"Yapma!"dedi Elçin zaten kendini zor tutuyordu.

"Biliyorum bugün parkta söz verdim.Bu konuları konuşmayacaktım."

"Sözünü tut o zaman."

   "Biz bunu hak ediyor muyuz Elçin,ya biz Can'ın çaresi yok tamam elimizden bir şey gelmiyor ama ya biz...birbirimizi böylesine severken.-"

    "SUS ARTIK!"diye bağırdı Elçin. Daha fazla dayanamayacaktı."biz birbirimiz için ölsek bile annen beni istemedikçe ben seninle evlenmem.Şu gökle yer birleşir de ben seninle evlenmem."

     Elçin öfkeyle konuşmuştu ne dediğini bilmeden bir yerden sonra düşüncelerini kalbi kaldırmıyordu.

    Hasan'ın gözleri kısıldı beyninin içinde sarsıntılı uğultular oluşmaya başladı.

   Yutkundu sonra dudaklarını ıslatarak ısırdı."yani-"dedi. Bir adım ilerleyerek,"yani beni seviyordun, bana evet deme sebebin annem mi?"dedi.Zoraki yutkunarak,"Elçin sen beni seviyorsun."

   "Sevmek mi?"dedi Elçin artık ağlamaktan şişmiş gözlerini silerek."ölüyorum görmüyor musun aptal."

  Hasan'ın kafası iyice karışmıştı."sen Can'a üzüldüğün için ağlamıyor musun?"dedi.Yüzüne aptal bir sırıtma ifadesi  gelmişti. Sanki aşkının imkansızlık haberini almamış gibi rahatlamıştı. 

"Ben uzun zamandır ağlıyorum Hasan.otobüs beş dakika geç gelse ağlıyorum.Yemek tuzsuz olsa ağlıyorum.En sevdiğim tişörtüm ütüsüz olunca ağlıyorum."

Hasan genç kızın kolundan tutup kendine çekti. "Gel buraya küçük aptal.Ne yapacağım ben seninle."

"Unut beni Hasan.Yalvarırım sevme beni."

"Bak sen?"dedi umursamaz tavırla uzun saçlarını okşarken."Kader hanımla karşı karşıya gelemem olmaz yapamam unut beni artık."dedi Elçin ama bu sözlerin kalbine bir ok gibi sağlandığını gizlemeye çalıştı.

"Ben Senin beni sevmediğini söylediğin zamanlarda bile senden geçmemişim fıstık şimdi senden geçer Miyim?"

"Yapma işte pişman etme beni annen razı değil."

"Ederiz fıstığım onu da ikna ederiz.Hele bir önce sen ikna ol."

"Neye ikna olacağım ben Hasan niye böyle rahat rahat konuşuyorsun niye bu kadar mutlusun anlamıyorum?"

"Niye mutlu olmayayım aşkından öldüğüm kız zaten benim için ölmüş..."dedi fısıltıyla sonra yüzünü avuçları arasına aldı."şimdi sen beni gerçekten seviyor musun?"

"Yapma Hasan korkutuyorsun beni şoka falan mı girdin? İmkansızlıktan bahsediyorum sen beni seviyor musun?diyorsun Allah aşkına hem ben neye ikna olacağım?"

"Savaşmaya fıstığım savaşmaya!"dedi dudaklarını genç kızın dudaklarına değdirdi ama öpmedi nefesleri ortalarında bir fırtınaya eş değerdi.

  Genç kız Hasan'ın kollarında bir yaprak gibi titrerken,Hasan genç kızın koparacağı kelleleri bile hesap ediyordu. Yeterki bir He,desindi.




CAN AĞA bir deli rüzgâr ...(bitti!)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora