2.BÖLÜM

1.9K 81 6
                                    

Evet yeni bölümle yine bir araya geldik. Bölümleri araya mesafe açmadan kısa süre içerisinde bitirdiğim an yayınlayacağım. Umarım bu bölümde sevdiğiniz bir bölüm olur. İlerleyen bölümler de tekrar görüşmek dileği ile.

Satır aralarında buluşalım.

Ruhum uykunun bedenime işlemesi gereken huzurunu sömüren kabustan kurtulmak için çırpınıyordu. Normal de gerçek ile kabusu birbirinden ayıramayan biriydim. Fakat bu sefer gördüğüm kabus gerçekliğe yemin etmiş gibiydi.

Uyuyup uyumadığımdan bile emin değildim ama kafamın içindeki çığlıklar, iki çift mavi göz ve kendi boğazımdan yükselen iç çekişler uyku da olduğumun göstergesiydi belki de.

Siyah perdenin açıkta bıraktığı kadar içeriye giren güneş doğrudan gözlerimi hedef almış gibiydi. Yüzümü buruştururken gözüm duvardaki saate takıldı.

'06:45'

En son ne zaman işe hazırlanmak yada aynı anda hem heyecanlı hem de gergin uyandığımı hatırlamıyordum.

Dün gece zar zor uyudum. Aklım bana Karan Valay için çalışacağımı söyleyip duruyordu.

Hâla dün ki konuşmalarımızı hatırladıkça derinden aşağılandığımı hissetmedim desem yalan söylemiş olurdum.

Pislik, düpedüz zeki olmadığımı söyledi. Hatta okuduğum okulla dalga geçmeye cüret etti. Sıfır deneyime sahip olmam hakkında söylediklerine kadar her cümlesi aklımın duvarlarına Karan Valay'ın elleriyle kazınmıştı sanki.

Onun için çalışmanın ne kadar korkunç olacağını ancak hayal edebiliyordum.

Belki tanıştığımızda morali bozuktu? Belki de o kadar kötü biri değildi ve ben onu yanlış değerlendiriyordum.

Nasıl birisi olursa olsun, birlikte çalıştığı en iyi asistan ben olacaktım.

Beni terslemesi ve beni küçük düşürmesi için ona hiçbir sebep vermeyecektim.

Ağrıyan başım ve uykusuzluktan batan gözlerimle usulca sıyrıldım yataktan.

Kaç saattir uyuyordum acaba? Kendimi hiçte dinlenmiş hissetmiyordum. Ayrıca eklemlerim sızlıyordu. Baş ağrımdan bahsetmeme gerek bile yoktu.

Duş almak için banyoya girdim. Uzun süre ılık suyun altında oyalanmak isterdim ama hızlı bir duş alıp saçlarımı yıkamaktan başka bir şey yapmadım. Duvardan destek alarak ayağa kalktım ve Buğlem' in benim için bıraktığı temiz, beyaz bornoza uzanıp üzerime geçirdim.

Düşüncelerim, kelimelere işkence ediyor, asılsız harfler zihnimde dönüp duran kelimelerin altında eziliyordu. Bornozun ipini sımsıkı belime dolarken, bedenimi saran ani bir titreme soğuğun etkisi değildi. Avuç içlerimi beyaz fayansa bastırdığımda, bedenimde ki tüm gücün çekildiğini hissediyordum. İçimdeki panik ruhumu emiyor ve tüm gücümü tüketiyordu.

Demir eksikliğim günden güne duş almamı ve ani hareketlerimi oldukça kısıtlıyordu. Gözlerimi sımsıkı yumduğumda, dudaklarım keskin bir acıyla sızladı.

Gözlerimi tekrar açtığımda göz kapaklarım ağrıyordu. Doğru dürüst uyuyamıyordum, düzgün bir uyku düzenimde yoktu zaten. Daha fazla oyalanmadan banyodan çıktığımda hızlıca odama girdim. Dolabın kapaklarını açtığımda gözlerim şirket için giyebileceğim uygun bir şeyler aradı. Sağ ikinci rafta gözüme çarpan gri kısa eteği aldım ve yatağın üzerine fırlattım. Üzerine de askıda asılı duran etekle takım olan gri blazer ceket ile beyaz bir gömlek seçip oyalanmadan üzerime geçirdim. Ayaklarıma da bej renginde sivri topuklu bir ayakkabı geçirip odadan çıktım.

Kaçınılmaz (+18)Where stories live. Discover now