"Muhteşem..." dedim sadece, çok güzeldi.

"Âlâ.." dedi Kartal ellerime uzandı, ellerime uzandı mı? Elimi tuttu.

"Ben sana bir oyun oynayacaktım," dediğinde ona sinirle baktım: "Dur bitireyim," dediğinde başımı salladım: "Ben sana bir oyun oynayacaktım ama o gün anladım. Seni ilk gördüğüm gün, sonrasında kafede sürekli karşılaştığımızda seninle Nokta'nın mesajlarının aynı anda gelmesinde, en son ise bu olayda emin oldum. Sinirle telefonunu masada bıraktın. Ve ben sana mesaj attığımda bildirim düştü. Âlâ Sezen Karalar, ben sana aşık oldum. Âlâ Sezen'e de Nokta'ya da. Ben size aşık oldum. Sana oynamaya yeltenirken sana teslim oldum. Ki bu oyunu kabul etmemin tek nedeni seninle vakit geçirmekti, başka türlü uzaktan uzağa sana nasıl baktığımı görmeliydin.. arkadaşlarım sana tapar gibi baktığımı söylerdi. İnanmazdım. Şimdi inanıyorum sana aşık aşık bakıyordum. Çünkü aşığım."
***
Kalp krizi niteliğinde bölüm sonu!

Arkadaşlar yazarınız öldü bitti!

Vee şimdi buraya yeni kurgumu bırakıyorum, okumayan kalmasın gali!

YARALI TEXTİNG

Canımızın acıyacağı ama bir o kadarda seveceğimiz bir kurgu olacak, hazır mısınız?

"Bütün bir geceyi uykusuz geçirmene sebep olan şeyleri bir nefeste anlatamazsın. Önce içine atarsın, sonra susarsın."
- Murathan Mungan

Bölüm ve kitap şarkısı: Kayahan, bir aşk hikayesi.
**

Aşkın, sevdanın, sevginin farklı olduğunu bilmezdim. Üçününde aynı olduğunu düşünürdüm, O'na kadar. Hayatıma girdiği anda ona aşık olana kadar, sonrasında tekrar sevene kadar bende ayrıştıklarını bilmiyordum. Ama şimdi biliyorum, aşk unutulmayacak bir duygu iken sevgi sonsuzlukmuş.

Ben Serin Alaz.

Bir eylül melteminden güzel kalplerinize sesleniyorum, hikayemi benimle dinlemeye hazır mısınız?

Şimdi sizinle ilk kalp kırıklığıma dönüyorum. Bundan dokuz sene öncesi ben henüz on beş yaşındaydım.

Dokuz sene önce, Aydın.

Serin, yok hava serin değil, adım Serin Alaz. Adımı henüz yedi yaşındayken kaybettiğim babamdan almıştım, adım sevdiğim nadir şeylerdendi. Babam aramızdan ayrıldığında ablam ben ve annem hayatımıza devam etmiştik. Öyle zor günleri geride bırakmıştık ki, işte şimdi aradan sekiz sene geçmişti ben yeni liseye başlayacaktım. İçimde adlandıramadığım garip bir heyecan vardı.

"Serin, hadi kalk ablacığım." diyerek beni ikinciye dürtükleyen ablam ile yataktan kalktım. Ablam Gizem, onun gibi bir ablam olduğu için çok şanslıydım. Bizi öyle güzel koruyup kollamıştı ki, babamız olmuştu.

"Kalktım abla." dedim içeri seslenerek, okulun ilk günüydü, içimde garip bir heyecan vardı sanırım dün çok fazla aşk kitabı okumuştum ki ilk günden saçma sapan senaryolar kuruyordum. Yataktan kalkıp üzerimi giyindikten sonra kahvaltıya indim:

"Oo Sevcan sultan, döktürmüşsün." dedim annemin yanaklarından öperek. Annemi çok seviyordum. Öyle vefakârdı ki...

Yarım saatin sonunda okulun kapısındaydım, heyecanla sınıfıma çıktım. Herkes birbiriyle tanışmaya çalışıyordu. Açıkçası paniklemiştim, o yüzden sırada oturmaya devam ettim. O sırada yanıma biri oturdu, kumral uzun saçlı bir kızdı, masmavi gözleri vardı. Gülümseyerek elini uzattı: "Ben, Merve." dediğinde içinde sıcacık bir his uyandı, normalde insanlara karşı duvarı olan ben şu an öyle sıcacıktım ki. Bunun onun enerjisinin etkisi olduğunu düşündüm. Elini sıktım:

"Bende Serin, memnun oldum." dediğinde şaşkınlıkla kocaman gülümsedi.

"İsmin çok güzelmiş." dediğinde bende gülümsedim. Normalde güzel diyen olmazdı sadece dalga geçerlerdi, çünkü insanların bildiği tek şey dalga geçmekti.

"Teşekkür ederim." dedim samimi bir şekilde gülerek.

"Sanırım aynı sınıftayız." dedi aynı şekilde sonra heyecanla ayaklandı ve elimi tutarak beni kaldırdı.

"Hadi okulu gezelim." dedi koluma girerek. Beraber okulu gezerken, birine çarptım.

"Pardon." deyip kafamı kaldırdığımda, içimden sıcacık bir his aktı. Kahve gözlü, siyah dağınık saçlı. Kaşında piercing olan, kemikli yüz hatlarına sahip esmer bir çocuktu. Yakışıklıydı.

"Dikkat et." demesiyle sesinin bariton ton olduğunu anladım. Yanımdan geçip gittiğinde arkasından bakmamak için zor durmuştum.

"Rüzgar o, okulun popüleriymiş. Son sınıf havasında." dedi Merve gözünü bayarak.

"Anladım." dedim sadece.

Akşam üzeri eve geldiğimde, Rüzgar'ı buldum. Rüzgar Karamanoğlu. Fake hesabıma girip hızla yazdım.

Yaralı01: Ne bu havalar ya, dünya seninmiş gibi.
***
Bölüm sonu.

Aile güçtür.

DÖVMECİ || TEXTİNGWhere stories live. Discover now