20. Ufak Yalanlar

6.4K 732 551
                                    

"Kadını delirttik, inanabiliyor musun?"

Dediğim onu güldürürken "İnanamıyorum," diye cevapladı beni. "Resmen seans sonunda saçlarını çekiştirerek kovdu bizi."

"Haklı ama kadın..."

İlişki terapisti ile olan randevumuz büyük bir hüsran ile sonuçlanmıştı. Dediğimiz şeyler onu ilk şaşırtmıştı, devam eden konuşma sırasında şaşkınlığı sinire dönüşmüş ve en sonunda delirerek ve ağlayarak bizi kovmuştu. Yani tam olarak kovma diyemezdik tabii ki, seans biter bitmez "Sizin ormana gitmeniz gerekiyordu, burada zaman kaybetmeyin, görüşürüz," diye postalamıştı bizi.

Yine de seans güzeldi, iyi bir anı olarak saklayıp nesilden nesile anlatarak gülecektim.

Arabayı süren kişi bu sefer bendim çünkü yanımızda Orospu Namjoon yoktu. Bu birkaç açıdan iyi olabilirdi, örneğin kaza yapma olasılığımız yüzde yetmiş beş azalırdı falan filan...

"Bunlar neden bizimle geliyor, sorabilir miyim?"

Omuz silkip gözümü yoldan bir saniyeliğine ayırdım ve Taehyung'un koluna sarılmış olan Gureum'a öpücük yolladım elimle. "En son onları bırakıp gittiğimizde bina yandı. Bir daha aynı hatayı yapmam."

"Gureum'un rahatının bozulmasından pek memnun olduğunu zannetmiyorum. Bana çok kötü bakıyor..."

"O sana hep kötü bakıyor Taehyung."

"Ama bu defa daha farklı, sanki yemek istiyormuş gibi değil de sikmek istiyormuş gibi..."

"Çiftleşme mevsimi geldi, ondandır."

Anında öksürük krizine girip Gureum'a garip bakışlar atmaya başladığında kocaman bir kahkaha patlattım. "Taehyung o bir yavru, sakin ol."

Gözümü yoldan pek ayıramadığım için yüz ifadelerini takip edemesem de kulaklarıma homurtuları geldiği için hep yaptığı gibi dudaklarını büzdüğünü anlamıştım. Bazen cidden küçük bir çocuk gibi oluyordu.

"Gureum ve Yeontan çok samimi görünüyorlar," diye aniden mırıldandığında birbirlerine sürekli yapışıp durduklarını kast ettiğini anlamıştım. "Merak etme," diye mırıldandım. "Onlar üvey kardeşler artık, birbirlerine kaymazlar."

"Yeontan öyle düşünüyor gibi görünmüyor?"

Omuz silktim tekrar. "Merak etme... Gureum ona bakmaz. Rahat olabiliriz."

"Peki bundan Gureum'un haberi var mı?"

Tıpkı bir aydınlanma anı yaşıyormuş gibi tepkiler verip "Tabii ya," dedim. "Köpeklerimiz gay, hayırlı olsun."

"Yeontan'ın erkeklerle ilgilendiğini sanmıyordum. O gördüğüm en dişi avcısı köpekti."

Elimi direksiyondan saniyelik olarak ayırıp geçiştirircesine salladım. Bugün kendimi o kadar umursamaz hissediyordum ki karşıda babamın cesedini bulsam bakıp geçerdim herhalde. "Yeontan'ın çiftleşme mevsimindeyiz... Bu dönemde kız erkek demeden götürür o."

"Çiftleşme mevsiminde olmayan bir ben kaldım herhalde?"

Yapmaya çalıştığı şakayı görmezden gelip -çünkü gerçekti- başımı iki yana salladım. "Sen de çiftleşme mevsimindesin, dolunay falan, azgınlık, dönüşüm..."

"Toplu çiftleşme mevsimi geçiriyoruz, ne kadar güzel."

"Söylesene Taehyung, dolunay nasıl bir şey?" diye sorduğumda birkaç saniye ne cevap vereceğini düşündü, nasıl anlatacağını bilmiyormuş gibiydi. En sonunda derin bir nefes aldı ve "Garip," dedi. "Cidden çok garip."

HatedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin