KAÇIŞ

153 122 8
                                    

Bölüm şarkısı - Lucia - silence

Yine o banka oturmuştum. Yine içimde neden buradayım diye insanlara olan o tuhaf bakışlarım. Düşüncelerimin beynimi yavaş yavaş tırtıklamaya başladığını hissedebiliyordum. Güçlü için hep iyi tarafından bakmaya çalışmıştım.

Hiç onu suçlamadım. Ama bunu ne kadar inkar etsemde eğer benim yanımdan 4 yıl önce gitmiş olsaydı, bende burada olmazdım diye düşünmüştüm. O sırada bu karmaşıklığı dağıtan ses kulaklarımda belirtmişti.

Güçlü, başka kimse olamazdı zaten Güçlü hariç biri benimle iletişime geçmeye çalıştığında onu, onu hiç mi hiç duymazdım umrumda olmazdı zaten kimsede benimle konuşmazdı.

"Bundan sonra sık sık bahçeye çıkmanı çok istiyorum" . Bu cümle aslında beni biraz düşündürmüştü kafamı hafif kaldırıp etrafı süzmüştüm, izlemiştim insanlar delirmiş gibi koşuşturup duruyordu. Bu kelime komik olmuştu galiba "deli" sanki çok normal bir yerdeyim ya insanların da normal olmasını bekliyordum.

Daldığım yerden uyanmama sebep olan yanıma birinin oturduğunu hissetmiştim. İrkilerek kafamı çevirmiştim. Benim yaşlarımda olan bir kız bu kızı daha önce de görmüştüm.

Ürkek bakışlarla uzun süre bakmıştı bana. Bir şey söyleyecek gibiydi " ne istiyorsun?" diye arkama yaslanmıştım.
"Ben, ben eylül 2 senedir buradayım. Seni daha önceden görüyordum ama konuşma fırsatı anca buldum " dediğinde ellerini konuşurken sürekli kullandığını farketmiştim.
" yani?" diye elimde tuttuğum yaprağı yere fırlatıp gözlerine bakmıştım. " bana yardım et lütfen buradan sadece bir günlüğüne çıkmam lazım seni uzun süredir izliyorum onlar gibi değilsin delirmiş gibi davranmıyorsun sen burdakilerin arasında en akıllısısın belkide, yardım eder misin bana lütfen" dediklerini konuşurken çok saçma bulmuştum ve dinledikten sonra hala saçma olduğuna karar vermiştim.

" neden bir günlüğüne? diye sormakla yetinmiştim. Ellerini önünde sakince birleştirerek kafasını öne eğmişti ve ağzından tek bir cümle çıkmıştı sesi buruk gibiydi." babamı sadece ölmeden önce son bir kez görmek istiyorum" dediğinde o öyle söylediğinde ben sadece "peki  söylediklerinin doğru olduğunu nereden bileceğim" diyerek gözlerine kitlenmiştim.

Cebinden çıkardığı şeyi avucunda gizleyerek, hafifçe bana gösterip " yalan söylesem böyle büyük bir şeye kalkışmazdım" dediğinde elinde bir anahtar olduğunu farketmiştim. Telaşla " nerenin anahtarı? Bu" diyerek elindekini alıp kendi avucumda saklamıştım. Hafiçe biraz kulağıma yaklaşmıştı ve " en alt katın arka çıkış kapısının" dediğinde sinirle " sen, sen bunu nasıl buldun? İmkansız bu çaldın mı?" dediğimde gayet mantıklı bir cevap verip " izin alarak almamın imkansız olduğunu bildiğine göre" deyip cümlesine devam etmişti "tek başıma yapamam bir şeylerin ters gideceğinden eminim seni uzun zamandır izliyorum sen bana yardım edebilecek birisin lütfen" demişti.

Neden bilinmez ama o an içimde sebepsiz yere ona yardım etme ihtiyacı duymuştum. Tedirgin bir şekilde " ne zaman gitmek istiyorsun?" diye sormuştum. Heyecanla bu gece, bu gece saat üç gibi " diye yanıtlamıştı. Derin bir nefes verip" tamam üç de alt kattaki tuvaletin önüne gel dikkat et ama kimse görmesi-" daha cümlemi bitirmeden boynuma sarılıp teşekkür etmeye başlamıştı. Yavaşça onu kendimden uzaklaştırıp "tamam abartmaya gerek yok gece görüşürüz" diyerek oturduğum banktan kalkarak yavaş adımlarla hastaneye girmiştim.

Odama giden merdivenleri çıkarken Güçlü tedirgin bir ses tonuyla onunla gidecek misin? " demişti. O öyle söylediğinde aslında olayın farkına o an varabilmiştim. Kaçma fırsatım vardı.
Ki bu düşüncelerim en fazla beş saniye sürmüştü.

İnan Bana Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin