7. BÖLÜM(GEÇMİŞ GEÇMEMİŞTİR..)

454 332 25
                                    

 Olay yerine ambulans ve polis ekipleri gelmişti. Ömer deponun dışarısına çıkıp eline aldığı soğuk pet su şişesinin içindeki suyu içerken Hakan'da yanına geldi.

"Başkomiserim iyi misiniz?"

"İyiyim Hakan, buradaki işimiz bitti artık dönebiliriz."  Arabaya binip karakola gittik. Arabayı park ettikten sonra arabadan inip arabama doğru yürümeye başladım. Hakan arkamdan şaşkın şaşkın baktıktan sonra:

"Başkomiserim nereye?" dedi.

"Benim için bugün bitmiştir Hakan. Sen dediğim fotoğrafları çıkart. Yarın sabaha hazır olsun. Benim bir gecikmiş teşekkür borcum var."

Ömer arabasına bindi ve karakoldan ayrıldı. Arabayı adliyeye doğru sürdü yolda bir çiçekçi gördü ve arabadan inip bembeyaz güllerden bir demet yaptırıp çiçekçiden çıktı. Gülleri koklayıp arabasına bindi ve yan koltuğa koydu , adliyeye doğru yola çıktı. 

Adliye çok uzak değildi çok geçmeden varmıştım. Arabamı açık otoparka park ettim ve gülleri de alarak arabadan indim . Adliye kapısından geçerken dedektör silahıma öttü ve kimliğimi gösterip kapıdan geçtim. Deniz Hanım'ın odası 2. kattaydı merdivenlerden çıkmaya başladım. İkinci kata çıktım ve sola döndüm. İşte tam karşımdaydı. Kapısında "Deniz Kaya" yazıyordu. Derin bir nefes alıp verdikten sonra karşımdaki odaya doğru yürümeye devam ettim. Bu sırada kapı kıynaşıktı. İçerden Deniz ve Engin'in sesleri geliyordu. Kapının önünde biraz bekleyerek kulak misafiri olmuştum.

 "Tanımadığın bir adam için makamının insiyatifini kullanamazsın. Üstelik o adam babamı içeriye aldırtmaya çalıştı. Biz nişanlıyız Deniz , biz nişanlıyız. Bunu unutma!"

 "Yeter Engin, bıktım artık sürekli nişanlı olduğumuzu yüzüme vurmandan ." 

Duydukları ile sarsılan Ömer elindeki çiçekleri yere bırakarak aşağı indi.

"Ne...ne demek istiyorsun, benimle nişanlı olmaktan mutlu değil misin?"

"Bana biraz zaman ver sadece, buna gerçekten çok ihtiyacım var Engin."

Bu sırada kapı tıklandı .

"GEL"

İçeriye adliye müşavirlerinden Ahmet Bey girdi. Ellerinde çiçeklerle.

"Hakime Hanım."

"Lütfen bekleyin Ahmet Bey."

Deniz, Engin'in yüzüne imalı imalı baktı. "Tamam ben çıkarım." 

Engin dışarı çıkıp kapıyı da ardından sesli bir şekilde kapattı.

"Bu çiçekler çok güzelmiş, hem de benim en sevdiğim beyaz güller. Kim göndermiş?"

"Bilmiyorum Hakime Hanım birisi kapınıza bırakmış. Sizin olduğunu düşündüğüm için başkası almasın diye görünce size getirmek istedim."

"Kapıma mı bırakmış , kim bırakır ki? Tamam siz çıkabilirsiniz. Masamın üzerine koyun lütfen çiçekleri."

Deniz penceresinden dışarıya baktı. Penceresi giriş kapısını görüyordu fakat tanıdık kimseyi görememişti. Zaten Ömer arabasına binip çoktan gitmişti bile.

Ömer'in ağzından.

Elimi kırmak ister gibi direksiyona vuruyordum. Sinirden gözüm seğermeye başlamıştı.

"APTAL! APTALSIN SEN, APTAL!  NİŞANLI BİR KIZA ÇİÇEK ALMAKTA NEYİN NESİ GÖRSE KESİN YANLIŞ ANLARDI. İYİ YAPTIM ÜSTELİK O KIL HERİFLE NİŞANLIYMIŞ .BELLİYDİ SADECE ARKADAŞ OLMADIKLARI, O KADAR SAMİMİYETTEN SONRA."

ADALET AVCISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin