ABİS: Bölüm 34 (Final)

877 42 109
                                    

Multimedia: Final bölümü videosu.

Bu bölümde eğik yazılı kısımlar Derin'in ağzından dik yazılı kısımlarsa Rüzgar'ın ağzından yazılmıştır. Anlayabilmek için dikkatli okumanızı tavsiye ediyorum. Ve sizlere şimdilik veda ediyorum. Yeni kurgularda görüşmek üzere. ♡

________🌙

Ve işte burdayım. Ruhumu ve benliğimi kanatan, asla dibini göremediğim bu uçurumun kenarında. Üzerimde nikahımda giydiğim elbise, bir elimde makas, diğer elimde de kocaman bir hiçlik...

Gözlerimden akan yaşları elimin tersiyle silip bir tutam daha kestim saçımdan. Ardından elimi kaldırarak uçuruma uzattım. Rüzgarın saçımı alıp gitmesini sanki ruhumu bedenimden alıp gidiyormuşçasına seyrettim. Gözlerimi kapatıp içimdeki acıyı reddetmedim. Kalbimi iki büklüm eden acıyla bir makas daha vurdum Rüzgar'ın dokunmaya bile kıyamadığı saçıma. İçimden, Rüzgar'ın çoktan uyanmış ve mektubumu okumuş olduğunu geçirip kesmiş olduğum saçı tekrar rüzgara teslim ettim.

Gözlerimi hafifçe aralarken içimden geçen heyecan kırıntısı başımın ağrısına karışıp yok olmuştu. Geceden kesik kesik şeyler hatırlarken beni bu hale neyin getirebileceğini düşündüm. Üzerimdeki ağırlık hafiften dağılırken bir elimi başıma tutup bakışlarımı yatağın yan tarafına çevirdim. Derin yoktu. Onun yerine kitaplığımdan bir şiir kitabım ve içerisinden taşan bir kağıt parçası vardı. Anlam veremediğim bu görüntüye bakarken kaşlarım iyice çatılmıştı. Hızla kitabı elime alıp içerisinden kağıdı çıkardım. Kağıttaki ilk cümle şöyledi.

Bu şiiri sana ithaf ediyorum koruyucu meleğim.

Kaşlarım iyice çatılırken kitaptaki şiire çevirdim bakışlarımı. Neler oluyordu böyle?

Ben senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun ki içinde beni görebilesin...
Fedakârlığımı anlıyorsun :
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan

"Vazgeçtim çiçek olmaktan
"Vazgeçtim toprak olmaktan." diye mırıdandım bir tutam saçımı daha kesip hiçliğe atarken.

senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce kavanozuma gelirsin.
Ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar o kadar karışacağız ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.

Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım.
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da bu düzelir herhalde...

Daha fazla okumdadım zaten ezbere bildiğim şiiri. Bu da neyin nesiydi böyle?

Hızla kitabı yana fırlatıp içerisindeki kağıdı okumaya devam ettim.

ABİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin