♡ 1 ♡

2.1K 102 30
                                    






Hermonie'nin bana seslendiğini, beni sertçe sarsmasıyla duyduğumda irkilerek kendime geldim. Ellerini beline koydu ve sinirle parlayan bal rengi gözlerini mavi gözlerime dikerek "Beni dinlemiyor musun Harry?" diye sordu. Onun gücenmiş bu hâline kafamı iki yana sallayarak cevap verdim. "Hayır Hermonie, sadece birşey düşünüyordum."

Yemeğini bitiren Ron kuşkuyla "Ne düşünüyordun?" diye sordu. Kaçmak mânâsızdı. Bunu eninde sonunda öğrenceklerdi. Derin bir nefes alarak, elimdeki çatal kaşığı bıraktım. Gözlerim yanda ki masada oturan ve sırıtarak bana bakan Draco'ya kaydığında daha da derin bir nefes aldım. Ah Tanrım, neden belalar hep beni buluyordu ki?

"Malfoy ile aynı odada kalıyoruz."

Ağzındaki su bir şelale misali akan Ron ve kocaman olmuş gözlerle bana bakan Hermonie'ye bakarak daha da sızlandım. "Keşke dilimi arılar soksaydı da o öneriyi kurula sunmasaydım. Nereden bilebilirdim ki Malfoy ile aynı odaya denk geleceğimizi?"

"Vay canına" dedi Ron güçlükle. "Bu şanssızlıktan kurtulman için sana Felix Felicis öneririm kardeşim."

Gözlerimi kapayarak sinirle inledim. Hermonie, benimle dalga geçen Ron'u azarlarken gözlerimi açarak Malfoy'a olduğu yere baktım fakat orda değildi.

Aynı odaya denk gelişimizin ise nasıl bir tesadüf (!) olduğu tartışmaya açık bir konuydu.

Evet; bu sene artık savaş, Voldemort gibi sorunlarım olmayacağını düşünürken yeni bir imtihânla daha karşı karşıya gelmiştim. Bu zaten sadece benim gibi hiçbir işi istediği gibi olmayan, şanssız birine göreydi.

Malfoy ile aynı odada, koskoca bir yılı sorunsuz tamamlayabilmek.

Düşüncesi bile zordu.

Legend Of The Impossibility ~ drarryWhere stories live. Discover now