|13 Cin Aşkı

4.5K 282 702
                                    

Multimedya - Azer

Oy/yorum unutmuyoruz.

Bu bölümden hemen sonra karakter bölümünü yayımlayacağım. Orayada bir bakın :)

Nefes nefese eve geldiğimde aklım hala az önce yaşananlardaydı. “Seni istiyorum.” demişti. Ben sonumun geldiğini düşünürken, bana bir şey yapmamıştı. Aksine sözlerine devam etmiş “benim olacaksın.” diye de eklemişti. Bu sözlerine anlam verememiştim ve görünüşü her ne kadar güzel olsaydı da ondan hala korkuyordum.

Ayrıca bu görünüşün bir yanılsama olduğunu unutmamalıydım. Zira onun gerçek yüzü bu değildi ve çok korkunçtu. Kesinlikle görünüşüne aldanmamalıydım.

Odama çıktığımda annemde telaşıma anlam verememiş arkamdan gelmişti. Hemen odamda muskamı aramaya başladım lakin bulamamıştım. Bıraktığım yerde de yoktu. Aramaya devam ederken annem “Mira ne arıyorsun? Ne bu telaş?” diye sormuştu. Annemin sualiyle ona dönmüş “anne, muskam nerede?” demiştim. Annem kaşlarını çatmıştı. Zira muskanın beni koruduğunun o da farkındaydı. “bilmiyorum kızım, almadın mı yanına?”

“Hayır, duş almak için çıkarmıştım. Dışarı çıktığımda almayı unuttum. Şimdi ise bulamıyorum. Şifonyerin üstüne koyduğuma eminim ama yok.” diye tek nefeste konuşunca annem yanıma gelmiş ellerini kollarıma koyup “tamam, telaş etme. Gideriz Orhan hocanın yanına yenisin yapar. Sakin ol.” demişti.

Onlar anneme hiç görünmemişti. Sadece babam rüya görüyormuş. Ben de görüyordum ve bunu annem biliyordu. Lakin kendisi daha önce hiç görmediği için anlayamazdı tabii. O yüzden uzatmadım, olanları anlatıp korkutmanın anlamı yoktu. “Tamam anne.” dedim sadece.

“Hadi uyuyalım artık, çok geç oldu.” diyince tekrar “tamam.” demiştim.
Annem yanağımı öpüp odamdan çıkarak kapımı kapatınca ben de dolabımdan gece elbiselerimi aldım. İki haftadır babamın yokluğunun acısıyla başımı yastığa koyuyordum ama onların yokluğuyla da rahat uyuyordum.
Zavallı babam, zavallı amcam. Hiç günahları yokken saçma sapan bir intikam uğruna kurban olmuşlardı. Benim de zamanım kısıtlıydı, hissedebiliyordum.

Elbiselerimi giyindikten sonra kendimi hemen yatağıma atıp sol kolumun üzerinde, pencereye doğru dönerek uzandım.

Orhan hocaya bugün olanları anlatmalıydım ama O da son bir haftadır müsait olamıyordu. Şansıma annesi hastalandığı için memleketine gitmişti. Ne zaman döner bilmiyordum. O dönene kadar da Azer bana çektirecekti belli ki.
Daha fazla dayanamayarak gözlerimi kapattım ve kendimi karanlığa bıraktım. Lakin bir süre sonra yanağımda, saçlarımda hissettiğim yumuşak ve naif bir dokuyla gözlerimi aralamıştım.

Arkamda bir şey vardı ve her neyse yanağımı ve saçlarımı okşuyordu. Sakin kalmaya çalışarak hafif bir şekilde arkamı dönerken yine o ses dolmuştu kulaklarıma.

“Uyandın mı?”

Yutkunarak “ne yapıyorsun burada? Bırak beni.” diye konuşunca kendisini iyece bana yaklaştırmış başını saçlarıma gömdükten sonra kollarını bana sarmıştı.

Yüreğim o an korkudan mı heyecandan mı bilmiyorum ama yerinden çıkacakmış gibi atarken “korkma,” dedi yeniden. Ve anlam veremediğim o sözlerine devam etti.

“Sana zarar vermem.”

Kollarının altında kıpırdandım ve bir anda gelen cesaretle ellerimle bileğinden tutarak ittim. Ama başaramamıştım tabii. Çok güçlüydü. Onun bu insansı haliyle cin olduğunu unutuyordum.

Hoşnut olmadığımı anlayınca kendisi çekmişti kolunu ve benden ayrılıp sırt üstü uzanmıştı yatağıma. Özgürlüğü tattığım an yatağımdan kalkmış ayakta onu izlemeye başlamıştım.

RİTÜEL - Paranormal Aşk ✓Where stories live. Discover now