Annen seni ayrı, egonu ayrı doğurmuş

7.5K 463 81
                                    

SADO İLE İLGİLİ KONULARA SONDAN GİRDİM. İLK BAŞ NEFRET EDİN, AŞIK OLACAKSINIZ SONRA…
İSTER ÖZEL MESAJALR OLSUN, İSTER YORUM OLSUN… SADO ÇIKTI :)

PEK MİZAH GÜNÜMDE DEĞİLİM BUGÜN. KALKAMAMIŞIM.

Çoğu zaman affeden ben değilim…
Kalbimin kendisi.
-TALADRO

VİCE – DENİZ KIZI 2 VEYA TALADRO – DENİZ KIZI DİNLEYEREK OKUYUN DA HÜZÜNLENİN AZCIK

 En büyük hobin ne?  Diye sorsalar, “Yanlış insanlara güvenmek.” derim. Bu konuda doktora yapacağım.

2015’ten beklentisi 2016 olan birinden ne bekleye bilirsiniz ki? Ulan diyorlar ya: “Bu yaşta ne çökmesi?” diye. Siz büyüdünüz de ne oldu? Dertleriniz küçük mü kaldı? Ulan dokuz  yaşında çocuğun annesi yok, babası kumar masasında kalkmıyor. Bakacak iki küçük kardeşi var. Derdin yaşı mı olur lan? Dert, derttir. Benim derdim sana göre “Amaaannn…” dır. Senin derdin bana göre Amanınnn!” dır.

Herkesin yaşadığı hayat farklı… Hani bir söz vardır ya: “Kimin ekmeği bayattır, kiminin pırlantası küçük…” Kimsenin dertlerini küçümemeyin. Eğer insan minicik bir derdi kafasında büyütüp, çıldırıyorsa o derdin yapılıştaki hüzünü vardır… Ulan o da mı yok?! O zaman dayanacak takadi kalmamıştır, insanların hayatını nereden bileceksiniz, bileceğiz? Anlatalım diyoruz, birden bire karşısındakini derdini dinlemeye başlıyorsunuz. Ne yapalım?

“Anne, babasının yokluğunda aşk acısı ne?” diyorsunuz, doğru mu?
Peki… “Peki o kişi olmayan babasının yerine koyduysa o kişiyi o ne oluyor?”
“Aşk acısı mı?” Yok birader, ben söyleyeyim isterseniz:  ”İhanet acısı…”
7 yaşına kadar bakıcıda büyümüş, 8 yaşında da annesi babası ayrılmış, babası sevgisinin “gramını” bilmiyorum. Anlata biliyor muyum? Yaşadıklarım aşk acısı değil. İnsanların bin bir türlü çeşidi var. Sadece insan deyip geçmeyin. “Angutu var, şerefsizi var, iki yüzlüsü var, iyisi var, kötüsü var. Her türlüsü var yani… Babasız bu insanlara katlanmak ne kadar zor biliyor musunuz? Bilemezsin işte, bilemezsin…

Birde sadece işi düştüğü zaman yanınızda olan, olmaya çalışan insanlar var. İşiniz düştüğünüzde yanınıza gelen insanlara dönüp diyeceksiniz ki: “Hayırdır birader? Senin adın neydi ki?”

Antalya’ya ya gelmeden yani Sado ile tanışmadan önce böyle manyak biri değildim. Yani, yardım isteyeneye yardım ederdim, para isteyene verirdim. Geri ister miydim? Hayır. Verirler miydi? Bazen. Benim yaşımdaki insanların iyi olduğunu zannederdim. Çocuksun abi daha, ne kadar kötü olabilirsin ki? İşte bu sorunun cevabını doruklarıma kadar yaşadım.

Sado’nun, “Bu kıza yan bakan olmayacak. Sesini yükseltenin sesini keserim.” Diye dolaşmışlığı da var, ayrılığı hazmedemeyip “Biz yattık” demişliği de var. “Milletten içecek alma, içine hap atarlar. Yazık olur, ben bile kurtaramam.” Demişliği de var. Zamanında başka bir kıza bunu yapmışlığı da… Beni manyağın elinden kurtarmışlığı da var, kendisinin daha manyak olup kapıma dayanıp günlerimi, gecelerimi, okul vakitlerimi, beynimi, göz altlarımı, kalbimi sikmişliği de… Beni “ağlayarak annesine anlatmışlığı da” var, “ağlayarak anneme sövmüşlüğü de…”
“O kız kaşar, dolaşma onunla… Lütfen.” Deyip korumaya çalışmışlığı da var, “Bu kız kaşar, yattık bununla.” deyip bana iftira atmışlığı da... “En yakın arkadaşına sahip çık. Gaye iyi kızdır. Onunla aranı bozma, etrafındakinleri çoğu bozuk.” demişliği de var, “Gaye… Morruj seni benden kıskandı. Sen hala buna kardeşim de.” diye iftira atmışlığı da… “Sana dokunanın elini kırarım.” demişliği de var, “dudağımı patlatmışlığı” da…

Yav, he he (He, sen çok biliyon'un devamı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin