Asla Şans Vermeyeceğim

En başından başla
                                    

Sorularımın bir cevabı yoktu tekrardan. Bulamıyordum bir türlü bu cevapları! Sınav sorularından bile daha zordu bu hayattaki sorular! Bu kadar zor muydu sorularımızın cevaplarını bilmemek?

Sultan'dan ayrılıp gözlerinin içine baktım. Bir yandan da elini tutuyordum yanında olduğumu hissetirmek için!

"Aslında sen hepimizden daha güçlüsün. Hatırlıyor musun altı yıl önce bana ne dediğini?" Diyerek " ' Evet biraz acı çekeceksin, hatta uzun bir süre unutamıyacaksın ama güçlü durarak alışacaksın' Bunu bana söylediğinde ağlayan ben, güçlü duran sendin Sultan." İçimin acısını ve o günü zorla olsa bile hatırlayarak söyledim.

Sultan kendini biraz olsun toparladıktan sonra güzel gözleri mutlulukla parladı. "İyiki varsın!" Dedi. Asıl onlar iyiki vardı. Onlar olmasaydı hep eksik kalırdım ben! 

Kapının önünden daha fazla beklemek istemeyip  hep beraber içeri girip günümün nasıl geçtiğini hepsini onlara anlatım. Güllbahar kaşları çatık bir şekilde beni dinliyordu. Aramızda en mantıklı ve kafasını çok çalıştıran oydu. Güldüğünü fazla göremezdik.
Tıpkı Kadir Fener  gibiydi! Acaba kardeşler miydi?
Şaka yaptım tabi!

"Kadir ve Seda arasında bir şey mi var?" Diye soran dedektif  Güllbahar'a bakınca çatık kaşlarını azıcık bile kıpırdatmadan bana bakıyordu.  Dakika bir gol bir! Ne demiştim ben size? Haklısın Alya diye bağıranlarınıza kucak dolu sevgiler yolluyorum.

"Yok sanmıyorum." Olabilir miydi acaba? Yok olamazdı! Çünkü Seda Kadir'den nefret ediyordu. Kadir ise o aşkın ne olduğunu bile bilmiyordur. Bu kadar soğuk ve kaba biri aşık falan olamaz. Ama ikisini gözümün önüne getirdiğimde birbirlerine yakıştıklarını görebiliyordum. İşte ben tek yakıştırıyordum. Kadir kendine yakıştırabilir miydi acaba?

Çocukdaki ego kimsede yoktu. Tabi diğerlerinin egosu onun yanında bir hiçti. Aslında bizim kızları onlarla tanıştırsam fena olmazdı.
Beyaz'ın da içi rahatlanırdı. Çünkü o asla birini görmeden nasıl olduğuna karar veremezdi. Onları anlattım ama Beyaz hala şüpheleniyordu.

İnsanlara çabuk güvenmiyordu tatlı belam benim! Böyle onu görüp, sonra süzecek, sonra biraz sohbet edecek ve en sonunda onlarla arkadaş olup olmayacağıma karar verecekti. Bu benim hayatımdı. Lakin hayatım konusundaki kararları verenler arkadaşlarımdı. Bende onlarinkine karışıyordum tabi!

Sonuçta maç doksan dakika!

"Kızlar yarın gelin Yunuslarla voleybol oynayalım. Bu sebeple de tanışmış olursunuz" Dediğimde Güllbahar ve Sultan bana baktı ve aynı anda "Olur." Dediklerinde benim, Sultan'nın ve Güllbahar'ın gözleri hafifçe Beyaz'a kaydığında  hala  kuşkuyla bize bakıyordu. Kafasında kim bilir neler geçiyordu? Hafifçe kaşlarımı kaldırdım.

"Gelirsin değil mi Beyaz'ım? Sıkıntıyla tamam anlamında başını salladı. Ona gülümseyip tatlı bir öpücük gönderdim.
Sonra da en iyi şeyi yaptım. Her zaman yapacağımız hareketi yani...  Onlara sıkıca sarıldım. Onlar benim kardeşlerimdi. Tek vazgeçilmezimdiler.

Bir sevgilim yada sevdiğim yoktu ama bunlara gerek duymamı istemeyen kanımdan bile olmasalar bile yine kardeşlerim vardı benim hayatımda!
Birbirimizden ayrıldığımızda hepsine tatlı tatlı baktım.
Sultan küçük çoçocuklar  gibi başını kucağıma koyunca gülgülümsedim. Elimle saçlarıyla oynarken, gözlerim Güllbahar'a kaydı.

Tabi Beyaz, Sultan'nın başına hafifçe vurmadan durmadı.
"Güllbahar hanım anlat bakalım." Güllbahar ne dediğimi anlamamış gibi kafasını salladı.
"Ne anlatma mı istiyorsun Karahan?" İsmimle hitap etmezdi hiçbir zaman! Ya lakap takardı yada soyadımızla seslenirdi.  Beyazla göz göze gelip gülümsedik.

 'Benim Kararlarım' Bizim Hayatımız'( Gerçek  Bir Hayat  Hikayesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin