9.BÖLÜM(HASTANE KORİDORLARI)

408 268 33
                                    

 Her şey iyiye gidiyor diye düşünürken ameliyathanedeki cihaz ötmeye başladı ve hemşire bir anda koşarak doktoru çağırmaya gitti. Korktuğumuz şey başına gelmişti. İç kanaması tetiklemiş, kanama durmaz safhalara gelmişti. Doktor elinden geleni yapmıştı. Zor bela kanamayı durdurup Hakan'a seruma bağladılar. Ameliyathaneden çıkan doktor yanımıza gelerek Hakan'ın çok kan kaybettiğin söyledi.

"Hastamız çok kan kaybetmiş, acil kana ihtiyacımız var A Rh (+) kan grubu olan var mı."

Sinem'in kan grubu uyuşmamıştı fakat ben hariç.

"Benim kan grubum uyuşuyor."

"Çok güzel hemşire Hanım sizi kan alma odasına götürsün."

Odaya girmiştim. Yatarak uzandım, kolumu açtım ve hemşirenin elindeki iğneyi damarıma  sokmasını bekledim ardından hortumun içinden kanım yukarıya doğru çıkmaya başladı ve yukarıdaki torba dolmaya başlamıştı. Torbanın dolması bir saatimi almamıştı bile. Torba dolduktan sonra ayağa kalkıp kolumu kapatıyordum ki kapının orda bekleyen bir polisi fark ettim. Elimle gel işareti yaptım.

"Komiserim diye girdi odaya"

"Evet?"

"Ömer Başkomiserimizin yanındaki adam bizden değildi."

"Ne demek değildi?"

"Komiserim orda bende vardım. Adamı hatırlayamadım daha sonra hastane kamerasından baktırdım. Polis değil."

Murat eliyle telefona sarıldı fakat Ömer'in telefonu kapalıydı.

Ömer'in ağzından

Ömer, dövmecinin dükkanında kan izlerini değerlendiriyordu. Kasanın bulunduğu masadaki dolapları karıştırırken bıçak buldu ve gömleğinin sağ kolundan içine doğru sakladı. Polis de arkasındaydı. Ömer arkasından silahın sürgü sesini duydu. Elini hemen belindeki silahına götürdü ama çok geçti. Silahın soğukluğunu kafasının arkasında hissetmişti.

"Elindeki silahı at Başkomiser. " Ömer belindeki silahı çıkartıp yere attı ve yüzünü adama doğru döndü.

"Demek sende onlara çalışıyorsun."

"Son duanı et Başkomiser. Seni de adamının yanına göndereceğiz."

"Kime çalışıyorsun? Deli Faruk'a mı?."

"Parayı veren herkese çalışıyoruz."

"Emirleri nerden alıyorsunuz."

"Ölü birine göre çok soru soruyorsun."

Yakınlardan siren sesleri duyulmaya başlamıştı. Adam siren seslerini duyar duymaz kafasını çevirmesini fırsat bilen Ömer, adamın bir anlık dikkat dağınıklığını kullanarak adamın silah tutan elini havaya kaldırıp adama kafayı gömdü. Sağ elindeki gömleğinin koluna sıkıştırdığı bıçağı içinden çıkartıp adamın karaciğerine sapladı. Adam nefes almakta zorlandı ve yavaş yavaş güçsüzleşerek yere diz çöktü.

"Sen, sen nerden anladın?"

"Sağ kolundaki gömleğin düğmesi açık kalmış, o yılan dövmesinin anlamını senden başkasından öğrenemezdim teşekkürler."

"Aptal, seni yaşatmayacaklar ben değilsem bir başkası, biz bitmeyiz."

Ömer bıçağı yaranın içinde döndürmeye başladı. Can çekişen adam acıyla Ömer'e karşı koyamayarak teslim olmuştu.

Ömer adamın kulağına yaklaştı.

"Sana son bir şans, bana bildiklerini anlatırsan belki yaşama hakkı veririm ama söylemem dersen burada adamımın çektiği acıyı fazlasıyla yaşayarak acı çekerek ölürsün. Sende bilirsin bıçağı karaciğerine sapladım. Karaciğer fena kıvrandırır adamı.."

ADALET AVCISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin