O.P | 35

23.6K 998 198
                                    




Ecem o sabah gözlerini yeni güne açarken, en son ne zaman kendini böylesine mutlu ve yüklerinden arınmış hissettiğini hatırlamıyordu. Başını biraz kaldırarak yüzüyle karşı karşıya geldiği adam, belli bir süre boyunca en çok nefret ettiği ve hareketlerini onaylamayıp uzak durmayı en çok istediği kişiydi. Ancak şimdi bunun tam zıttı gerçekleşmiş, kendini o adamın kollarında, tam kalbinin üzerinde uyanırken bulmuştu.

''Uyan.'' dedi soğuk bir sesle. Yağız ufak bir mırıltıyla Ecem'e cevap verdiğindeyse gülümsemesi yüzüne iyice yayıldı. Hayal değildi bu kez.

Ecem, Yağız'la yaşadıkları birlikteliğin ardından onu zaman zaman rüyalarında tam da hayalindeki adammış gibi görüyor, uyandığında yüzünde kocaman bir gülümseme oluyordu. Bu defa hayallerini tamamen gerçekleşmiş olarak bulmak, ona tarifi zor bir mutluluk yaşatmaya yetiyor gibiydi.

''Günaydın.'' diye fısıldadı Yağız'ın yanağına bir öpücük kondururken. ''Kalksak iyi olacak. Yarın çok zor bir sınava gireceğim ve senin yüzünden yeterince zaman kaybettim.''

''Sen kalk güzelim. Ben daha uyuyacağım.''

Ecem, Yağız'ı dürterek yatakta doğruldu. ''Beni eve bırakman gerekiyor. Kalk dedim.'' diye söylendi. Yağız'ın herhangi bir tepki vermesini bekledi ancak bu gerçekleşmediğinde garip bir korku hissetmeye başladı. ''Yağız?'' dediğinde sesi az öncekine nazaran titriyordu. Tam elini, genç adamın koluna atarak onu bir kez dürtecekti ki Yağız onu bileğinden yakalayarak yatağın öbür yanına çekti ve sıkıca sarıldı. Ecem, bir anlığına Yağız'ın onu elde etmeyi başardıktan sonra umursamaz tavırlarına geri döneceğini ve eski Yağız olmaya devam edeceğini sanmıştı. Ancak yanıldığını anlaması uzun sürmedi.

''Bırak, biraz daha kokunu çekeyim içime.''

''Ama ders-''

''-Şanslısınız Ecem Hanım. Şehrin en hızlı şoförü yanı başınızda yatıyor.''

Ecem ses çıkarmadan gülümsedi ve Yağız'ın kapalı gözlerinden cesaret alarak onu izlemeye koyuldu. Ancak Yağız, Ecem'in gözlerinin kendi üzerinde olduğunun farkındaydı.

''Bak, eğer uyanmış olsaydım şu an bu manzaranın tadını çıkaramayacaktın.''

Ellerini yüzüne götürerek mimiklerini gizlemeye çalıştığındaysa parmaklarının arasındaki ufak boşluktan yararlanıp öptü Ecem'i.

''Senin huysuz ve sevimsiz olmadığın bir güne uyanmak yalnızca hayallerimde gerçekleşebilir sanıyordum.''

''Eğer senin bir pislikmişsin gibi davranmadığın günler hayallerle sınırlı kalmazsa, her sabaha böyle uyanabilirsin Yağız Pekdemir.''

Atışmalarını Ecem'in aklına gelen bir şey bölerken gülüşü aniden soldu. ''Çok geciktik.'' dedi iç çekerek. ''Çok geciktim.''

''Tamam güzelim, şimdi kalkıyorum.''

''Hayır, eve gitmekten söz etmiyorum. Sana gelmekten söz ediyorum Yağız.''

Yağız, kolunu biraz daha kendine çekerek Ecem'i göğsüne yaklaştırdı ve ''Bunları düşünmemize gerek yok artık. Hepsi geride kaldı ve hiçbir şey için geç değil.'' dedi. Ancak Ecem onun gibi düşünmüyordu.

''Çok saçmaladık Yağız. Her ikimiz de. Belki geçen yıl o saçma sapan fikirler aklıma gelmiş olmasaydı ve senin yanından öyle apar topar ayrılıp seni tanımamazlıktan gelmeseydim, şimdi dönüştüğüm bu insan olmayabilirdim.''

OLBERS PARADOKSU (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin