5.BÖLÜM ((ÇÖZÜLMEYİ BEKLEYEN GİZEMLER))

580 389 29
                                    

 Apar topar karakola gelmiştim. Karakolun önünde taksiden inip karakola doğru yürümeye başladım. Karakol girişindeki polislere selam verip içeriye girdim merdivenlerden çıkarak 2. kattaki şubemize vardım.

 "Sorun ne Hakan?"

"Müdür sizi odasında beklediğini söyledi."

Ömer şaşırmamıştı. Müdür'ün odasına doğru gidip iki kez kapıyı tıkladıktan sonra içeriye girdi.

Ömer'in arkasından Sinem, Hakan'a dönüp

"B u hayra alamet değil, Müdür bir şey olmadan Başkomiserimizi çağırmaz, gene ne oldu?"

Murat konuşmaya daldı:

"Gene birilerinin damarına basmıştır ne olacak başka."

Hakan sözün bitimini beklemeden söze girdi. "işinize dönün!"

Herkes işine dönmüştü fakat ne yazık ki Murat doğru söylüyordu...

Ömer içeriye girmişti.

"Müdür'üm beni emretmişsiniz?"

"İçeriye gel Ömer." Müdür, Ömer'in kapıyı kapatmasından sonra sandalyesinden kalktı. Yüzünde acı ve öfkeli bir ifade vardı. "Oğlum sana kırk kere söyledim. Burası senin önceki çalıştığın yerlere benzemez burada işler farklıdır, buralar kurallarla yönetiliyor diye. Başta gençtir, kanı kaynıyordur, bizde genç olduk dedim alttan aldım ama bu defa iş ciddi. Yukarıdan büyük emir var. Soruşturma yedin. Elimden geleni yaptım fakat başaramadım."

"Bir şey yapmanıza gerek yok Müdür'üm, siz benim için onca yıl sabrettiniz hakkınızı helal edin."

Ömer masaya silahını ve rozetini bırakıp çıktı.

Sinem, Ömer'in yanına gelerek;

"Başkomiserim bir bakar mısınız?"

"Şimdi olmaz Sinem."

Ömer, Hakan'ın yanına gitti. 

"Dünkü sorguladığımız saldırgan nerede?"

"Aşağıda olmalı Başkomiserim de, neden?"

   Ömer hızlıca sinirli bir şekilde merdivenlerden inerek aşağıdaki nezarethaneye indi. Hakan ve  Murat da kötü bir şey yapmasından korkarak arkasından takip ediyorlardı. Ömer nezarethaneye gelerek suçluyu aramaya başladı. Birkaç parmaklık gezdikten sonra adamı buldu fakat sağ değildi." Çabuk bu kapıyı açın!" Murat anahtarları almaya gitti. Hakan da telefonla ambulans aradı. Çok geçmeden Murat gelip kapıyı açtı. Adamın ağzından beyaz köpükler çıkıyordu. Ömer göz kapaklarını açıp gözlerini inceledi. Ağzındaki köpükler ve yere düşen yemek tepsisi de zehirlendiğinin en büyük kanıtıydı. Parmaklarını boynundaki atar damara koyarak nabzını dinledi. 

"Başkomiserim durumu nasıl?"

"Ölmüş."

Hakan,  "Başkomiserim bu nasıl olur?"

Murat, Sinem'e söyle güvenlik kameralarına baksın. Hakan sende buradaki nöbetçi polisi bul." Murat, Sinem'in yanına gitti. Hakan da nöbetçi polisi arıyordu ki bulmasına gerek kalmadan adam lavabodan elleri ıslak bir şekilde geliyordu. Cesedi görür görmez şaşkınlıkla gözleri açıldı. Ömer nezaretten çıkıp merdivenlere doğru ilerledi.

Hakan, "Nöbetçi sen misin?"

 Nöbetçi olayın şaşkınlığıyla kekeleyerek konuşmaya başladı. "Evet Komiserim." Hakan polisin omzuna hafifçe pof poflayarak "Geçmiş olsun kardeşim piyangoyu tutturdun." diyerek nezarethaneden çıktı.

ADALET AVCISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin