*1*

599 41 17
                                    

Yine Error'la kavga ediyorduk. Bu sefer UnderFell'i yok etmeye çalışmıştı. Bıktım artık. Tam savaşın ortasındaydık ki birden durduk. İkimiz de arkamıza döndük. İkmizinde arkasında bir portal vardı. Birden portal beni içine doğru çekti. Ne oluğunu şaşırdım. Gözlerimi kapattım ve kötü bir şey olmaması için dua etmeye başladım. Birden yumuşak birşeyin üstünde olduğumu hissettim. Gözlerimi açtım. Bulutların üzerinde miyim, yoksa bana mı öyle geliyor??? Arkamda Error vardı. Önümüzde biri duruyordu. Teni bembeyaz, kar gibi ve bir kapşonu var. Biriyle konuşuyor. Hemen ayağa kalktım ve arkamdaki Error'a baktım. Sonra kızın konuştuğu kişiye baktım, tanıdıktı. Bir dakika... Bu Reaper değil mi? Birden kız arkasına döndü. Reaper da konuşmayı kesip bize baktı.
"Reaper?"
"İnk?"
"Senin burada ne işin var?"
"Boşver. Ah, bak bu da sana bahsettiğim arkadaşım."
Kıza baktım. Doğruydu, bana anlattığı kızla tam uyumluydu. Kıza elimi sevecen bir şekilde uzattım.
"Merhaba, ben-"
"Kiki!"
Elimi geri sıktı. Çok şaşırdım. Birden arkam kaşınmaya başladı. Kafamı arkaya doğru döndürdüm. Error kanatlarımla oynuyordu. Bir dakika-
Kanatlarım var! Kız elimi bıraktı.
"Demek kanatlarınızı fark ettiniz!"
"Ne?"
"Buraya geldiğinizde kanatlarınız çıkar, ya bir Melek olursunuz, ya da bir Şeytan. Burası Cennet- Hey Ruru!"
Error birden şaşkınlıkla kıza baktı.
"E-Evet?"
"Benimle aynı türsün."
"Ne yani, sen Şeytan mısın?"
"Ah, Kiki. Bu işleri hiç bilmiyorsun. Ben bir Karanlık Melek'im."
"Ne?"
"Bu tür az bulunur. Çünkü biz Şeytan ve Melek karışımıyız."
Error araya girdi.
"Acaba neden buradayız, onu öğrenmek istiyoruz."
Kız kıkırdadı.
"Bir süre boyunca buradasınız."
"O nedenmiş?"
"Boşver, gelin, size bir yer göstericem."
Reaper araya girdi.
"Bana ne olacak?"
"Sen AE'ine gidebilirsin istersen, ya da buradaki evine git. Senin tercihin."
"Tamam o zaman, aslında sizinle gelebilir miyim?"
"Tabii!"
Yürümeye başladık. Aklımdaki tüm soruları sormaya başladım. Kız da hepsini sabırlı bir şekilde cevapladı.
"Biz neredeyiz?"
"Cennet."
"Neden neredeyse herkesin kanatları farklı?"
"Kanatların şekli, rengi/ renkleri ve boyutları herkesin işine, duygularına ve yaptıkları şeylere göre değişir."
Birden hepimiz durduk.
"Reaper benimle gel, Kiki ve Ruru, siz burada kalın."
Kız bir yere girdi, bir ev. Ama evden çok villaya benziyordu. Dayanamayıp içeri girmeye karar verdim.
"Error, hadi gel, bu kız ne saklıyor görelim."
"Tamam."
İkimiz de kızın girdiği eve girdik. Çok büyük bir ev. Tam 2 katlı ve her odası farklı büyüklükte. Birden kız ve Reaper'ın aşağıya indiğini duyduk. Error kolumu tuttu ama glitclenmeye başladı. Hemen beni merdiven altına çekti ve elimi bıraktı, glitchleri yok oldu. Konuştuklarını duyamıyorduk. Birden ikisi de el sıkıştı. Reaper'ın dokunuşu ölümcül değil mi? Hemen dışarı ışınlandım çünkü kapıyı açıyorlardı. Dışarı çıktığımda Error yanımda yoktu. Sanırım ışınlanamadı. Kız Reaper'a hoşçakal anlamında el salladı ve Reaper açtığı portaldan girdi. Kız bana doğru geldi.
"Ruru nerede?"
"Uhhhh- O-O şey-"
"Dondurma denilen şeyden almaya gittim."
Yan tarafa döndüm ve Error'u gördüm. Elinde iki tane ismi dondurma olan üçgenin üstüne konulmuş dondurulmuş meyve vardı. Karışık renkli olanı bana uzattı, üçgen olan tarafı elime aldım. Error ise pembe ve sarı renginde dondurma tutuyordu. Lafı iyi kıvırmıştı çok şükür.
"Teşekkürler."
"Birşey değil."
"Bu nasıl yeniyor?"
Kız kıkırdadı.
"Yalamanız ya da ısırmanız gerek."
Error gözünü sıkıca kapadı ve dondurmadan bir ısırık aldı. Sonra gözlerini açtı ve dondurmayı çiğneyip yuttu. Dondurmaya bir bakış attı sonra hepsini ağzına attı. Bir çığlık patlattı.
"KAFAM!"
Kız gülmeye başldı.
"Alıştırma yapmadan tüm dondurmayı atamazsın, eğer yaparsan beyin donması yaşarsın."
Bende kendi dondurmamı yaladım. Çok değişik tatlar alıyorum!
"Bu nedir, o kadar güzel ki!"
"Donmuş süt ve meyve, bunlardan her gün yiyorum ben."
Dondurmamı yalaya yalaya bitirdim, keşke hiç bitmeseydi.
"Ben bu dondurmaları tek seferde ağzıma atabilirdim."
"Vay, kafan acımaz mı?"
Error'a döndüm. Aslında güzel bir soruydu.
"Ben çok alıştırma yaptım."
"Hmm..."
"Gelin içeri girelim."
Kızı takip ettik. Bizi evin bahçesine getirdi. Bu sefer daha çok inceleme fırsatımız oldu. Bahçenin ön kısmı kalp şeklinde koyulmuş beyaz ve sarı lalelerle özenle donatılmıştı. Yer normal evler gibi taş, mermer ve çimdendi. Mermerden yapılmış eve giden yolun iki kenarında minyatür şelaleler vardı. Kuşlar da yanlarından su içiyordu. Kız evin kapısını bir anahtarla açtı ve içeri girdik. Bize doğru döndü ve elimize iki tane anahtar verdi sonra şaşıracağımız bir cümle söyledi.
"Buradaki yeni evinize hoş geldiniz!"

Evet bölümü burada bitiriyorum. Gerçekten beni çok yordu. İlhâmın gelmesi biraz zor oldu. Umraım beğenmişsinşzdir.

Oy verin PLZZZZZ!!!

Yeni Bir Başlangıç || Errorink || Sezon 1Where stories live. Discover now