nasıl?" diye küstah bir tavır sergilemiştim.


Sanırım o kelimemden sonra bir on saniye garanti birbirimizin gözlerinin içine kilitlenmiştik. Sakin bir tavır hatta çok sakin ve rahat bir tavır sergilemişti ve konuşmuştu " dedim ki neden sende onunla kaçmadın ? sonuçta özgür olmak herkesin hakkıdır değil mi ?"bu cümleleri söylerken içimde nasıl bir fırtınanın koptuğunu anlatamazdım. Ama sanırım o an onun benden daha akıllı olduğunu anlamıştım ve pes etmek istemiyor ama başka çarem yokmuş gibi yine de başım dik ve kendinden emin bakışlarımla " onlara söyleyecek misin ? " demiştim. 


bana yavaş adımlarla yaklaşıp kulağıma eğilmişti. bir irkilmişti ruhum kalbimin değil de sanki beynim atmıştı o an. fısıldamanın bir tık üstünde konuşmuştu " tabi ki de hayır, o deli değildi veya hasta ve sende tabi ki zaten ikinizden biri deli olsa kaçmak için o merdivenlerden bile inemezdiniz" geri çekilip benden uzaklaştığında gözlerimi sürekli ondan kaçırdığımın farkındaydım. 


Bir iki adım geri attıktan sonra tamamen arkamı dönüp koridorun sonundaki odama varmak için hızlı adımlar atmaya başlamıştım. o anda arkamdan eğlenircesine bir ses tonuyla " pişman olacaksın!" diye bağırdığında daha da tedirgin olmuştum. odama girip ona kapının arasından bakarken bana gülümseyip tekrardan bağırmıştı " yanii kaçmadığın için ! " dedikten hemen sonra merdivenler den inerek gitmişti.


odamın kapısını kapatıp hemen yatağa oturacaktım ki Güçlü benden önce yatağın üzerinde yerini almıştı. Telaşlı ve korkulu gözlerle " bu adamda bir şey var Liz ! ben !! , ben !! onu hissedemedim orada sadece sen, ben ve o kız vardı eğer o da o katta olsaydı onu kesinlikle hissederdim , bu korkunç! benim daha önce başıma böyle bir şey gelmemişti!!" cümlelerini bitirdiğinde kocaman bir sessizlik oluşmuştu çünkü bu söylediklerine karşı verebileceğim hiç bir cevabım yoktu dona kalmıştım.


yavaş ve donuk adımlarla yatağa onun yanına oturmuştum. Sanırım benim artık böyle şeylere karşı verebilecek bir tepkim yoktu yada bitmişti kendimi nasıl berbat korkunç ve çaresiz hissettiğimi anlatamazdım. Ardından hemen ayağa kalkıp " beni iyi dinle eğer o gelirse sakın kapıyı açma daha doğrusu kim gelirse gelsin kapıyı açma hemen geri döneceğim neler olduğunu anlamam lazım" diyerek ortadan yok olmuştu. Ona dur bile dememiştim daha doğrusu diyememiştim, kafam ağrıdan çatlayacaktı , bu yüzden bunca olaylara rağmen uyumaya karar vermiştim. Yatağımın içinde biraz oturup bomboş duvara başlamıştım. 


ve yatağın içinde ne kadar vaktin geçtiğini hatırlamıyordum ama muhtamelen bir satten fazla olmuştu. Ve o sırada Güçlü yanımda belirmişti. Ürpermiştim biraz ama normaldi dalmıştım. bir anda kollarıma baktı, dokundu, çevirdi sanki kollarımda bir şey arıyordu . kollarımı sert bir hamleyle ondan çekip " Güçlü ne oluyor ? ne yapıyorsun ? artık bir şey anlatır mısın? bana!" kendini sakinleştirmeye çalışırmışçasına konuşmuştu " hayır ama dokunsaydı zaten kollarında iz, karartı yada morluk olurdu hiçbiri yok dokunmamış sana ," çok mutluyum şuan!!" diyerek bana sarılmıştı. 


benden ayrıldığında biraz tedirginlik yaşasam da ona gerçeği söyleyebilmiştim. " Güçlü o bana dokundu o gün revirde kalkacakken kolumdan tutmuştu hatırlasana , hem onu şimdi hissedemedin diyelim revirde de mi hissetmedin? uzun süre orada kaldım ve sende yanımdaydın ben hiç bir şey anlayamıyorum artık!" dediğimde gözlerim dolmuştu hafiften sanırım kalbimin acıdığını çok rahat bir şekilde hissedebiliyordum. Kafasını önüne eğmişti. Oda üzgündü oda korkuyordu hatta o benden daha çok korkuyordu, sanki, sanki başka bir şey vardı bütün mesele o adamın burada olması değilmiş gibiydi.


Titreyen sesiyle girmişti lafa , kafasını kaldırmadan " biliyorum korkuyorsun ve biliyorum bunların hepsi benim yüzümden ama şunu bilmediğimden eminim ki Liz onu o gün hissettim ama bugün ,peki ya bugün neden hissedemedim çözemiyorum, bulamıyorum ..." ve cümlelerinin devamının yerini gözyaşları almıştı , sessiz ağlayışı...  kendi titreyen ellerimle onun ellerini tutmuştum " biliyor musun ? bende bilmiyorum ne yapacağımı ne olacağını ama şunu çok iyi biliyorum bunların hepsi senin yüzünden olsa bile ki hiçbiri bence senin yüzünden değil ama farz edelim senin yüzünden , Güçlü sen bunların hiçbirini isteyerek yapmadın sen hep benim yanımda oldun elimi tutan , yüzümü güldüren sen ,sen benim suskunluğumda huzur bulan benim derdimi suskunluğumda dinleyen tek dostumsun ...inan bana bunların istersen on katını yaşayalım ben seni yine de bırakmam tıpkı senin beni bırakmayacağından emin olduğum gibi... biz bu dünya...biz bu evrenin en güzel ve en büyük dostluğuna sahibiz sakın unutma bunu... diyerek yanağına bir buse kondurmuştum.


Morali yerine gelmiş olacak ki ellerimi öpmüştü gülümseyerek. "söz ver ne olursa olsun ne yaşarsak yaşayalım beni bırakmayacaksın" dediğinde kendi kendime düşünmüştüm. Niye böyle demişti ki şimdi onu asla bırakmayacağımı biliyor neden böyle söyledi diye düşünürken kapı tıklanmıştı. Şaşkın gözlerle ona bakakalmıştım bu saatte kim olabilirdi ki? diye düşünmüştüm. Güçlü " sen kapıyı aç hiç bir şeyi belli etme normal davran eğer kötü bir şey hissedersen elini sık anında müdahale ederim" diyerek birlikte yataktan kalkmıştık. 


Kapıya ilerlemiştim açmadan son bir kez Güçlü'ye bakmıştım ve ardından kapıyı aralamıştım. Ge- gelen oydu sahte doktor. Sakin bakışlarıyla rahat ve sakin hiç öyle bir olay yaşanmamış gibiydi. Ve ardından konuşmuştu " gece gece rahatsız ettiğim için çok özür dilerim Liz hanım ama acaba anahtarı alabilir miyim? dediğinde bir anda stresten ne dediğini anlayamamıştım. Hemen karşılık vermişti daha ben cevap vermeden ve çok güzel bir şeymiş gibi mutlu bir şekilde anlatmıştı " hani bu gece bir kızın hastaneden kaçmasına yardım ettiniz ya çıkış kapısından çıkardınız hatta sonra ben geldim falan..." o konuşurken bu kadar rahat ve normalmiş gibi anlatması çok rahatsız etmişti ve hemen lafını kesmiştim " hatırladım-hatırladım da anahtar bende yok " dediğimde yüzünde ki o küstah bakışı görebilmiştim alaycı bakışları...


" Nasıl yani o kız mı götürdü ? diyerek gülmüştü bende ardından " hayır anahtarı o gittikten sonra kapının altından attım hala orda sanırım " dediğimde kafasını eğerek tatlı gözükmeye çalışmıştı. "Umarım ciddisindir? " demişti . " Yalan söylemiyorum istersen bakabilirsin hem yalan söylüyorsam da buradayım başka nereye gideceğim kaçacak halim yok ya!" dediğimde ne kadar yanlış bir cümle kurduğumu farketmiştim ki ardından hemen beklediğim cevabı yapıştırmıştı. " Ama kaçabilirdin" bu cevap gerçekten sinirimi bozmuştu ve ardından bozulduğumu anlayınca " pekala iyi geceler Liz hanım " demişti ve gitmişti. 









İnan Bana Where stories live. Discover now