371 42 11
                                    

[Tek bölümlük kısa bir şey yazdım toplamda 3062 kelimeden oluşuyor, yani devamı falan yok öyle çerezlik bir şey. İyi okumalar, Supercorp Endgame!]

Kara gözlerini açmaya çalıştı ama başaramadı. Göz kapakları kapalı olmasına rağmen parlak ışığı görebiliyordu. Sol kolunda dayanılmaz bir acı vardı. Sonunda gözlerini açmayı başardı. Yüzünde gözlüğü yoktu ve normal kıyafetleriyle duruyordu. Bir sedyeye bağlanmış, tepesinden bir ışık vuruyor, kolunda bir serum bağlı ve EKG yüzünden kalp atışlarının ritmi odayı dolduruyordu. Odada kimse yoktu. Masadaki saat tam 6 olduğunda bir ses geldi ve serumdan bir şeyler akmaya başladı. Kara'nın gözleri kapandı.

Kendine geldiğinde yine aynı şeyleri yaşıyordu. Gözünü açmayı başardığında her şey çok bulanıktı ve başı çok dönüyordu. Birinin olduğunu gördü.

"Ç-Çıkarın ş-şunu." Kara olabildiğince net konuşmaya çalıştı ama sesi çok titriyordu.

Karşıdaki cevap vermedi. Kara tekrar gözlerini kapadı ve kolundaki acıyı unutmaya çalıştı. Yaklaşık 5-10 dakika içinde biraz kendine gelmişti. Gözlerini tekrar açtı. Karşısında bir kadın endişeli gözlerle ona bakıyordu ama bir yandan da onun "işkencesine" devam ediyordu.

"Sende kimsin?"

"Luthor." Kadın soğuk bir ses ile cevap verdi.

"Ah. Şaşırmadım. Hangi Luthor peşimi bırakır ki.." Kara bakışlarını kadından çekti ve tavanı izlemeye başladı. "Bana ne yapıyorsunuz?"

Kadın cevap vermedi. Ayağa kalkıp Kara'nın serumunu söktü.

"Ne yapıyorsun?!"

"Gardiyanlar 15 dakika sonra hem beni hem seni kontrole gelecek. Kendine yeteri kadar geldiysen hızlıca kaç."

"Anlamıyorum. Neden seni de kontrol ediyorlar? Bana ne yaptınız? Kolumda ne var?" Kolunu veya kafasını kaldırıp koluna bakamıyordu.

"Zaman yok. Kalkabilir misin bir sonraki vardiyayı mı bekleyeceğiz? 10 dakika sonra görüntünü onlara yansıtmam gerekiyor."

"Kimlere?"

"Bilmiyorum."

"Sen kimsin?"

"Kara zaman yok! Kalkabilecek durumda mısın?"

"Benim adımı biliyorsun demek! Neden sana güveneyim? Bu odadan çıktığım anda öldürülmeyeceğimi nerden bilebilirim?"

Masadaki telsizden sesler gelmeye başladı. "Luthor."

"Luthor."

"Luthor."

Kadın hızla ayağa kalktı. "Zamanımız kalmadı. Sessiz ol." Telsizi eline aldı ve derin bir nefes alıp düğmeye bastıktan sonra konuşmaya başladı.

"Burdayım."

"6 dakika sonra görüntüyü aktarmayı unutma. Yoksa ne olacağını biliyorsun."

"Tamam." Telsizi kapattı.

Kara'nın kafası karışmıştı. "Anlamıyorum."

"Üzgünüm."

"Ne için?"

"Bunun için." Kadın Kara'nın serumuna bir ilaç kattı.

"Ne? Ne yaptın?"

Kadın sedyeden uzaklaştı. Üzgündü. "10 dakika dayan."

"Ney-" Kara'nın lafı yine gözlerinin bulanıklaşıp başının dönmeye başlamasıyla ve vücudunun kriz geçirircesine titremesiyle kesildi. Kadına elini uzattı. "Y-Ya-Yardım-" konuşamıyordu. Kadın bir cihazı eline aldı ve Kara'nın daha önce dikkatini çekmemiş olan monitörde kendisi gözükmeye başladı. Tabii Kara bunları göremeyecek kadar sıkıntılı bir durumdaydı.

Stronger Together | Supercorp One ShotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin