4.Sezon 7.Bölüm: Gün Batımı

10 1 0
                                    

Lütfen yorumlarınızı ve eleştirilerinizi yazmayı unutmayın. Ayrıca bölümü oylamayı da unutmayın.

Şarkı: Katy Perry-Dark Horse

Devam Ediyor...

Yazardan:

Karanlık bir odada bir kadın var. Önündeki panoya bakıyor. Panoda birisinin gizlice çekilmiş fotoğrafları var.

Bir anda kapı açıldı. Kapı arkasındaydı. Bu kişi Pelin'den başkası değildi. Sinirle " Bu takıntılı bırakta buraya gel. Kurtadamları yenmek için toplantı yapacağız.

Kadın ona dönmeden " Sizden emir almıyorum. Bu 'Çok Önemli' işinizle de ilgilenmiyorum. Gidin, ne halt yiyeceksiniz yiyin. " dedi.

Yanına gitti ve " Kimi arıyorsun İndagator?" diye sordu. Işığı açtı ve ona fotoğrafları gösterdi. Bu kişi Alius Per Extraneus'tan başkası değildi. Sinirle " Her yerde onu arıyorum." dedi.

Fotoğraflara baktı. Orada olan Pelin'e göre sadece zayıf bir insandı. Merakla " Sıradan bir insan niye umurunda olsun ki?" diye sordu.

Ona döndü. Kısa kesilmiş siyah saçları vardı. Deri ceket giymiş karanlık bir tipti. Hafif gülümsedi ve "Çünkü o insan değil!" dedi.

" O zaman o kim? "

" Bilmiyorum. Herhangi birisinin bildiğini de sanmıyorum."

Bir süre daha resme baktı ve " Kimse kim, önce işimizi halledelim. Sonra aramana devam edersin." dedi.

Kadın resme bakmaya devam etti ve sinirle " Seni bulacağım!" dedi.

***

Percy Hector B.

Yedek tekneye bindik ve sahile doğru gitmeye başladık. Annem aceleyle babamı aradı. Arama devam ederken annem endişeyle " Hadi aç şu telefonu L!" dedi.

Bir süre çaldıktan sonra babam telefonu açmış olacak ki annem endişeyle " Alo! Aşkım, Atlantis askerleri peşimde. Onları bir süre atlattık. Nereye gideceğimizi bilmiyorum. Şuanda yanına geliyoruz." dedi.

Bir anda tekne alabora oldu. Suya düşünce telefon suya girdi ve ıslanarak bozuldu. Teknenin altından o iki asker çıktı. Sağdaki sinirle " Lütfen bize zorluk çıkarmayın majesteleri!" dedi. Annem sinirle kaçmaya çalışarak " Artık prenses değilim." dedi. Elimden tuttu ve yüzerken muhafız arkadan " Babanız, Kral! O öldü!" dedi.

Annem ona döndü ve şaşkınlıkla " Ne?" diye sordu.

Muhafız yanımıza geldi ve " Tahta kimin oturacağını belirlememiz gerek. Kardeşiniz Atlas da orada." dedi.

" İsterse taht onun olabilir. Tahtı istemiyorum. "

" En azından babanızı görseydiniz. Atlas bile majestelerinin ölmeden önceki son anlarında yanındaydı. " dedi ve bir iksir uzattı. Su rengindeydi ama daha parlaktı. Annem merakla " İnsana dönüşmek için Şekil Değiştirici Bonebon kullandığımı nereden biliyorsunuz? " diye sordu.

Soldaki muhafız ciddiyetle " Prenses hayatta olmalı. Bu yüzden sizi izleyen birisi hep oldu." dedi.

" Zaten L hep böyle bir şeyden şüpheleniyordu. En azından ona haber vereyim? "

" İnsan suda yaşayamaz. Bu iksir onda işe yaramaz. "

Annem bana döndü ve " Percy, karaya git ve babana haber ver. Gitmem gerek. " dedi.

Oflayarak " Ama bende gitmek istiyorum. Ya Jessica gibi berbat olmayan bir kuzenim varsa? " diye sordum.

Sağdaki muhafız oflayarak " Pekala, ben haber veririm. Muhtemelen bana saldıracak ama her neyse. " dedi ve yüzerek gitmeye başladı. Sarı saçlı ve kaslıydı. Annem iksirini yarısını fondip yaptı ve insan halindeki kıyafetlerini çıkarmaya başladı. Altındaki kıyafetleri ayakları kuyruğa dönüşünce yırtıldı. Hemen arkamı döndüm.

Dönüşme bitince annem bana seslenip " Sıra sende!" dedi. Ona döndüm. Üstünde midyelerden yapılmış bikini şeklinde kıyafet vardı. Adam bana iksiri uzattı. Gülümsedim ve "Benim iksiri ihtiyacım yok." dedim. Gözlerimi kapatıp denizadamına dönüştüğünü hayal ettim.

Bacaklarımın birleştiğini hissettim. Biraz daha bekledim. Gözlerimi açtığımda altım kuyruktu ve yırtılan pantolonumla donum suda gidiyordu. Üstümü çıkardım. Belden yanımda solungaçlarım vardı. Gülümsedim. Asker üç uçlu mızrağının ucuyla kıyafetlerımızı aldığı anda su baloncuğuna dönüşüp yok oldular. Gülümseyerek " Denizadamı olmaya bayılıyorum." dedim ve özgürce yüzmeye başladım. Hemen yola çıkmaya başladık.

Andrew Hines

" Pekala, bu vampirlerden nasıl kurtulacağız? "

Normalde sürüye katılmayı asla istemezdim ama kimse aileme bulaşamaz. Katerina ve çocukları evde bıraktım. Gittiğim yeri de söylemedim çünkü onları bu işe karıştırmak istemedim.

Merakla cevap vermem için bana döndüler. Sinirle " Hadi ama, sürünün lideri ben değilim." dedi.

Karşımdaki Jenny ciddiyetle  " Başka alfa kalmadı Andrew! Lider olmana bayılmıyorum ama kurallara uymamız gerek." dedi.

Jenny hep ciddi kadındı. Sinirle  " Madem bu kadar istiyorsan sen lider ol! Hem ilk ısırıldığım zamanlardaki kurtlar nerede?" diye sordum.

" Onları vampirler öldürdü. Alfa öldükten kısa bir süre sonra cenaze alayına saldırdılar. Geriye sadece Adam kaldı. O da bir vampirle birlikte zaten. "

Merakla " Bunun imkansız olduğunu sanıyordum. " dedi.

" Adam barışı korumak için bunu kabul etti. Hiçte itiraz etmedi. İlk başta atışmaları oldu ama bildiğim kadarıyla artık birbirlerini seviyorlar. "

Sinirle " Buraya gelmemin tek sebebi ailemi korumak. " dedim.

Sam gülümseyerek " Bak Sac, bize bayılmadığını biliyorum ama iyi kötü bir samimiyetimizi oldu. " dedi.

" 1 ay sürdü. O da Sac ve Misy doğacağı içindi. "

Jenny sinirle " Yeter! Karar vereceksen ver. Ne yapacağız? " diye sordu.

Biraz düşündüm. Oyunlardan yapılmış büyük bir çadırdaydık. Ortada ağaç kütüğünde bir masa vardı. Aklıma bir fikir geldi ve gülümsedim.

" Yapacağımız şey gayet basit..."

Dedim ve planı anlattım. Plana göre bu gece harekete geçmeli ve bu işi bitirmeliydik.

Devam Edecek...

Sizce bölüm nasıldı?

Acaba bir sonraki bölümde neler olacak?

Evet, anlaşılan sonraki bölüm aksiyon bol miktarda olacak. Kaçırmasanız iyi olur. Yazıyı abartmayayım. Daha bölümü yayınlayacağım.

URBS İNTERFECİT: ÖLÜM YERİ(Farklılar Serisi 3-Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin