2.0

120 16 36
                                    

İyi okumalar💕

&


"Sana anlattığım kızı hatırlıyor musun?"

Evet hatırlıyordum. Zaten o konuşmadan sonra Seren ile aramız bozulmuştu. Başımı olumlu anlamda salladım.

"O kız..." derin bir nefes aldı. "Seren'di."

Şaşırmıştım. Şoktan nefes almayı unuttuğumu fark ettim. Derin bir nefes alarak ciğerlerimi doldurdum. "Ciddisin?"

"Ciddiyim. O yüzden konuşmadım seninle. Aranızı açmak istemedim. Kusura bakma."

"Açılacağı kadar açıldı zaten. Sorun yok. Arkasından konuşmak istemem ama sen zaten biliyorsundur. Seren de senden hoşlanıyor."

"Yep. Biliyorum."

"Onunla konuşmadın mı?"

"Hayır."

"Bence bir ara konuşmalısın Burak."

"Konuşurum. Neyse sende ne var ne yok?"

"Olçum benden hoşlanmıyormuş."

"Öyle mi? Ama onu suçlayamazsın. Sevdiklerine karşı yakın davranmayı sever."

"Galiba haklısın. İşte saçma sapan ergenlik hisleri... Bugün noldu biliyor musun?"

"Noldu?"

"Sana yada diğerlerine bundan bahsetmedim. Mesaj atan çocuk bana çok önceden bir kutu gönderdi. İçinde çikolatalı süt ve not vardı. Yatağımın altına koymuştum. Bugün buraya gelmeden önce odama Olçum geldi. Yatağıma oturacağı sırada ayağına kutu tostu. Yani kısaca içindeki notu okudu. Kızgın gözüküyordu. Ürktüm biraz."

"Büyük ihtimalle onlara söylemediğin için kızmıştır. Endişelenmiştir senin için. Cidden neden söylemedin kimseye?"

"O kadar önemli olduğunu düşünmemiştim." Önümdeki kumu elimin girebileceği kadar kazdım. Bir elimi çukura koydum ve diğer elimle, çukurdaki elime kum atmaya başladım. Sessizlik olmuştu. Böyle anlardan nefret ederdim. Birisinin konuşması gerek ama kimse bunu üstlenmiyor. 

Burak'a çevirdim bakışlarımı. Denizin kıyıya vuran dalgalarını izliyordu. İyi ki denizden uzağa oturmuştuk yoksa ıslanabilirdik. Tam bir şeyler söyleyecektim ki onun telefonu çalmaya başladı. Harika zamanlama gerçekten.

Telefonu açarak "Efendim anne." dedi. İster istemez kulak misafiri olacaktım konuşmalarına.

"..." 

Annesinin dediklerini duyamıyordum. Tek taraflı tuhaf konuşmayı dinleyecektim.

"Ablam yapacağını söylemişti. O yüzden ellemedim ben."

"..."

"Kumsaldayım, gelemem. O çok sevdiğin kızını ara."

"..."

Konuşmalarının şiddetlendiğini düşünüyordum. Ben anneme 'o çok sevdiğin oğlunu ara.' dersem annem bana kızardı. Ama Burak'ın yüzünden neler olduğunu okumak imkansızdı. Düz duruyordu. Benden size tavsiye kalabalık yerlerde telefondaki kişiyle kavga ediyorsanız hoparlörü açın. 

"Tamam anne. Görüşürüz." diyerek telefonu kapattı. Ona ne kadar meraklı baktıysam bana "Sorun yok. Merak etme." dedi. Bir anda şaşırdım. Ne yapacağımı bilemeden kuma gömdüğüm elimi çıkardım ve silktim.  "Merak etmemiştim zaten."

"Hım hım evet kesin."

Konuyu değiştirmek için aklıma gelen şeyi söyledim. "Anneme seninle buluşacağımı söylediğimde seni hatırlayamadı." dedim gülerek. 

Eliyle kalbini tutarak "Oysa anneni çok sevmiştim." dedi ve güldü. Telefonumdan saate baktım biraz geç olmuştu. Eve gitsem iyi olacaktı. "Kalkalım mı artık?"

Saatine baktı ve "Yarım saat sonra benimkiler gelecek onları bekleyeceğim. Ama istersen seni eve bırakabilirim." dedi.

Ne kadar kendi başıma yürümeyi sevmesem de onu reddedecektim. Yorulmasına gerek yoktu boşu boşuna. "Benden hemen sonra arkadaşlarını mı çağırdın?"

Gülerek "Tatlım biliyorsun çok meşgul biriyim. Ajandam dolu." dedi. 

Sırtına vurdum ve gülerek ayağa kalktım. "Ben giderim. Sağ ol."

Arkamdaki kumları silktim ve yerdeki çantamı aldım. "Sonra görüşürüz. "

"Görüşürüz."

Evime doğru yol aldım. Dışarısı serinlemişti. Çantamdan ceketimi çıkardım ve üzerime geçirdim. Kafamı kaldırdığım sırada bana doğru gelen çocuğu tanımıştım. Atlas. Olçum'un arkadaşıydı. Olçum'la yüzme kursuna gidince görürdüm onu. Yanlış hatırlamıyorsam bizim okuldaydı. Arada Olçum'la görürdüm onu yanımıza pek gelmezdi. Sessizdi.

Telefonuna bakıyordu. Yanımdan geçerken bilerek kolumla çarptım ona. Biraz dengesini kaybetti ve kafasını kaldırarak kızgın bakışlarıyla bana baktı. Benim olduğumu gördüğünde şaşırdı. 

Gülümseyerek selam verdim. "Selam Atlas."

Gülümseyerek biraz da dalgın bir şekilde bana karşılık verdi. "Selam Beren. Senin olduğunu görmemişim kusura bakma."

"Sorun değil."

"Naber?"

"İyiyim. Sen nasılsın?"

"İdare eder. Eve gidiyordum. Yüzmeden çıktım."

"Ben de eve gidiyorum."

"Beren, Olçum bugün yüzmeye gelmedi. Haberin var mı?"

Biraz şaşırdım. Olçum yüzmeyi pek kaçırmak istemezdi. "Biliyorsundur Olçum bizde kalıyor. Büyük ihtimalle Baran'la zamanın nasıl geçtiğini fark edememiştir."

"Hım anladım. Teşekkürler."

"Rica ederim. Görüşürüz."

"Görüşürüz. Kendine dikkat et."

"Ederim. Sende."

Yürümeye devam ettim. Baran olsa da Olçum Baran'la giderdi kursa. Kafamı iki yana salladım ve buna fazla kafa yormamaya karar verdim. 



Bölüm bir gün geç geldi kusura bakmayın^^

Bu bölümü nasıl buldunuz?

Beren zaten önceden tanıyordu ama siz Atlas ile yeni tanıştınız. Gördüğünüz kadarıyla onun hakkındaki gözlemleriniz neler?

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn

Seviliyorsunuzz💖💖


Çikolatalı Sütüm [Texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin