Tanıtım

270 28 7
                                    



Haziran ayının sonunda olmamıza rağmen bütün şiddetiyle yağmaya başlayan yağmur, yaz yağmurun o hızlı ve ama kızgın havasıyla pencerelerimi dövüyordu.

Sabah çok erken uyandığım için öğleden sonra tuhaf bir yorgunluk çöküvermişti üzerime. Elime Alper'den ödünç aldığım Şimşek kitabını alıyorum. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'nu okumak kolay ve hızlıydı ama nedense Şimşek'i okurken epey zorlanıyorum. Peyami Safa'nın psikolojik tahlilleri ve karakterlerine yüklediği kimlikler bu kitabında bana biraz daha ağır geliyor. Tabi dil olarak çok fazla eski kelime olması da okumamı epey yavaşlatıyor.

Alper'in kitaplarını ödünç almamın pek çok nedeni var elbette. Ama en çok da kitabı bitirip koşarak yanına gitmek ve bütün kitabı tek tek onunla konuşmak istiyorum. O ne düşünüyor, ne hissediyor bilmek istiyorum. Tabi bir diğer nedeni de okurken hoşuna giden ya da ilginç bulduğu satırların altını çiziyor olması.
Böylece onun zihin dünyasına az da olsa, bir delikten bakabiliyor gibi hissediyorum. Işte okuduğum sayfada bir satırın daha altını çizmiş.

"...Sen ameli bir adamsın. Gayelerin mahdut ve hedeflerine hedeflerine giden yollar kısadır, bunun için istediğine çabuk malik olursun. Kadından istediğin nedir? Bir saniyelik zevk. Bir kadına daha fazla malik olmak; onu kendine hasretmek, başkalarıyla münasebetlerine karışmak istemezsin. Bunun için kıskanç değilsin ve yalnız bir kadını severek ötekilerden mahrum kalmaya razı olmazsın..."

Okuduklarımdan sonra kaşlarım çatılıyor. Nasıl yani sende mi böyle düşünüyorsun Alper? Sen de mi Sacid gibi bir adamsın?

"...Müfid'in kadından istediği nedir? Bir saniyelik zevk mi? Hayır o bir kadına tamamıyla , ebediyen malik olmak, onu yalnızca kendine hasretmek ister. Başkalarıyla münasebetine asla dayanamaz, dehşetli kıskançtır be yalnız bir kadını severek ötekilerden mahrum yaşamaya katlanabilir..."*

Kafam iyice karman çorman oldu. Sacid gibi bir adam mısın yoksa Müfid gibi biri misin Alper?
Birisi seni tanımladığı için altını çizdin, diğeri de senin taban tabana zıttın olduğu için mi çizdin?
Yoksa bir insanın zihniyeti siyah ya da beyaz olamayacak kadar karmaşık bir yapı mı?

Ben bunun üzerine biraz daha düşünürken koridordan sesler geldiğini duyuyorum. Tam ayağa kalkacakken odama Alper ve annem giriveriyor.

Şaşkınlıkla ve telaşla hemen ayağa fırlıyorum. Alper'in benim odam da ne işi var ya?

Üstelik üstümde de diz vermiş Tom ve Jerry'li pijamalarım var !!!

Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken Alper koştura koştura geldiği alnındaki terden belli bir şekilde anneme dönüyor.

"Şimdi dosyayı yüklemek biraz zaman alır Leman teyze ben Derya'yla hallederim."

Ne dosyası? Bana bir şey vereceğini söylememişti daha önce. Annem çıkar çıkmaz hızla öne atılıp sandalyeme oturuyor. Gözlerinde ve hareketlerinde çok büyük bir telaş var.

"Noldu Alper? Ne dosyası?"

"Sana bir şey soracağım Derya. Gözlerime bak! Çok acil sana bir şey soracağım!"

Aniden yükselen ve ayarlayamadığı ses tonundan tamamen panik halinde olduğunu görüyorum ama anlayamadım. Onun telaşını görünce ben de endişelenmeye başlıyorum.

"Tamam sor haydi."

Alper seslice yutkunuyor ve girdiğinden beri elinde tuttuğu kalın karton kaplı dosyayı açarak içinde ki kağıtları ve defteri ortaya çıkartıyor.

Yıldız SokağıWhere stories live. Discover now