"Alya sen karışma maç ile alakanda yok zaten bırak buna biz karar verelim " dedi yüzüklü parmakları ile saçlarını arkaya atarken. Dediği şey ile yüzümü asıp "Ne sinirleniyorsun be şurada sağlığın ile ilgili konuşuyorum. Beni siklemiyorsun bile" dedim sinirlenmem ile gözlerim seğirirken

Gürkan laflarımı iki kaşını da kaldırarak dinledikten sonra gıcık bir gülümseme sunup hala sinirli olduğunu belirtir gibi ellerini sıkıyordu. Yağız işe el koyup "Tamam kapatın konuyu Gürkan kardeşim sende küçük bir sorun yüzünden kızın kalbini kırmaya ne gerek vardı acaba" dedi Gürkan'a bakarken.

Gürkan yeniden biraz daha yumuşamış yüzü ile bana döndüğünde bende kafamı çevirip herkes gibi ayaklandım. Cihan "Kendini iyi hissediyorsan Gürkan efendi hadi gidelim antrenman yapalım" dedi sağımızdaki büyük sahayı göstererek. Herkes uygun olduğunu düşünüp sahaya yürürken Edanın omzuna dokunup "Ben eve geçiyorum" dedim sinirim halen geçmemiş halde. Ne hakla senin iyiliğini isteyen birine bu kadar kaba olabiyordu ha? yazık cidden.

Yağız arkamdaki kapüşonumu tutup "Gitme lütfen moral olursun bize boşver onu" deyince halen seğiren gözüm ile ona dönüp "Zorlama beni Yağız gitmek istiyorum" dedim. Eda lafa atlayıp elimden tutup sahaya çekiştirerek "Hiç bir yere gitmiyorsun" dedi ve Yağızın dediğini yapmamı sağladı.

'

Sahaya ceketimi çıkarıp girdiğimde Gürkan ile göz göze geldiğimizde ikimiz de göz temasını bozup önümüze döndük. Tribüne çıkıp en ortalara Eda ile yerleştikten sonra yanıma da Melisa Kaya ve Cihan oturmuş yapacakları maçı izlemeye koyulduk.

Maç başlamadan önce herkes ısınırken yine Gürkan'a baktığımda o da ceketini çıkarmış, saçları önüne gelmesin diye de beraber Bursadan aldığımız fları badana gibi bağlamış maça hazır görünüyordu. Alp e döndüğümde elindeki basket topunu sektirerek maçı başlatmak üzereydi, bu sefer Mert ve Ayline baktığımda gülüşerek konuşuyorlardı. Ama Yağıza döndüğümde tribünden bana bakarak dudaklarını oynatarak 'takma kafana' dediğinde ona gülümseyip yanımdakilere döndüm. Beni düşünen tek kişiydi. Nazikti, onun gibi kaba değil.

(Yağız, Aylin, Mert bir takım Alp Gürkan bir takım)

Maç başladı, oynadılar yedekler girmişti şimdi. Maçın ortalarındayız ve durum eşit. Yeniden oyun başladığında Alp topu Gürkan'a attığında Gürkan arkadan topu sektirerek potaya gitti. Yağız, Gürkanı engellediği için Gürkan topu yeniden Alp'e yollamıştı Alp koşarak potaya giderken Melisa nın topu alma çabalarına karşı Gürkan yine Alp'e topu atmasını istediğinde topu yakalayıp potaya atacaktı ki Kaya nın itelemesi ile yere düştü.

"Faul abi!"

Diyerek yere düştüğünde inleyerek karnını tuttu. Hah! Ben demiştim olan oldu işte. Hepimiz ayaklanıp sahaya indiğimizde Kaya, "Pardon abi ya" deyip elini tuttu Gürkanın. Eda Gürkan'a eğilerek "Yaranda bir şey var mı?" dediğinde kafamı okumuş gibi hissettim. Gürkan zorlanarak Kaya yardımıyla ayaklandı ve "Biraz acıyor ama bir şey olmadı."dedi. Ben gözlerine 'haklıydım' dercesine îmayla bakarken o da benim gözlerime bakıp göz devirdi.

Melisa kahkaha atıp "Alya o kadar haklıymış ki, cidden bir şey olabilirdi. Gürkan, yine haksızsın kardeşim" deyince Gürkan duymamazlıktan geldi. Bu sefer Yağız bana dönüp "Her zaman yanındayım" dedi ve gülümsedi yumruklarımızı tokuştururken. Ben de onun gözüne baktığımda yeşil gözleri çok güzel bakıyordu. Hiç çekesim gelmiyordu. Garip bir çocuk doğrusu.

Gürkan hepsine karşı "Ne çabuk beni sattınız be" dedi saçlarını düzeltirken. Ben yine yüzümü düşürüp Gürkan'a olan burukluğumu belli ettim. O kadar bağırmaması gerekliydi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 21, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

GÜZELİM | Yarı Texting Where stories live. Discover now