♡ 5 ♡

902 78 66
                                    

Bugün ki ikinci bölüm hahahajsoaşşaaş
Önceki bölümü okumayı unutmayın 🥺🥺💜


Bembeyaz döşenmiş odanın üzerinden akşam güneşinin son ışıkları uzun zaman önce çekilmişti. Saatlerdir durmak bilmeyen gözyaşlarıma yenileri eklenirken, buğulu bakan gözlerimi karşı duvarda ki saate çevirdim.

Çoktan gece yarısı olmasına rağmen, Malfoy ortalıklarda değildi.

Gözyaşlarıma eşlik eden hıçkırıklarım, orantılı olarak daha da arttığında iç hesaplaşmama geri dönmüştüm. Beynimde geriye akarak, Malfoy'a haksızlık ettiğim her bir an için daha da büyük bir vicdan azabı duyarak kendi kendimi cezalandırıyordum.

Onu sırf Malfoy olduğu için yargılayan benimle, sırf muggle çocuğu olmasına rağmen büyücü olduğu için diğerlerini yargılayan Voldemort ile aramda bir fark göremiyordum. İyilik için, doğruluk için savaştığımı söylerken, aslında egom ve zorunluluğum yüzünden savaşmıştım.

Eğer Malfoy'un yerinde olsam, kendime çoktan okkalı bir lanet atmış olurdum.

Burnumu seslice çektiğimde, saatlerdir odada yankılanan birkaç sese yeni bir ses daha eklenmişti. Kapının şifresinin girilmesi ve açılmasıyla, odanın köşesinde ki duvardan bedenimi ayırarak anında doğruldum.

Karanlıkta bile seçilen bedenin keskin gri gözleri altında ezilirken, yutkunarak ona bir adım attım fakat Malfoy, beni es geçerek yatağına yöneldi. Elim havada kalırken, yutkunarak kendi yatağıma geçtim. Rahatsız bir şekilde oturarak, bana sırtını dönerek yatmış olan büyük cüssesini inceledim.

"Özür dilerim."

Çatlak sesimle kurduğum iki kelime havada asılı kalırken, bunun olacağını bildiğim için konuşmaya devam ettim.

"Bencildim, aptaldım. Kendimi çok önemli gördüm, başkalarını bir kenara attım. Voldemort ve yandaşlarına saldırırken, aslında en az onlar kadar iğrenç olduğumu fark edemedim. Ben..." Tekrardan ağlamaya başlayacağımın sinyallerini veren titrek sesimle derin bir nefes aldım. "Tüm kalbimle özür dilerim. Biliyorum, bu hiçbir şeyi telafi etmez ya da değiştirmez. Ama, eğer izin verirsen bunu telafi etmek istiyorum Malfoy. Yemin ederim bir daha böyle bir aptallık yapmayacağım. Yeter ki bana kendimi affettirmek için izin ver."

Daha fazla ne diyebilirdim, bilmiyordum. Düşüncelerimi kelimelere tam olarak yansıtamamak beni içten içe sinirlendiriyordu.

Bana hâlâ bir cevap vermeyen Malfoy ile kalkarak, sarsak adımlarla yatağının ucuna oturdum. Göz kapakları kapalı olmasına rağmen, uyumadığını biliyordum.

Elimi, bir kaç saat öncesinde gördüğüm izin üzerinde ki kumaş parçasına titrekçe uzattım. Tişörtüne değen elimle gözlerini açmış, saatlerdir ağlamaktan kıpkırımızı olduğuna emin olduğum mavi gözlerime bakmıştı. Vücudunu tamamiyle bana döndürerek, elimin yana düşmesine neden oldu.

"Ne yapıyorsun, Potter?"

Soğukkanlı sesine karşın gülümsedim. Şu anda ona kendimi affettirmek için her şeyi yapmaya hazırdım. Eğer bana lanet atmak istese bile, seve seve buna izin verirdim.

Gülümsemem üzerine tuhaf bir bakış attığında, onu umursamadan tişörtünün ucunu sıyırdım. Bunun üzerine Malfoy "Napıyorsun?" diyerek tişörtünü kapatmak istemişti. Kaşlarımı çok hafif bir şekilde çatarak gözlerine baktım. "Sadece bir dakikalığına bana izin ver."

Malfoy'un ademelmasının belli belirsiz titrediğini görmemle, tişörtünün ucunu tekrardan yavaşça sıyırdım. Bembeyaz ve pürüzsüz göbeği tamamiyle görüş açıma girdiğinde, onun bu kusursuz tenini lekeleyen ize bakarak yutkundum. Bu his asla geçmeyecekti.

Göğüs kafesinin tam ortasından başlayan iz, göbek deliğinin birkaç santim çaprazında, sağ belinde bitiyordu. Titreyen elimi izin üzerine koyarak, belli belirsiz bir yol çizdim elimin ucuyla.

Dudaklarımı göğüs kafesinin başlangıcında ki ize koyduğumda, altımda ki bedenin nefes almasının durduğunu gördüm. Dudaklarım hâlâ izin üzerindeyken hafifçe kafamı kaldırdım. Malfoy, anlamlandıramadığım garip bir parıltıyla gözlerime bakıyordu. Bakışlarının yoğunluğu vücudumu titretirken gözlerimi, gri gözlerinden ayırmadan yara izinin üzerine sakin ve yavaşça, ıslak bir yol çizdim.

Kafamı kaldırdığımda yüzümden ayrılmayan gözler, yaptığım şeyin mantığını kavramak istercesine yüzümde dolanıyordu. Elinin tekiyle tişörtünü kapattı ve sırtını yatak başlığına dayayarak hafifçe doğruldu.

Az önce yaptığım şey yüzünden yanaklarıma pompalanan kanın verdiği sıcaklık, mayhoş bir his uyandırıyordu. Oturduğum yerde kıpırdanarak ellerimi kucağımda birleştirdim.

"Muggle dünyasında eğer bir insan, birisini canının acıdığı yerden öperse acısını alacağına dair bir inanış vardır." dedim.

Elimi Malfoy'a doğru uzattım. Bir elime bir bana bakarken gülümsedim. "Ben Potter. Harry Potter."

İfadesiz yüzünde önce kaşları çatıldı, ardından ise dudakları alayla kıvrıldı. Yatakta tamamiyle oturur pozisyona geçti. "Ben sana elimi sadece bir kere uzattım, Potter. Onda da zaten sen tutmadın."

Hâlâ gözlerime bakarken, yutkundum. Daha ne yapabilirdim, ne diyebilirdim bilmiyordum. Artık bende sinirlenmeye başlamıştım. Herşeyi benim üzerime yıkması canımı yakıyordu. Ne yani, o hiç mi hata yapmamıştı? Evet, hatalıydım. Hemen affetmesini de beklemiyordum. Ama en azından bana kendimi affettirmem için bir şeyler söyleseydi, daha kolay ve acısız olabilirdi.

"Malfoy, en azından birşey söyle. Şunu yap de, bunu yap de, canıma oku. Ama böyle yapma. Yemin ediyorum dediğin herşeyi yaparım. Sadece söyle, susma."

Başını bana doğru eğdiğinde, refleks olarak birazcık geri çekilmiştim. Ne yapıyordu?

"Demek istediğim herşeyi yapacaksın?" Söylenmesine karşılık yavaşça kafamı salladım. Tepkime karşılık dudaklarını yaladığında, gözlerim istem dışı kırmızı dudaklarına kaymıştı.

Siktir, neler düşünüyordum?

Üzerime daha da eğildiğinde, geri gitmeye çalışırken yer çekinime dayanamayan bedenim beyaz çarşafla buluşmuştu. Malfoy kalkmama zaman bırakmadan üzerime eğilip, elini başımın iki yanına sabitlediğinde şaşkınlıkla kocaman açılmış gözlerle yüzüne baktım.

"M-malfoy napıyorsun?"

Başını hafifçe yana eğerek yüzüme baktığında ellerini tutarak çekmeye çalışmıştım fakat bu hiçbir işe yaramamıştı.

"Uslu bir çocuk ol ve beni dinle, Potter."

Hareketlenmeyi keserek yüzüne baktım. "Aferin."

"Madem istediğim herşeyi yapacaksın, bundan sonra kendini kollasan iyi edersin Potter. Laf ağızdan bir kere çıkar, ve senin ağzından çıkan laflar fazlasıyla cesurcaydı. Demem o ki... Umarım sözlerine uyarsın."

Karşımda ki bedenin bakışlarıyla yutkundum.

Bu durum hiç hoşuma gitmemişti.

Legend Of The Impossibility ~ drarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin