"Ya hadi hadi, sonra izlersin," dedim koca gövdesinin yönünü pencereye çevirerek. Sürüye sürüye arkasından iteledim onu. "Neyi izliyormuşum ki ben?" Gülen sesi kulaklarımı doldururken hızla camdan dışarı bakmak için yanından geçtim. Kimse yoktu. Arkamda sırıtan Cihangir'e baktım sinirle.

Bu rahatlık neredendi acaba?

Yaklaşan adım sesleriyle birlikte onu cama ittim. "Cihangir Allah aşkına, git kurban olayım." derken bir bacağı camda diğer hâlâ odamdayken onu hafifçe iterek aşağıya düşmesini sağladım. Odamın kapısına dönüp baktığımda kapının altındaki ışık huzmesi gölgelenmişti. Yatağa fırladım ve yorganı kapadım suratıma. Odamın kapısı açılırken annemi duydum.

"Oğlum ne bağırıyorsun sen evin içinde Alya Alya diye? Kız uyuyor!" diye sinirle söylenen annemle dört nala koşan kalbimi dizginlemeye çalışarak derin bir nefes koyverdim. Ama ben gürültüye uyanırdım, bunu bilirdi annem.

O sebeple yorganı öfkeyle tekmeledim ve yeni uyanmış gibi gözlerimi kıstım. Allahtan koridordaki ışık gözümü alıyordu da durumu kolaylaştırıyordu. "Ne var be böğürüyorsun taa öteki uçtan buraya? İyi ki bir erken uyuyalım dedik!" diye atarlanmamla annem "Yok bir şey yavrum uyu sen," diye abimi ite ite odamdan uzaklaştırdı sonra da kapıyı örttü.

Allahım sanırım az önce yaşadığım aksiyon bana bir on sene yeterdi.

————

"Alya kız? Bunu giysem mi senin kınada?" Leyla elindeki telefondan bana yine bir şey gösteriyordu.

"Hmm, gerçekten mükemmelmiş," diye yanıtlamamla dirseğini çaktı bana. "Keşke bir baksaydın ilk! Ne kadar da ilgilisin sen öyle," dedi sıkılmış bir edayla.

"Ya Leyla finallerim var yakında. Allah aşkına sal beni gideyim." Kaşlarını çatarak bana baktı. "Olmaz efendim öyle şey. Biricik kankanla birlikte elbise bakacaksın. Ayrıca kendine de bak bir zahmet, sanki evlenen sadece benim," dedi kafasını sallayarak.

Ay şiştim!

"İşim gücüm var ama inan, bunlar biter bitmez sana kanka demem görümce neymiş görürsün," diye söylendiğimde baygınca baktı bana önce, sonra saçını savurdu ve yanımdan kalktı.

Kitapları toparladım ve ezberleyeceğim kağıtları bir sıraya koyarken, annem elinde çay dolu tepsiyle bahçeye girdi. "Size çay getirdim kızlarım." Leyla az önce oturduğu salıncağa telefonunu atarak yerinden fırladı. "Anne çağırsaydın ya keşke beni," dedi masaya gelerek. "Ay ne olacak yavrum iki bardak doldurmaktan?"

"O değil de Aynur aradı az önce," demesiyle dikkatimi hala ayakta duran anneme verdim. "İkizler gece onda kalmış, Meryem'de baş edemiyormuş oturmaya gelecekler. Ben de gelin dedim." Ay başlıyordu eğlence...

Ayten ablanın ikizleri, Alara ve Dilara'ya hiç hazır değildim. Meryem garibim kuzen diye çekiyordu ikisini el mecbur.

"Tamam," dedik kısaca ve onlar gelene kadar ezber yapmaya çalıştım çünkü geldiklerinde bunu yapabilecek fırsatım olmayacaktı.

"Leylooooş! Alyaaa abla! Biz geldik." Kapıyı sonuna kadar çarparak bahçeye dalan ikizlere baktım. Alara benim yanıma gelip oturduğum sandalyenin üzerinden sarktı. Bana sıkıca sarılırken Dilara Leyla'nın yanına attı kendini. En son Meryem bitik bir halde girdi bahçeden ve bahçe kapısını örttü.

Yıldızlar ŞahidimWhere stories live. Discover now