5 ✣ PAS

2.8K 189 76
                                    


MELİSSA CLARK

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

MELİSSA CLARK

23.02.2016

13.49

TERRE HAUTE HAPİSHANESİ

Kir.

Her yerime bulaşan o korkunç kir.

İçim kirlenmişti benim. Bir daha asla iyileşmeyecek yaralar bütün bedenimi sarmıştı. En çok hislerimi paramparça etmişti. Hissetmekle hissetmemek arasındaki o ince çizgide tıkılıp kalmıştım.

Birine güvenecektim. Hem de öyle kötü,öyle kimsesiz bir andaydı ki bu, kendimi avutacaktım. Kimse yoksa da Paul beni korur diyecektim. Ama yine elime ayağıma bulaştırmıştım.

Haksız bir düşmanlık boğazıma sarılmış beni boğmak için can atıyordu. Paslanmışlığın vermiş olduğu o pasiflikle kaldığım yerden daha ilerisine gidemiyordum. Bir adım fazla atacak olsam, kendimi uçurumun dibinde görüyordum. Yatağımdan kalktım lakin sendelemiştim. Güç bela ayakta durmayı başardım. Duvardaki eski aynanın paslanmışlığının içerisinde kendimi görmeye çalıştım. Göz bebeklerim korkuyla yanıp tutuşuyor ama aynı zamanda suskun bir çocuk gibi geri kaçıyordu.

En yakın arkadaşımdan istediğim parayı bugün gözlerimle görmüştüm. Bu yüzden içim bir nebze rahattı. Dışarıdan bir adam tutmak çok zor olmamıştı. Bu işi elime yüzüme bulaştırmamam gerekiyordu. Yoksa polisliğim elimden alınır, en yakın arkadaşımı da işsiz bırakırdım.

İçeride yardım alabileceğim şuan hiç kimse yoktu. Bu sabahki konuşmalara kulak misafirliği yapmış olmasaydım Paul'dan yardım isteyebilirdim. Ama artık o da benim için bir tehlikeydi.

Göz bebeklerimden bedenime kaydı bakışlarım. Zayıflamıştım. Yanaklarımda çukurlar oluşmuş, göz kapaklarımın altı tüm gece uyumamışım gibi mosmordu. Ellerim daha çok titriyor fakat artık ısınmıyordu.

Paul'dan aldığım sigarayı alıp acemice dudaklarımın arasına iliştirdim. İlk deneyişimde derin bir öksürük bedenimi ele geçirse de vazgeçmedim.

''İçtiğimizi bilmelerine rağmen saklıyoruz şu anasını sattığım şeyi.'' dedim çakmağı yastığımın altına koyarken.

İçimdeki acıyı böyle bir acı hiçe saymıyordu ama hafifletiyordu.

Unutturmuyordu ama alıştırıyordu.

Sigarayı bitirdim ve lavaboda söndürdüm. Bu sırada koğuşumun parmaklıkları sonuna kadar açıldı. Eski zamanların aksine bu sefer yerinden kalkan tek kişi Jordan olmuştu. Umursamadım ve bahçeye çıktım. Planladığım gibi demirlerin üstüne yeni bir jilet korkuluk yapacaklardı. Yenisini koyabilmek içinse eskisini çıkartmak zorundaydılar.

KOĞUŞ-7Where stories live. Discover now